Arafat'ın adı nasıl konuldu?
Abdülkadir Geylani Hazretleri buyurdu ki: Dahhâk şöyle bildirir ki; "Âdem aleyhisselâm yeryüzünde Hindistan'a (Serendip adasına), Havvâ ise Cidde'ye indirilmişlerdi. Bu yüzden birbirlerini aramakta, istemekte idiler. Arefe günü Arafat'ta buluşup, birbirlerini tanıdıklarından o güne tanımak mânâsına Arefe ve buluştukları yere de Arafat denmiştir."
07.09.2016 00:00:00
Sa'dî der ki: "Arafat'a arafat denmesinin sebebi, Hâcer, İsmail aleyhisselâm'ı Sâre'nin yanından çıkarmıştı. İbrahim aieyhisselâm, orada yoktu. Geldiğinde İsmâil aleyhisselâmı göremeyip sordu. Sâre, Hâcer'in İsmâil'i alıp gittiğini söyleyince, İbrâhim aleyhisselâm, İsmâil aleyhisselâmı aramaya çıktı. İsmâil aleyhisselâmı Hâcer ile beraber Arafat'ta bulup, bilmesiyle oraya Arafat dendi."
Peygamber Efendimiz (salalllahü aleyhi ve sellem) buyurdu: "İbrâhim aleyhisselâm, İsmâil aleyhisselâmı görmek için, bir sabah Filistin'den kalkıp gideceği zaman, Sâre hanımlık gayretinden ötürü, dönüşüne kadar, binek hayvanından inmemek üzere İbrâhim aleyhisselâm'a yemin ettirmişti. İbrâhim aleyhisselâm, İsmail'i görüp, dönmesinden sonra Sâre bir yıl İbrâhim aleyhisselâmı alıkoymuştu. Bir yıl sonra, İbrâhim aleyhisselâm, Sâre'den izin alarak çıkıp gitti. Mekke dağlarına ulaştı. Gecenin üçte ikisi geçtikten sonra, Arafat dağının eteği yakınında, Allah Teâlâ'dan izin gelinceye kadar gece vakti yürür ve yol arardı. Sabah olunca, oraları bildiği için, Allah Teâlâ o yere Arafat adını verdi. Bu anda İbrâhim aleyhisselâm, 'Yâ Rabbi, Beytinin bulunduğu yeri en sevgili kıl. En uzak yerlerden, güç şartlar altında ona ulaşmak arzusu Müslümanların kalplerini doldursun' buyurdu."
Atâ der ki: "Arafat denmesi şöyledir: Cebrail aleyhisselâm, İbrâhim aleyhisselâma hac menâsikini gösterdi. Arafat'ı gösterince, bildim dedi. Bunun için Arafat dendi."
Saîd bin Müseyyeb, Hz. Alî'nin (r.a.), "Allah Teâlâ, Cebrâil aleyhisselamı, İbrâhim aleyhisselâma gönderdi, onunla beraber hac yaptırdı. Arafat'a gelince İbrâhim aleyhisselâm, Cebrâil aleyhisselâma, 'Bildim, bildim' dedi. Zira İbrâhim aleyhisselâm, bundan önce bir kere daha Arafat'a gelmiş idi. Bunun için Arafat denmiştir" buyurduğunu bildirmiştir.
Ebûttıfl'ın, İbn?i Abbâs'dan (radıyallahü anhümâ) bildirdiğine göre, Arafat'a arafat denmesi, Cebrâil aleyhisselâm, İbrâhim aleyhisselâm'a gelip, Mekke'nin etrafını gösterip, "Yâ İbrâhim buranın adı şöyledir, şuranın adı böyledir" dediğinde, İbrâhim aleyhisselâm, "«Bildim, bildim yâ Cebrail" demesindendir diye beyân eyledi.
Esbât'ın, Sa'dî'den naklen bildirdiğine göre, İbrâhim aleyhisselâm, insanları hacca çağırdığında, insanlar telbiye ile cevap verdiler. Onlardan gelenler, geldiği zaman, Allah Teâlâ İbrâhim aleyhisselâma Arafat'a çıkmalarını emreyledi. Ona Arafat'ı tarif eyledi. Bunun üzerine İbrâhim aleyhisselâm Arafat yolunda bir ağaca rastladığında, Cemre?i Akabe'de, üçüncü cemrenin bulunduğu yerde Şeytan onun karşısına çıkınca, yedi ufak taş atarak Şeytan'ı taşladı. Her taşla beraber tekbir getirdiğinde, Şeytan, birinci cemre yerine kaçtı. Orada da onu taşlayıp, tekbir getirdiğinde, Şeytan dayanamayacağını anlayıp kaçtı. İbrâhim aleyhisselâm gidip, Zülmecâz adındaki yere vardı. Oraya bakıp, tanımayıp geçince oraya Zülmecâz dendi. Sonra Arafat'a gidip durdu. Önceden kendisine anlatılan şekilde Arafat'a bakınca, onu bildi ve bildim demesiyle, Arafat adı verildi. Akşam olunca, Müzdelife'ye indi. Müzdelife'ye cem denmesi, orada iki namazın yani akşam ile yatsı namazlarının bir arada kılınması sebebiyledir. Meş'arü'l?Haram da denir. Zira orada, insanlar diğer yasakları da işlemesinler diye, Allah Teâlâ haremin sâir yerleri gibi, Müzdelife'nin de haramdan olduğunu iş'ar etmiş, bildirmiştir."
(Günyetü't?Tâlibîn'den?)
Peygamber Efendimiz (salalllahü aleyhi ve sellem) buyurdu: "İbrâhim aleyhisselâm, İsmâil aleyhisselâmı görmek için, bir sabah Filistin'den kalkıp gideceği zaman, Sâre hanımlık gayretinden ötürü, dönüşüne kadar, binek hayvanından inmemek üzere İbrâhim aleyhisselâm'a yemin ettirmişti. İbrâhim aleyhisselâm, İsmail'i görüp, dönmesinden sonra Sâre bir yıl İbrâhim aleyhisselâmı alıkoymuştu. Bir yıl sonra, İbrâhim aleyhisselâm, Sâre'den izin alarak çıkıp gitti. Mekke dağlarına ulaştı. Gecenin üçte ikisi geçtikten sonra, Arafat dağının eteği yakınında, Allah Teâlâ'dan izin gelinceye kadar gece vakti yürür ve yol arardı. Sabah olunca, oraları bildiği için, Allah Teâlâ o yere Arafat adını verdi. Bu anda İbrâhim aleyhisselâm, 'Yâ Rabbi, Beytinin bulunduğu yeri en sevgili kıl. En uzak yerlerden, güç şartlar altında ona ulaşmak arzusu Müslümanların kalplerini doldursun' buyurdu."
Atâ der ki: "Arafat denmesi şöyledir: Cebrail aleyhisselâm, İbrâhim aleyhisselâma hac menâsikini gösterdi. Arafat'ı gösterince, bildim dedi. Bunun için Arafat dendi."
Saîd bin Müseyyeb, Hz. Alî'nin (r.a.), "Allah Teâlâ, Cebrâil aleyhisselamı, İbrâhim aleyhisselâma gönderdi, onunla beraber hac yaptırdı. Arafat'a gelince İbrâhim aleyhisselâm, Cebrâil aleyhisselâma, 'Bildim, bildim' dedi. Zira İbrâhim aleyhisselâm, bundan önce bir kere daha Arafat'a gelmiş idi. Bunun için Arafat denmiştir" buyurduğunu bildirmiştir.
Ebûttıfl'ın, İbn?i Abbâs'dan (radıyallahü anhümâ) bildirdiğine göre, Arafat'a arafat denmesi, Cebrâil aleyhisselâm, İbrâhim aleyhisselâm'a gelip, Mekke'nin etrafını gösterip, "Yâ İbrâhim buranın adı şöyledir, şuranın adı böyledir" dediğinde, İbrâhim aleyhisselâm, "«Bildim, bildim yâ Cebrail" demesindendir diye beyân eyledi.
Esbât'ın, Sa'dî'den naklen bildirdiğine göre, İbrâhim aleyhisselâm, insanları hacca çağırdığında, insanlar telbiye ile cevap verdiler. Onlardan gelenler, geldiği zaman, Allah Teâlâ İbrâhim aleyhisselâma Arafat'a çıkmalarını emreyledi. Ona Arafat'ı tarif eyledi. Bunun üzerine İbrâhim aleyhisselâm Arafat yolunda bir ağaca rastladığında, Cemre?i Akabe'de, üçüncü cemrenin bulunduğu yerde Şeytan onun karşısına çıkınca, yedi ufak taş atarak Şeytan'ı taşladı. Her taşla beraber tekbir getirdiğinde, Şeytan, birinci cemre yerine kaçtı. Orada da onu taşlayıp, tekbir getirdiğinde, Şeytan dayanamayacağını anlayıp kaçtı. İbrâhim aleyhisselâm gidip, Zülmecâz adındaki yere vardı. Oraya bakıp, tanımayıp geçince oraya Zülmecâz dendi. Sonra Arafat'a gidip durdu. Önceden kendisine anlatılan şekilde Arafat'a bakınca, onu bildi ve bildim demesiyle, Arafat adı verildi. Akşam olunca, Müzdelife'ye indi. Müzdelife'ye cem denmesi, orada iki namazın yani akşam ile yatsı namazlarının bir arada kılınması sebebiyledir. Meş'arü'l?Haram da denir. Zira orada, insanlar diğer yasakları da işlemesinler diye, Allah Teâlâ haremin sâir yerleri gibi, Müzdelife'nin de haramdan olduğunu iş'ar etmiş, bildirmiştir."
(Günyetü't?Tâlibîn'den?)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.