Ossun Nenemun Ruhuna
Sabahleyin işe gelirken karşılaştığım eski bir dostum anlattı, yaşanmış bir olay.
Dursun emice evin balkonundan bahçedeki tavuklarını, zevkle seyre koyulmuş. İşte tam bu sırada bir atmaca, tavuklardan birini kaptığı gibi havalanmaya başlamış. Eline ne geçtiyse kapıp atmacaya atmaya başlayan Dursun emice, bir yandan da okkalı cinsinden küfürlerini püfür püfür sıralamayı ihmal etmemiş.
Son çare tüfeği kapıp atmacaya ateş etmek olmuş ama, nafile, çünkü atış menzilini de aşmış atmaca.
Tavuğun kurtulmasından umudunu kesen Dursun emice, açmış ellerini Allah'a:
- Ey Allah'um! Ossun rahmetluk nenem ruhuna.
*
Benum ben, yabancı değil
Adam son model Mersedesiyle seyir halindeyken, kırmızı ışık yanınca durmak zorunda kalmış. İşte tam bu sırada eski model bir Lada, arkadan Mersedese, güm diye bindirmiş.
İnmişler arabalardan, ladanın şoförü başlamış hayat hikayesini anlatmaya;
- Valla abi, hapisten yeni çıktım. Hanım beni terk etti. Çocuklarım kayıp. Kendim işsizim...
Mersedesin sahibi bakmış ki, adamın hikayesi bitmeyecek;
"Lanet olsun, tamam tamam, anlatmana gerek yok" deyip binmiş arabasına.
Koyulmuşlar yola.
İkinci ışıkta yine durmuş Mersedes, yine gelmiş Lada arkadan, güm diye bindirmiş Mersedese.
Ladanın şoförü, arabadan inmeden, el kol hareketleriyle anlatmaya başlamış, mersedesin şoförüne;
"Benim ben, inmene gerek yok. Benim, hani biraz önce konuşmuştuk ya. Hah, işte o benim, otur, otur, boşuna inme. Benin ben.
*
Temel, İngiliz ve Alman
Bir gün, Temel, bir İngiliz ve bir Alman bir otele gitmişler. İlk Alman otele girip oda sormuş.
Görevli; oda var ama içinde akrep var demiş. Bir saat sonra odadan dışarı fırlamış bizim Alaman. Daha sonra İngiliz otele gidip oda istemiş. Görevli; oda var, ama içinde çok kara böcek var demiş. İngiliz de bir saat sonra odadan dışarı fırlar. Daha sonra Temel gelip oda sorar, görevli oda var, ama içinde karınca var, der. Olsun der Temel. Odaya yerleşip, bir akşam kalır. Sabah olunca otel görevlisi; o kadar karıncanın içinde nasıl uyuduğunu sorunca Temel şu cevabı verir:
- Uy, hacan karıncalardan birini öldürdüm, diğerleri onun cenazesine gitti, ben de rahat rahat uyudum. (Bu fıkra Başarı Koleji 4. sınıf öğrencisi olan oğlum Ali. Haydar'dan hediyedir.)
Sabahleyin işe gelirken karşılaştığım eski bir dostum anlattı, yaşanmış bir olay.
Dursun emice evin balkonundan bahçedeki tavuklarını, zevkle seyre koyulmuş. İşte tam bu sırada bir atmaca, tavuklardan birini kaptığı gibi havalanmaya başlamış. Eline ne geçtiyse kapıp atmacaya atmaya başlayan Dursun emice, bir yandan da okkalı cinsinden küfürlerini püfür püfür sıralamayı ihmal etmemiş.
Son çare tüfeği kapıp atmacaya ateş etmek olmuş ama, nafile, çünkü atış menzilini de aşmış atmaca.
Tavuğun kurtulmasından umudunu kesen Dursun emice, açmış ellerini Allah'a:
- Ey Allah'um! Ossun rahmetluk nenem ruhuna.
*
Benum ben, yabancı değil
Adam son model Mersedesiyle seyir halindeyken, kırmızı ışık yanınca durmak zorunda kalmış. İşte tam bu sırada eski model bir Lada, arkadan Mersedese, güm diye bindirmiş.
İnmişler arabalardan, ladanın şoförü başlamış hayat hikayesini anlatmaya;
- Valla abi, hapisten yeni çıktım. Hanım beni terk etti. Çocuklarım kayıp. Kendim işsizim...
Mersedesin sahibi bakmış ki, adamın hikayesi bitmeyecek;
"Lanet olsun, tamam tamam, anlatmana gerek yok" deyip binmiş arabasına.
Koyulmuşlar yola.
İkinci ışıkta yine durmuş Mersedes, yine gelmiş Lada arkadan, güm diye bindirmiş Mersedese.
Ladanın şoförü, arabadan inmeden, el kol hareketleriyle anlatmaya başlamış, mersedesin şoförüne;
"Benim ben, inmene gerek yok. Benim, hani biraz önce konuşmuştuk ya. Hah, işte o benim, otur, otur, boşuna inme. Benin ben.
*
Temel, İngiliz ve Alman
Bir gün, Temel, bir İngiliz ve bir Alman bir otele gitmişler. İlk Alman otele girip oda sormuş.
Görevli; oda var ama içinde akrep var demiş. Bir saat sonra odadan dışarı fırlamış bizim Alaman. Daha sonra İngiliz otele gidip oda istemiş. Görevli; oda var, ama içinde çok kara böcek var demiş. İngiliz de bir saat sonra odadan dışarı fırlar. Daha sonra Temel gelip oda sorar, görevli oda var, ama içinde karınca var, der. Olsun der Temel. Odaya yerleşip, bir akşam kalır. Sabah olunca otel görevlisi; o kadar karıncanın içinde nasıl uyuduğunu sorunca Temel şu cevabı verir:
- Uy, hacan karıncalardan birini öldürdüm, diğerleri onun cenazesine gitti, ben de rahat rahat uyudum. (Bu fıkra Başarı Koleji 4. sınıf öğrencisi olan oğlum Ali. Haydar'dan hediyedir.)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024