Yaklaşık üç haftadır, ABD'de bir polisin George Floyd isimli siyahi bir vatandaşı gözaltına alırken boğarak öldürmesi üzerine çıkan olayları konuşuyoruz.
Bu konuda yorum üstüne yorum yapılıyor ve bu sebeple "ABD'nin sonunun geleceğine" varacak kadar tahminlerde bulunuluyor.
Ancak netice itibariyle öne çıkartılan iki önemli husus var: Birincisi ABD polisinin özellikle siyasilere karşı artık bu kadar acımasızca davranamayacağı, ikincisi ABD halkının, yaptığı bu protestolar ve tepkiler sebebiyle çok duyarlı ve hümanist insanlar topluluğu olduğu!
Bu yorumların her ikisi de gerçeği yansıtmaktan çok uzak.
Şunu kesinlikle unutmamak lazım, ABD dünyanın en çok suç işlenen ve cezaevleri en çok dolu olan ülkesi. Amerika'da her beş kadından birinin mutlaka tecavüze veya tecavüz girişimine maruz kaldığını söylersem sanırım konu anlaşılır.
Dünya geneline göre, suç işleyenlere son derece ağır cezalar verilmesi ve çoğu eyalette idam cezasının halen uygulanması dahi suç oranlarını düşürememektedir.
Hal böyle iken suçla ve suçluyla mücadelede en önde yer alan ve en çok önem arz eden unsur kuşkusuz kolluk kuvvetleri yani polistir.
Siz zannediyor musunuz Amerika'da polisler suçlulara ve zanlılara karşı, filmlerde ve dizilerde izlediğiniz gibi son derece nazik davranıyorlar?!
Tüm bu sebeplerden dolayı Amerika Devleti polislere (Yazılı olmasa dahi) şiddete başvurma konusunda son derece geniş yetkiler vermiştir. Polisler neredeyse her yıl binin üzerinde insanı öldürdüğü halde hemen hemen hiç ceza almamaktadırlar. Polislere bu sebeple ciddi cezalar verildiği takdirde disiplini gevşetecekler ve suç oranları da hızla artacaktır.
Yani vatandaşlar, hem ağır cezalarla hem de polis korkusuyla dizginlenmeye çalışılmaktadır.
Amerika bu tür vakalardan dolayı polislere ciddi bir ceza veremez. Floyd olayı bu kadar öne çıkmasaydı onu öldüren polis hakkında soruşturma dahi açılmayacaktı ancak göreceksiniz bu kadar hengâmeye rağmen polisin alacağı ceza ya bir miktar para cezasından ibaret olacak veya kısa süreli hapis cezası verip onu da erteleyecekler ve sonuçta bu polis mesleğine de devam edecektir.
Çünkü olay sadece Floyd gibi masumların katledilmesinden ibaret olacak kadar basit değil. Öyle olsaydı şimdiye kadar çoktan bunların önüne geçilebilirdi.
ABD'de, polise verilen geniş yetkiler ve benzer olaylarda polislerin cezalandırılmaması neticesinde toplumsal olaylar ve suçlar büyük ölçüde dizginlenebiliyor yahut en azından belli baremlerde tutulabiliyor.
Amerikan halkına gelince, şöyle bir benzetme yaparsak son derece anlaşılır olacaktır. Amerika halkı son derece sağlam zincirlerle bağlanmış ve sürekli beslenen canavarlar gibidir. O sağlam zincirler son derece ağır hükümler içeren kanunlar ve bu kanunların uygulayıcısı olan, polislerin de yer aldığı, adalet sistemidir.
Bu zincirler gevşetilirse veya beslenmeleri aksatılırsa, hiç acımadan birbirlerini parçalarlar ve ortada ABD diye bir şey kalmaz.
Düşünebiliyor musunuz dünya nüfusunun yaklaşık %5'ini oluşturan Amerika halkı dünya tüketiminin %32'sini gerçekleştirmektedir. Yani dünyanın üçte ikisi Amerikan halkını doyurmak için çalışmaktadır.
Peki, ABD bunu nasıl başarmaktadır?
Birincisi ve en önemlisi, son derece acımasız ve adaletsiz bir şekilde, karşılıksız olarak bastığı dolarla; ikincisi de yine acımasız, adaletsiz ve zalim bir şekilde kullandığı askeriyle.
Yani sizin anlayacağınız, ABD sistemi tamamen zulüm, şiddet ve güç üzerine kuruludur.
Bu zulüm sistemini de merhum Prof. Dr. Haydar Baş bey, Milli Ekonomi Modeli ve Milli Paralarla Ticaret formülü ile yıkmıştır.
Bundan 12 yıl öncesine kadar dünya ticaretinin %80'i ABD Doları ile yapılırken şu anda bu oran %30'lara kadar gerilemiştir ve her geçen yıl düşmeye devam etmektedir.
Bunun manası şudur, Amerika artık istediği kadar karşılıksız Dolar basıp dünyayı sömürememektedir ve karşılığı ABD'de bulunmayan trilyonlarca Dolar, aslına rücu edip sıradan bir kâğıt haline dönüşmektedir.
Amerika'nın yaşadıkları görünüşte Floyd sebebiyle görünse de aslında ekonomi sisteminin çökmesi sebebiyle yaşanılan sıkıntıların dışa vurumundan ibarettir.
Amerikan halkı bugün Floyd'u bahane edip ayaklanırken yarın alakasız bir başka konuyu bahane edip yine ayaklanarak ortalığı yakıp yıkarak önüne gelen işyerlerini yağmalamaya devam eder ve bu çöküşün artık önünü almasına imkân bulunmamaktadır.
Buna bir de Küresel Isınma sebebiyle yaşanan iklim değişikliğini ve bu sebeple yakın gelecekte ABD coğrafyasının büyük bir kısmının buzullaşacağı gerçeğini eklersek, Amerikan Hayali'nin Amerikan Kâbusu'na dönüşmesi kaçınılmaz bir gerçek ve sondur.
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022