Adalet Bakanı Cemil Çiçek, katıldığı bir programda hükümetin yapmayı düşündüğü Anayasa değişikliği konusunda da açıklamalarda bulundu.
Çiçek, Türkiye'nin ulusal programda AB'ye taahhüt ettiği bazı konular bulunduğunu ve bunların büyük bir kısmının da Anayasa ile bağlantılı olduğunu kaydetti.
Türkiye iki arada,
bir derede
"AB olsa da olmasa da Anayasa'yı değiştirmediğiniz sürece köklü reformlar yapma imkanınız yok" diyen Çiçek, "Bir taraftan yürürlükteki Anayasa'yı hesaba katıyorsunuz. Çünkü çıkardığınız kanunların bu Anayasa'ya uyması lazım. Ama öbür taraftan da bu Anayasa AB müktesabatına uymuyor. Şimdi iki arada bir derede Türkiye var. Onun için ya bu sevdadan vazgeçeceğiz ya bu değişikliği yapacağız" diye konuştu.
Öncemik Yüksek Yargıya
Bakan Çiçek, Anayasa değişikliğinin hangi alanlarda olacağı konusunda da bilgi verdi. Yüksek mahkeme başkanlarının kendisinden istekte bulunduğunu anlatan Çiçek, önceliğin bu alana verilmesi gerektiğini belirtti.
Çiçek, şöyle konuştu: "Yine bir kısım mahkemelerle ilgili dışardan, içerden beklentiler var. Ama bunlardan bazıları var ki AB açısından olmazsa olmaz şartlardır. Nitekim dün (önceki gün) Türkiye, Avrupa Konseyi Meclisi'nde artık gözetimden çıktı. İşin bu kısmı hoşumuza gidiyor ama orda birşey daha söylediler. Anayasa değişikliğinin yapılması gerekir dediler. Ama bunu AB makamlarının ille de şart koşmasına gerek olmasın. Kendi irademizle bu değişikliği yapalım."
Dokunulmazlık knusu
Anayasa'da dokunulmazlıklar konusunda da bir değişiklik yapılması gerektiğini anlatan Bakan Çiçek şöyle devam etti: "Dokunulmazlıklar giderek bir ayrıcalık haline dönüşmüş, Türkiye'deki demokrasi bir ayrıcalıklar rejimi olmuş. Kamu görevlilerinin yargılanması ayrı bir problem, siyasetçilerin yargılanması ayrı bir problem, düz vatandaşın yargılanması bir başka usule tabi. Bu kadar farklı bir uygulama. Bunların hepsinin, 'mademki her işimizi AB noktasında değerlendirmeye çalışıyoruz' o zaman bu ayrıcalıkların da bu sınırlara indirgenmesi gerekiyor. Bu ne anlama geliyor Anayasa'nın 129. Maddesinin değiştirilmesi gerekiyor."
Çiçek, Türkiye'nin ulusal programda AB'ye taahhüt ettiği bazı konular bulunduğunu ve bunların büyük bir kısmının da Anayasa ile bağlantılı olduğunu kaydetti.
Türkiye iki arada,
bir derede
"AB olsa da olmasa da Anayasa'yı değiştirmediğiniz sürece köklü reformlar yapma imkanınız yok" diyen Çiçek, "Bir taraftan yürürlükteki Anayasa'yı hesaba katıyorsunuz. Çünkü çıkardığınız kanunların bu Anayasa'ya uyması lazım. Ama öbür taraftan da bu Anayasa AB müktesabatına uymuyor. Şimdi iki arada bir derede Türkiye var. Onun için ya bu sevdadan vazgeçeceğiz ya bu değişikliği yapacağız" diye konuştu.
Öncemik Yüksek Yargıya
Bakan Çiçek, Anayasa değişikliğinin hangi alanlarda olacağı konusunda da bilgi verdi. Yüksek mahkeme başkanlarının kendisinden istekte bulunduğunu anlatan Çiçek, önceliğin bu alana verilmesi gerektiğini belirtti.
Çiçek, şöyle konuştu: "Yine bir kısım mahkemelerle ilgili dışardan, içerden beklentiler var. Ama bunlardan bazıları var ki AB açısından olmazsa olmaz şartlardır. Nitekim dün (önceki gün) Türkiye, Avrupa Konseyi Meclisi'nde artık gözetimden çıktı. İşin bu kısmı hoşumuza gidiyor ama orda birşey daha söylediler. Anayasa değişikliğinin yapılması gerekir dediler. Ama bunu AB makamlarının ille de şart koşmasına gerek olmasın. Kendi irademizle bu değişikliği yapalım."
Dokunulmazlık knusu
Anayasa'da dokunulmazlıklar konusunda da bir değişiklik yapılması gerektiğini anlatan Bakan Çiçek şöyle devam etti: "Dokunulmazlıklar giderek bir ayrıcalık haline dönüşmüş, Türkiye'deki demokrasi bir ayrıcalıklar rejimi olmuş. Kamu görevlilerinin yargılanması ayrı bir problem, siyasetçilerin yargılanması ayrı bir problem, düz vatandaşın yargılanması bir başka usule tabi. Bu kadar farklı bir uygulama. Bunların hepsinin, 'mademki her işimizi AB noktasında değerlendirmeye çalışıyoruz' o zaman bu ayrıcalıkların da bu sınırlara indirgenmesi gerekiyor. Bu ne anlama geliyor Anayasa'nın 129. Maddesinin değiştirilmesi gerekiyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.