Merhum Demirel'in; 'Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur' sözü bir hakikattir. Sayın Erdoğan ve iktidarları bu hakikati de değiştirdi. Tencereyi doldurarak mı? Yok, hayır. Peki, nasıl? Anlatayım.
Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Siz, bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz" sözlerinin üzerinden 5 yıl geçti.
Bu 5 yılda Sayın Erdoğan söylemlerinden zerre taviz vermediği gibi çıtayı da hep yükseltti.
Peki, bu 5 yılda sahada neler oluyordu?
Dünyada en yüksek faiz oranları listesinde 8. sıradayız.
Dünya genelinde en yüksek enflasyon sahip 10'uncu ülke konumunda bulunan Türkiye, G20 ülkeleri arasında da en yüksek enflasyona sahip 2'nci ülke.
Dünya Sefalet Endeksi'nde Türkiye 156 ülke içinde 21. sırada yer aldı.
Avrupa ülkeleri arasında ise birinci sıradayız.
Dünya'da en çok değer kaybeden para birimleri içerisinde 3. olduk. Yetki verildiği yıl 1 dolar 5,29 TL idi.
Avrupa'da asgari ücret sıralamasında altımızda sadece Arnavutluk var.
İthalat ve cari açık patladı. Vatandaşın bankalara borcu ve icra dosyaları patladı. Devletin borcu da patladı.
AKP bu tabloyu nasıl akladı?
Laf (hitabet) ile. Bir de faiz ile.
Lafa bakalım: "Türkiye'yi demokrasi, adalet, ekonomi ve üretimde şaha kaldırdık, özgürlüklerde en ileri ülkelerden biri olduk." (2019)
''Ekonomimiz üçüncü çeyrekte güçlü bir toparlanmayla yüzde 6,7 büyüdü. Bu oranla dünyada en hızlı büyüyen ülke olduk'' (2020)
"Türk ekonomisi dünyada en hızlı büyüyen ikinci ekonomi oldu." (2021)
"Temmuz ayından sonra Türkiye ekonomisinin atağa kalkacak, öyle bir sıçrayacak ve büyüyecek ki etrafımızdaki Almanya'sı, Fransa'sı, İngiltere'si, İtalya'sı ve o her şeye burnunu sokan ABD'si de çatlayacak" (2022)
"Türkiye'nin sergilediği performans bizi, dünyanın en büyük 10 ekonomisine girme hedefimize adım adım yaklaştırıyor" (2023)
"Birileri çıkıp 'aç kaldık' diyor. Vicdansızlık yapmayın. Aç kalan falan yok."
"Ben ekonomistim ve kronometreyi sıfırladık".
"Benim alanım ekonomi, neticesi de ortada."
"Biz sözüne, kavline sadık, vaatlerinin arkasında duran Cumhur İttifakı'yız. Milletimizin beklentilerini boşa çıkarmamakta kararlıyız." (2023)
"Ekonomide sıkıntı varmış, yoo. Biz gayet iyi yolumuza devam ediyoruz..."
Yolda karşımız açıkanlar
Sayın Erdoğan, ekibi, partisi ve ittifak ortakları yollarına devam ediyor. O yoldaki şu rakamlar da önemli sanırım!
Hükümet, devletin kasasından yaptığı hane yardımlarıyla devamlı övünüyor. Örneğin Aralık 2022: 3 milyon haneye, Haziran 2023: 3,5 milyon haneye, Temmuz 2023: 3,7 milyon haneye sosyal yardım yani yeme, içme, giyinme, barınma gibi temel ihtiyaçlarınızı karşılayın, diye yardım yapmış.
Peki, ne kadar? Sıkı
durun! Hane başına bin
250 TL.
22 yıl önceye gidelim
Ecevit dönemiydi ve Merhum Prof. Dr. Haydar Baş gazetemizde 12.11.2001 tarihli yayımlanan yazısında şöyle diyordu:
"Esasen toplumun bütün kesimi aynı dertten muzdarip. Enflasyon, halkın alım gücünün her geçen gün azalması, sermaye piyasası ve bankalarda paranın tekelleşmesi neticesi gelir dağılımında meydana gelen eşitsizlik, işsizlik, bunun yanı sıra hortumlama ve yolsuzluklar ülkemizin temel problemleri haline gelmiş durumdadır.
Esnaf, memur, köylü, işçi vb. topyekûn milletin beklediği
1) Enflasyonun (pahalılığın) önüne geçilmesi
2) Hortumlama ve yolsuzluklara dur denmesi
3) IMF ile işbirliğinin terkedilmesi
4) İşsize iş, yoksula aş temin edilmesi
Bütün bunlar bir lüks olmayıp, halkın idaresine talip olanların temel vazifeleridir. Bu vazife hakkıyla yerine getirilemediği içindir ki, bugün esnaf, işçi, memur sokaktadır. Genel grev mesajları verilmektedir.
Bu durum ciddi sosyal çalkantıların da habercisi olabilir. Bu itibarla "ülkeyi içinde bulunduğu bu badireden çıkaramayanların bu kabiliyete sahip kadroların önünü açması" bir zaruret haline gelmiştir."
Erdoğan'ın Türkiye'si
Enflasyon azdı
Hortumlama ve yolsuzluklar bire bin arttı
IMF'nin yerini Arap sermayesi aldı
İşsizlik, yoksulluk yanında ülkemizde beyin göçü yaşanıyor.
Hüseyin Baş ne demişti?
BTP Lideri Hüseyin Baş birkaç ay önce şu cümleleri kurmuştu:
"Kendisinin bu son dönemlerini ben, rahmetli Ecevit'in son dönemlerine çok benzetiyorum...
İşin en can alıcı tarafı da şu, ikisinin de iktidar ortağı MHP'ydi, Sayın Bahçeli'ydi. Yani bir final süreci yaşıyor gibiyiz…
Türkiye'nin tek çıkış yolu Bağımsız Türkiye Partisi fikrindedir. Sosyolojik yapımızı sağlam temellere oturtacak duygu düşünce dünyası buradadır. Ekonomimizi sarsılmaz güçlü bir ekonomi haline getirecek düşünce dünyası bu yapıdadır."
Sizce?
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025