TZD Genel Başkanı İbrahim Yetkin, Toprak Mahsuller Ofisi (TMO) Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu'nun piyasada yeterli buğday olduğu yönündeki sözlerini değerlendirerek, "TMO'nun derhal devreye girip fiyatları düşürmesi lazım. Ben de yeterli olduğunu biliyorum ama fiyatlar yükseliyor. Bu durumda, piyasaya hakimsen yükselen fiyatları düşür" diye konuştu. Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, kuraklığın bahane edilerek, buğday fiyatlarının artmasıyla sebze ve meyve fiyatlarının enflasyona etkileriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yetkin, Türkiye'de son günlerde etkili olan yağışlarla birlikte kuraklığın getirdiği tahribatın bir ölçüde giderildiğine işaret ederek, ancak buğday üretiminin önümüzdeki yıl tüketim düzeyinin altında kalacağını tahmin ettiklerini söyledi. Toprak Mahsuller Ofisi (TMO)'nin izlediği yanlış politikalar nedeniyle bu kurumun piyasaya müdahale olanağını yitirmesinin, ekmek üzerinde yeni bir tehdidi gündeme getirdiğini öne süren Yetkin, bunun da Türkiye'de vurgunculuğu egemen kılacağı kaygısını taşıdıklarını dile getirdi. 2006 yılı sonbaharında yaşanan sel ve kuraklık nedeniyle buğday üretiminin Çukurova ve Konya gibi önemli bölgelerde yüzde 20'ye varan oranlarda düşmesinin beklendiğini kaydeden TZD Genel Başkanı İbrahim Yetkin, şunları söyledi: "TMO'nun bildirdiği gibi 2006 yılında 20 milyon ton buğday üretimi yapıldığına inanmıyoruz. Yeni hasada kadar piyasadaki yaklaşık 6.5 milyon ton buğday miktarına rağmen, Ocak 2007 itibariyle TMO'nun elindeki buğday stoku 500 bin ton. Bu da günlük 47 bin ton buğday tüketimi olan Türkiye'nin 10-11 günlük ihtiyacını karşılayabilecek bir rakam. Bu da TMO'nun artık piyasayı düzenleme olanağına sahip olmadığını göstermektedir. TMO, çiftçinin elinden ucuza aldığı buğdayı, daha sonra tüccara piyasanın altında satıyor. Piyasada olan buğday TMO'da değil 'belirli bir kesimin elinde' toplanıyor." "Yeni ürünün piyasaya çıkacağı yaklaşık 4 aylık sürede, bazı kesimlerin buğday üzerinde yoğun bir spekülasyon yapacağına ilişkin bütün belirtiler ortaya çıkmıştır" diyen Yetkin, "Bu spekülasyon, gerçek üreticiyi zarara uğrattığı gibi art arda gelecek ekmek zamlarını tetikleyecek ve tüketiciyi de önemli zarara uğratacaktır. TMO'nun derhal devreye girip fiyatları 'nasıl düşürürse düşürmesi lazım'. TMO Genel Müdürü 'piyasada yeterli buğday' var diyor, ben de yeterli olduğunu biliyorum ama fiyatlar yükseliyor. Bu durumda piyasaya hakimsen 'yükselen fiyatları düşür" dedi. Yetkin, şu an yükselen buğday fiyatlarından üreticinin hiçbir kazancı olmadığını da belirterek, bunun nedeninin çiftçinin elinde buğday olmaması olduğunu vurguladı. Yetkin, "Artışın, vurgunun sorumlusu Türk çiftçisi değil. Bugüne kadarki artışları fırsat bilenler, fiyatı artırıp sistemin getirdiği boşluktan yararlanıyor'' şeklinde konuştu. TMO'nun şu anki fiyatlarının piyasanın altında olduğunu, bu durumda bazı kişilerin kolaylıkla TMO'dan ucuza buğday alıp piyasada satabileceğini söyledi. Yetkin, TMO'nun piyasaya geç girmesi ve piyasayı regüle edememesi gibi bir durumun ortaya çıktığını da dile getirerek, TMO'nun temel politikalarının yanlış oyduğunu iddia etti. 2007 yılının açıklanan ilk enflasyon rakamlarının yüksek çıkmasıyla ilgili olarak, işlenmemiş tarım ürünlerinden kaynaklanan artışların gerekçe gösterildiğini savunan Yetkin, meyve ve sebze fiyatlarındaki artışın çiftçiden değil, aracılardan kaynaklandığını söyledi. Fiyatları artıran sistemin yanlış olduğunu belirten Yetkin, bu sistemde üretici ve tüketici her zaman kaybediyor" dedi. Üreticiden ucuza çıkan domatesin tüketiciye 13 kat, havucun 28 kat artarak ulaştığını öne süren Yetkin, "Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar üreticinin kazanmadığı, tüketicinin darbe yediği bir sistem yoktur'' diye konuştu.