Sıcak gündem olan ekonomiden başlayalım. Son sloganları neydi? 'Faiz sebep enflasyon sonuçtur'. Çöktü.
Kendileri açısından, sebebi bildikleri halde 19 yılda sonuca ulaşamamış olmanın itirafıdır bu.
Bakın! 2002'de Türkiye'de faiz oranları % 60 civarındaydı. Enflasyon % 29'du. 1 dolar eşittir 1 lira 44 kuruştu.
2021 yılında ise Merkez Banaksı faizi % 14. TÜİK enflasyonu % 36 oldu. 1 dolar eşittir 13 lira 32 kuruş.
Demek ki, faiz sebep, enflasyon sonuç değilmiş. Sebep ne? Kapitalizme sarılan AKP, serbest piyasa ekonomisi, yabancı sermaye ve borçlanarak büyüme hastalığı, devlet kurumlarının peşkeş çekilmesi ve de tarımda bile ithalatçı duruma düşülmesi.
Kadim dost ABD
'Kadim dost, müttefik, stratejik ortak ABD' söylemleri ağızlardan düşmezdi. ABD suyoluna dönmüştü. ABD için BOP. BOP içinde komşularımızla adeta düşman olduk. Fırat'ın doğusu 'kırımızı çizgimizdir' dedik. ABD oraya terör devletçiği kurdu. Şimdi sınırlarımıza gözetleme kuleleri kuruyormuş.
Nihai hedef AB
2004'te imzayı attılar. Fasıldan fasıla koştular. AB istediği için milli ve manevi değerlerimize hakkında nas olan kararlar, kanunlar çıkardılar. AB istediği için Anadolu'da buldukları her kalıntıyı kiliseye çevirdiler, kilise açma yarışına girdiler. Tarım, hayvancılık AB'ye kurban edildi.
Resmi olarak o imza duruyor ama fiili olarak AB hayali de bitti.
Filistin-İsrail
Kudüs kırmızı çizgimizdi. İsrail terör devleti idi. En son Saray'da konuk edilen Hahambaşılardan, 'İsrail ile iyi ilişkiler kurmak' için yardım talep edildi.
3Y
20 yıl önce 'biz yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla, yani '3Y' ile mücadele etmek için iktidara geliyoruz' dediler ve geldiler. Çöktü.
19 yıl sonra devletin ve milletin ana gündemi nedir? Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar.
Eski bakanlar bir bir itirafçı oluyor. İçişleri bakanlığında milyarlarca liralık yolsuzluk dosyaları bekletiliyor.
Bugün batan banka yok, doğru. Ama Reza Zarraplar, Zindaştiler, Sezgin Baranlar, Kiripto Fatihler, Tosuncuklar, kuzucuklar, kurtçuklar, yatlara, katlara, marinalara çökenler var. Siyasetçilerin yurt dışındaki malları konuşuluyor. Ortadaki rakamlar dün batan bankaların sermayesinden çok çok fazla.
Yasaklar mı? Bunları yorumlayanlar, bilgi ve belgelerle ortaya koyanlara ya sokakta kumpas kuruluyor, darp ediliyor, ya gözaltına alınıyor ya da en tepeden tehditler maruz kalınıyor.
Yoksulluk mu? Resmini çizemem ama herkes maaşına, faturalarına ve bankalardaki borçlarına bakabilir.
Adalet
İktidarın, İslam'dan sonra en çok dillendirdiği kavram adalettir. Üstelik adında bile adalet var ama partinin içişleri bakanı mafyadan maaşlı siyasetçi itirafında bulunmasına rağmen adaletten haber alınamıyor.
AYM Başkanı, 'adil yargılanma hakkıyla ilgili bir meselemiz var' diyor ve halkın % 77'nin adil yarılanma olduğuna inanmadığını' ifade ediyor. Başka örneğe gerek var mı?
Liyakat-ehliyet
Bu iki kavram da AKP kurmaylarının en çok kullandığı kavramlar arasındadır. Peki, saha nasıl?
Cuma günleri (haşa) üç-beş ayet sallayan Egemen Bağış, Kavakçı ailesinden, Kayacı ailesinden, Teyfik Göksü ailesinden bir çok ismi büyükelçi atayan, yakın akraba referansı olanların her türlü makama geldiği, yandaş olana kapıların otomatik açıldığı, hayvanat bahçesi müdürünün TÜBİTAK'a, ilahiyatçının tıp fakültesine dekan yapıldığı bir ortamda liyakat ve ehliyet söylemlerinin samimiyeti sorgulanır.
'Soma tekmecisi' olarak bilinen Yusuf Yerkel'i Frankfurt Başkonsolosluğu'na atadılar. Dünya medyasına konu oldu. Almanya'nın akredite vermediği iddia ediliyor.
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025