Anayasa'nın namusu?

Değiştirilemez hükümler, Anayasa'nın namusudur.Pozitif dokunuş açıklamalarıyla Anayasa'nın mahremine müdahale edilmek isteniyor.Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Anayasa'nın ilk üç maddesine pozitif olarak dokunulabileceğini açıkladı.Acaba bu pozitif dokunuş nasıl olacak?Sayın Kılıç'a göre yapılan değişiklik ileriye gidişe sebep olacaksa, yani pozitif yöndeyse Anayasa buna izin verirmiş.Nedir bu maddeler?Madde 1: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.Madde 2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.Madde 3: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ayyıldızlı al bayraktır. Milli marşı 'İstiklal Marşı' dır. Başkenti Ankara'dır.Madde 4: Anayasanın 1'inci maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2'nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3'üncü maddesindeki hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

Anayasa'nın 4. maddesindeki hüküm çok açık. Bu açık hükümle kastedilen şeyin ne olduğunu anlamak için hukukçu olmaya da gerek yok."Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez" ibareleri varken Sayın Başkan Haşim Kılıç'ın pozitif yönde dokunuşları mümkün gören düşüncesinin dayanaklarını gerçekten bilmek isterim.Gerçi Sayın Kılıç, yukarıdaki açıklamalarından sonra 'Anayasa'nın ilk üç maddesi değiştirilebilir demedim' diye açıklamada bulundu.Sayın Başkan'a göre pozitif dokunuş bir değiştirme değil demek ki.Oysa az önce de dile getirdiğim gibi Anayasa, pozitif ya da negatif ayrımı yapmadan her türlü dokunuşlara karşı ilk üç maddeyi korumaktadır.Anayasa'nın 1. ve 2. maddeleriyle kimsenin bir alıp veremediği yoktur.Asıl düğüm 3. maddedir.Türkiye'nin federasyona çevrilmesinin, Türkçenin yanına yeni resmi diller sokuşturulmasının ve Baydemir'in ifade ettiği Türk bayrağının yanına başka bayrakların asılmasının önündeki en büyük engel bu maddedir.Aslında son engel de diyebiliriz. Çünkü bu engel de bölücüler tarafından aşıldığı takdirde emellerine ulaşmalarına mani olacak bir şey kalmayacak.Referandumdan önce yaptığı açıklamalarda Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Anayasa'nın bu üç maddesinin değiştirileceğini her fırsatta haykırmıştı. Gelişmeler her zaman olduğu gibi bu konuda da O'nu haklı çıkarmıştır.Yani pozitif dokunuşlarla Anayasa'nın namusu tehlikededir?

Milletin iradesi nerede?

Milletin iradesini hükümetin hiçbir icraatında göremiyoruz.Mesela demokratik açılım?Barzani'nin, Öcalan'ın iradesi yansıdı.AB ve ABD'nin iradesinin varlığı hissediliyor.Ama milletin iradesinin esamesi okunmuyor.Yanlış mı?Değil?Bir başka örnek daha verelim mi?Anayasa değişikliği?Buna da bölücülerin iradesi yansıdı.Öcalan ve Barzani'nin iradesi baskın?Washington ve Brüksel'in iradesi zaten olmazsa olmaz.İlk Washington'da okunmuştu ne de olsa.Peki, nerede milletin iradesi?Mumla arasan bulamazsın.

Siyasilerin çoğu icraatında hiçbir izi yok milletin iradesinin.Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini kuruyacağına yemin etmiş siyasilerin icraatlarında ne milletin egemenliği korunuyor ne de milletin iradesi bu icraatlara yansıtılıyor.Hal böyle olunca da böyle icraatların hiç birinden vatana, millete hayır gelmiyor.Açılım süreci ne getirdi bir bakın?Terör bitti mi?Hayır. Bilakis daha da azdı.Bölücü söylemler durdu mu?Hayır.Bırakın durmayı, ayyuka çıktı.Anayasa değişiklikleri ne getirdi?Aslında ne götürdü diye sormak lazım.İskenderun limanını götürdü.Yılsonuna kalmadan Galaport'u götürecek.Üniter yapıyı götürüyor, federatif yapı geliyor.Nereden mi çıkarıyoruz?Her tarafta seslendirilen, başkanlık sistemi adı altında ülkemizin eyaletlere bölünmek istenmesinden?Federasyonun konuşulmasından?Anayasa'nın değiştirilemez maddelerinin değiştirilmesinin istenmesinden?Terörle mücadele gitti, Terörle müzakere geldi?Öcalan'la pazarlık yapılıyor artık.Kandile direkt telefon istedi işte?Netice olarak milletin iradesinin yansımadığı hiçbir işten hayır gelmez. Milletin iradesinin belirlemediği siyasetten de milli irade ortaya koyması beklenemez.Kimlerin iradesi yansıdıysa bu süreçlere oraların işine geliyor açılımlar ve değişimler.Kimler akıl verdiyse onların ekmeğine yağ sürüyor gelişmeler.Sonra da vatandaş şunu soruyor:İşler niye kötüye gidiyor?Bu şartlar altında işlerin iyiye gitme şansı var mı sizce?

Bölücüler dört köşe?

Demokratik açılımla başlayan süreç Habur'dan Türkiye'ye giren PKK'lı teröristlerle sürdü, son günlerdeki görüşmelerle devam ediyor.Öcalan'la görüşülüyor.Barzani'yle görüşülüyor.ABD'yle görüşülüyor.Vatandaş süreçten -emin olun- hiçbir şey anlamış değil.Bundan dolayı süreci insanlarımızın doğru değerlendirmesi beklemek asla mümkün değil.Ama süreci doğru değerlendirenler, gelişmelerin Türkiye'yi nereye götürdüğünü bilenler ya çok tedirginler ya da çok seviniyorlar.

Tedirgin olanlar kim?Türkiye'yi gönülden sevenler.Türkiye'nin bölünmeye doğru gittiğini görenler.Federasyona sürüklenmekten rahatsız olanlar.Bunlar üzülüyor.Sevinenler kimler?Başta Öcalan.Barzani.AB.Ve tabii ki ABD?Peki, bu ülkelerin ve adamların memnun olduğu bir sürecin Türkiye'ye faydalı bir şekilde sonuçlanması mümkün mü?Asla mümkün değil?

Dünya tek merkeze bağlanıyor Türkiye çok merkeze bölünüyor

Dünya birleşirken, ABD tüm dünyayı tek merkezden yönetirken,Türkiye'nin tek merkezden idare edilemiyor demek büyük bir çelişki değilse nedir?Dünya globalleşiyor, tüm sınırlar ortadan kalkıyor denilen bir çağda Türkiye kendi içinde yeni yeni sınırların peydahlanmasına evet dememeli.Batılılar her zaman olduğu gibi kendi yaptıklarının tam tersini bize dayatıyorlar.Güçlü bir merkezi hükümet olduğu zaman dünyayı bile idare edebilirsiniz.Ama merkezi hükümet zayıfsa -Türkiye'de olduğu gibi- eyaletlere bölünmek parçalanmayı davet etmektir.Çözüm güçlü devlettir.Devlet güçlü ve "baba" olursa millet de güçlü olacaktır.