‘Allah’tan korkan günahlarından sıyrılır
Allah’ın Sevgilisi (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kulun vücudu, Allah korkusu ile ürperdiği zaman, yaprakları dökülen ağaç gibi günahlarından sıyrılır”
28.12.2023 09:50:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş
İmam Gazali Hazretleri şöyle anlatıyor:
Hz. Davud (Allah'ın selâmı üzerine olsun) kürsü üzerine oturmuş, Zebûr okurken gözleri yerde sürünen kırmızı bir kurda ilişir ve içinden, "Acaba Allah'ın bu kurdu yaratmaktan muradı, ne ola ki?" diye düşünür. Bunun üzerine Allah'ın izni ile dile gelen kurt O'na şöyle der: "Ey Allah'ın Resulü! Her gün, gündüzleri bin kere 'Subhanallahi velhamdülillâhi ve lâilâhe illellahu vellahu ekber/Allah'ı noksanlıkların her türlüsünden tenzih ederim, hamd O'na mahsustur, O'ndan başka ilâh yoktur, Allah en büyüktür' demeyi, Allah bana ilham etti. Geceleri ise yine bin kere 'Allahümme salli alâ seyyidina Muhammedininnebiyyil ümmiyyi ve alâ alihi ve sahbihi ve sellem/Allah'ım! Okuma-yazmasız Peygamberin olan Muhammed'e, O'nun soyundan gelenlere ve O'nun sahabilerine rahmet ve selâm ihsan eyle' dememi ilham etti. Sen zikrederken neler söylüyorsan bana da bildir de istifade edeyim." Bu sözleri işiten Hz. Davud (a.s.) kırmızı kurdu küçümsediğine pişman olur, Allah'tan korkarak O'na tevbe eder ve dergâhına sığınır.
Hz. İbrahim (a.s.) işlediği bir günahı hatırlayınca baygınlık geçirir ve kalbinin çarpıntısı (neredeyse) bir mil uzaklıktan duyulurdu. Allah'ın emri ile bir gün kendisine Cebrail (a.s.) gelir ve der ki: "Allah sana selâm ediyor ve 'dostundan korkan bir dost gördün mü?' diye soruyor."
Hz. İbrahim (a.s.) Cebrail'e şöyle cevap verir: "Ey Cebrail! Kusurum aklıma gelince ve cezasını da düşününce dostluğumu unutuyorum."
İşte peygamberlerin, velilerin ve salihlerin tutumu budur. Ötesini var sen düşün.
Büyük ahlâk ve fıkıh âlimi Ebü'l-Leys es-Semerkandî şöyle der:
"Allah'ın yedinci kat semada birtakım melekleri var ki, yaratıldıkları andan beri secdededirler. Böğürleri Allah korkusu ile devamlı titrer haldedir. Kıyamet günü başlarını secdeden kaldırarak, 'Ey noksanlıkların her türlüsünden berî olan Allah'ımız! Sana lâyık olduğun derecede ibadet edebilmiş değiliz' diyeceklerdir."
Kur'an-ı Kerim'in şu ayeti, onların bu hâllerine işaret eder: "Üstlerindeki Rabb'lerinden korkarlar ve emrolunduklarını yaparlar (göz açıp kapayana kadar bile Allah'ın emrini kırmazlar."
Peygamberimiz (s.a.v.) ise şöyle buyurur: "Kulun vücudu, Allah korkusu ile ürperdiği zaman, yaprakları dökülen ağaç gibi günahlarından sıyrılır."
Hz. Davud (Allah'ın selâmı üzerine olsun) kürsü üzerine oturmuş, Zebûr okurken gözleri yerde sürünen kırmızı bir kurda ilişir ve içinden, "Acaba Allah'ın bu kurdu yaratmaktan muradı, ne ola ki?" diye düşünür. Bunun üzerine Allah'ın izni ile dile gelen kurt O'na şöyle der: "Ey Allah'ın Resulü! Her gün, gündüzleri bin kere 'Subhanallahi velhamdülillâhi ve lâilâhe illellahu vellahu ekber/Allah'ı noksanlıkların her türlüsünden tenzih ederim, hamd O'na mahsustur, O'ndan başka ilâh yoktur, Allah en büyüktür' demeyi, Allah bana ilham etti. Geceleri ise yine bin kere 'Allahümme salli alâ seyyidina Muhammedininnebiyyil ümmiyyi ve alâ alihi ve sahbihi ve sellem/Allah'ım! Okuma-yazmasız Peygamberin olan Muhammed'e, O'nun soyundan gelenlere ve O'nun sahabilerine rahmet ve selâm ihsan eyle' dememi ilham etti. Sen zikrederken neler söylüyorsan bana da bildir de istifade edeyim." Bu sözleri işiten Hz. Davud (a.s.) kırmızı kurdu küçümsediğine pişman olur, Allah'tan korkarak O'na tevbe eder ve dergâhına sığınır.
Hz. İbrahim (a.s.) işlediği bir günahı hatırlayınca baygınlık geçirir ve kalbinin çarpıntısı (neredeyse) bir mil uzaklıktan duyulurdu. Allah'ın emri ile bir gün kendisine Cebrail (a.s.) gelir ve der ki: "Allah sana selâm ediyor ve 'dostundan korkan bir dost gördün mü?' diye soruyor."
Hz. İbrahim (a.s.) Cebrail'e şöyle cevap verir: "Ey Cebrail! Kusurum aklıma gelince ve cezasını da düşününce dostluğumu unutuyorum."
İşte peygamberlerin, velilerin ve salihlerin tutumu budur. Ötesini var sen düşün.
Büyük ahlâk ve fıkıh âlimi Ebü'l-Leys es-Semerkandî şöyle der:
"Allah'ın yedinci kat semada birtakım melekleri var ki, yaratıldıkları andan beri secdededirler. Böğürleri Allah korkusu ile devamlı titrer haldedir. Kıyamet günü başlarını secdeden kaldırarak, 'Ey noksanlıkların her türlüsünden berî olan Allah'ımız! Sana lâyık olduğun derecede ibadet edebilmiş değiliz' diyeceklerdir."
Kur'an-ı Kerim'in şu ayeti, onların bu hâllerine işaret eder: "Üstlerindeki Rabb'lerinden korkarlar ve emrolunduklarını yaparlar (göz açıp kapayana kadar bile Allah'ın emrini kırmazlar."
Peygamberimiz (s.a.v.) ise şöyle buyurur: "Kulun vücudu, Allah korkusu ile ürperdiği zaman, yaprakları dökülen ağaç gibi günahlarından sıyrılır."