Hüseyin MURADO?LU / MİHENK
ABD'nin Irak'a müdahale ihtimali oldukça zayıflamış görünüyor. Gerçi; Amerikan hükümetindeki şahinler kanadı müdahale için bastırmaya devam ediyor. Ve de vazgeçecek gibi görünmüyorlar.
ABD dünya kamuoyundan yeterli destek bulamayınca bir müddet daha müdahaleyi geciktirmek durumunda kaldı. Hatta; bundan önceki tüm harekatlara onay veren baş müttefik İngiltere bile harekatın karşısında yer alıyor. Amerika bu kez tek başına görünüyor.
Türkiye'yi de işin içine çekmek isteyen ABD siyasetçileri Ankara'dan da elleri boş dönmüşlerdi. (Genelkurmayımızın alkışlanacak karşı duruşu sayesinde tabiiki...). Tüm çabalarına rağmen Türkiye ikna edilemedi. Oysa; böyle bir harekattan istenilen sonucun alınabilmesi için Türkiye'nin hem askeri hem de siyasi desteğinin sağlanması zaruridir.
Wiliam Safir'in; harekata katılması halinde "Musul-Kerkük Türkiye'ye verilebilir" safsatası da tutmadı. Sanki adamlar çikolata dağıtıyor gibiler.
Kimsenin göz göre göre böylesine değerli bir bölgeyi Türkiye'nin avuçlarına sunması beklenemez.
Baba Bush zamanında her türlü askeri ve siyasi imkanına rağmen Saddam'ı devirmeyen ABD şimdi inandırıcılıktan çok uzak. Zaten artık bir yönü de; ABD kamuoyunu etkilemek olan bu harekatlara, dünya da tepkiyle karşı çıkıyor.
Irak'a müdahale şimdilik ufukta görünmüyor ama her an tekrar gündeme gelebilir. Saddam baş kusurlu ama Irak'ın bölünmesinin bize ne faydası olabilir ki? Üstelik müttefik ABD, Kuzey Irak'ta artık fiilen De Facto bir devletin hayat kaynağı. Kendi adına para bile bastıran Barzani, gözümüzün içine baka baka bölgede devletleşiyor. Böyle giderse bu durumun ilerde; orta vadede hatta yakın vadede Türkiye'yi siyasi arenada oldukça zorlayacağı görülüyor. Aşiretten devletliğe yükselen bu gruplar, zaten bize karşı Batı olan kamuoyunda yerlerini daha da sağlamlaştırabilir. Bu da geri dönüşü olmayan bir yola bizi sokabilir. Bölgenin iskambil kağıdından kurulmuş dengeleri de böylece alt üst olur.
Körfez savaşından sonra şu ana kadar ki zararımız 40 Milyar doları geçiyor. Bu zararın onda birini bile karşılamamış olan ABD'ye güvenerek yeni bir harekata katılmak hiçte akıllıca bir iş olmaz.
ABD'nin Irak'a müdahale ihtimali oldukça zayıflamış görünüyor. Gerçi; Amerikan hükümetindeki şahinler kanadı müdahale için bastırmaya devam ediyor. Ve de vazgeçecek gibi görünmüyorlar.
ABD dünya kamuoyundan yeterli destek bulamayınca bir müddet daha müdahaleyi geciktirmek durumunda kaldı. Hatta; bundan önceki tüm harekatlara onay veren baş müttefik İngiltere bile harekatın karşısında yer alıyor. Amerika bu kez tek başına görünüyor.
Türkiye'yi de işin içine çekmek isteyen ABD siyasetçileri Ankara'dan da elleri boş dönmüşlerdi. (Genelkurmayımızın alkışlanacak karşı duruşu sayesinde tabiiki...). Tüm çabalarına rağmen Türkiye ikna edilemedi. Oysa; böyle bir harekattan istenilen sonucun alınabilmesi için Türkiye'nin hem askeri hem de siyasi desteğinin sağlanması zaruridir.
Wiliam Safir'in; harekata katılması halinde "Musul-Kerkük Türkiye'ye verilebilir" safsatası da tutmadı. Sanki adamlar çikolata dağıtıyor gibiler.
Kimsenin göz göre göre böylesine değerli bir bölgeyi Türkiye'nin avuçlarına sunması beklenemez.
Baba Bush zamanında her türlü askeri ve siyasi imkanına rağmen Saddam'ı devirmeyen ABD şimdi inandırıcılıktan çok uzak. Zaten artık bir yönü de; ABD kamuoyunu etkilemek olan bu harekatlara, dünya da tepkiyle karşı çıkıyor.
Irak'a müdahale şimdilik ufukta görünmüyor ama her an tekrar gündeme gelebilir. Saddam baş kusurlu ama Irak'ın bölünmesinin bize ne faydası olabilir ki? Üstelik müttefik ABD, Kuzey Irak'ta artık fiilen De Facto bir devletin hayat kaynağı. Kendi adına para bile bastıran Barzani, gözümüzün içine baka baka bölgede devletleşiyor. Böyle giderse bu durumun ilerde; orta vadede hatta yakın vadede Türkiye'yi siyasi arenada oldukça zorlayacağı görülüyor. Aşiretten devletliğe yükselen bu gruplar, zaten bize karşı Batı olan kamuoyunda yerlerini daha da sağlamlaştırabilir. Bu da geri dönüşü olmayan bir yola bizi sokabilir. Bölgenin iskambil kağıdından kurulmuş dengeleri de böylece alt üst olur.
Körfez savaşından sonra şu ana kadar ki zararımız 40 Milyar doları geçiyor. Bu zararın onda birini bile karşılamamış olan ABD'ye güvenerek yeni bir harekata katılmak hiçte akıllıca bir iş olmaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.