Yaşadığımız mutsuzluğun, hüznün bir nedeni de ihtiyaç-ihtiras kavramlarını birbirlerinden ayırt edemediğimizden, anlayamadığımızdan kaynaklandığını zannediyorum.
Hepimizin istekleri, arzuları, hedefleri vardır. Bu arzu hedefler ihtiras boyutuna ulaşmışsa insan, kendine hükmedemez, aklını kullanamaz. O hedefi için kimliğini, benliğini bile feda edebilir. Toplumda bu örnekleri çokça görüyoruz.
Tabi bu kavramlar size Prof. Dr. Haydar Baş'ı hatırlattı. Sayın Baş, Milli Ekonomi Modelinde bu iki kavramın mahiyetlerini çok net olarak açıklamıştır.
Emperyalistler, kapitalizmin silahıyla insan maddeye yönlendirerek vahşileştirmiştir. Çünkü bu zihniyete göre kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsızdır. O halde güçlü olmak isteyen sınırlı kaynakları ele geçirmek zorundadır.
Bu anlayış fert bazında da geçerlidir. Zenginin fakiri ezdiği gerçeği yüz yıllardır yaşanan acı tablodur.
Oysa aklını kullanan, düşünebilen insanlar için bu koskoca bir yalandır. Sayın Baş; 'Kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlıdır. Sınırsız olan ihtiraslardır' diyerek kapitalizmin insanlığı sömürmek için kullandığı yalan balonunu patlatarak, insanlığın sömürülmesine dur, dedi. Detayları Milli ekonomi Modelinde bulabilirsiniz.
Tabi 'ihtiyaçlar sınırlı' kavramını birileri, 'bir lokma, bir hırka yeter' olarak algılıyor. Yok, kardeşim, öyle değil. Güçlü mümin her zaman daha eftaldir.
İhtiyaçlar sınırlıdır, gerçeğinden maksat insanın maddeyi, malı-mülkü amaç olarak değil araç olarak görmesidir. Madde, para, mal, mülk ile sınırlı ihtiyaçlarını karşıladığı gibi insanlara ve insanlığa da faydalı olmasıdır.
Her alanda olduğu gibi mal, mülk konusunda da çizgimiz helal-haram sınırları içindedir. Helal yoldan dünyalar senin olsun, sorun yok. Ama haram olan bir lokma bile sana ateş olacaktır.
İşte bu noktada mala, mülke aldanmamak, bu hırsa kapılıp dünya ve ahretimize zarar vermemek için aklı kullanmak lazımdır.
İmam Musa Kazım Hazretlerinin şu sözü derin anlamlar içerir. Hz. İmam buyuruyor ki;
"Eğer sana yeten dünyalık seni, ihtiyaçsız bırakıyorsa, dünyadan en basit bir şey bile sana yeter. Ama sana yeten seni ihtiyaçsız bırakmıyorsa, dünyada hiçbir şey sana yetmez. Seni ihtiyaçsız kılmaz."
İşte ihtiyaç ve ihtiras çizgisi… Bu çizgi net, düz değilse ne olur?
Cevabı Musa Kazım Hazretlerinin şu sözü olsa gerek!
"Akıllı insanlar, dünyadan uzaklaşıp ahrete yöneldiler. Çünkü dünya hem isteyen, hem istenendir.
Ahiret de hem isteyen, hem istenendir. Bir kimse ahreti isterse, dünya da onu ister. Böylece dünyadan payına düşen rızkı eksiksiz alır.
Bir kimse dünyayı isterse ahret de, onu ister. Böylece ölüm gelip çatar, hem dünyasını, hem de ahretini alt üst eder. Planlarını bozar.
Akıllı insan ne yapmalıdır?
İmam Kazım Hazretleri der ki; "Akıllı insan, dünyadan az bir şeye ama hikmete sahip olmak koşuluyla razı olur fakat dünyaya sahip olmakla beraber hikmetten az bir şeye razı olmaz. Bu yüzden böyle olanlar kârlı bir ticaret yapmışlardır."
Bu ticareti yapanlar kazanmışlardır. Çünkü o kişi akıllıdır. İmam Hazretleri o, kişinin kazancını şöyle ifade eder;
"Akıllı bir insanın işlediği az bir amel kabul görür ve katlanarak artar. Hevâ ve heveslerinin peşinden gidenlerin, cahillerin işledikleri çok amel ise geri çevrilir."
(Geniş bilgi için Prof. Dr. Haydar Baş, imam Musa Kazım eseri akıl risalesi bölümüne bakınız)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025