Demokratik bir ülke düşünelim. Pek çok partiye sahip olması o ülkenin zenginliğidir. Bunun sonucunda en azından parti sayısı kadar genel başkan ve her başkanla yardımcıları düşünüldüğünde çok sayıda aydın topluluğu oluşacaktır. Bu aydınların siyasi görüşleri içte ve dışta iktidara büyük destek olacaktır. Öncelikle fikir ve görüşleri zengin ve güçlü bir devlet olmada yararlı olacaktır.
Görülen, bilinen bir örnek 15 yıldır karşınızda durmaktadır. Her zaman BTP birkaç adayını rahatça çıkarabilecek güçtedir. Mecliste bir kişisi dahi olsa, ülke en azından Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modelini ve Milli Devlet Sosyal Devlet Modelini öğrenir. Millet, mecliste dedikodu ve kavga etmeyen her dakikası vatanını ve milletini düşünerek çalışan bir parlamentoya sahip olmanın gururu ile yaşayarak huzura kavuşur.
Nasıl olmasın ki, öncelikle devlet olmanın temel şartlarının, bir vatan toprağına sahip olmak; on iki yıldızla kirletilen bayrağına sahip çıkmak; üretimine bağlı yer altı ve yer üstü kaynaklarının milli paraya dönüşmesi ve bu paradan en azından, kişi başına düşen milli hasılanın her ferdin cebine girmesinin sosyal devletin sonucu olduğunu; adaletin (sosyal devlet, milli devlet tezinden hareketle) sağlanması, son olarak her ihtiyacı milli kaynaklarla sağlanan Atatürk ilkelerinde tanımlanan bir orduya sahip olmak olduğunu görecektir.
Şunu millet artık görmektedir: Bir parti lideri, bir bilim adamı, dünyayı yerinden oynatan fikirleri ile dört milyarın üzerinde nüfusu etkilemiş bir proje demeti ile Allah'ın bir lütfu olarak Türkiye Cumhuriyetine hediye ediliyor.
Seçim barajının darbe yasaları ile oluştuğunu söyleyerek Anayasayı ilk maddeler dahil ortadan kaldırmaya çalışanlar neden bu baraja en ufak bir müdahaleye lüzum hissetmedi dersiniz. Ülkemizde sayısının seçime kadar ne kadar olacağını bilemiyorum ancak, her partinin başkalarının demokratik bir ülkede seçilememesi için bu baraj sisteminin mantığını anlamak zor. Nedenini düşünmeye devam etmenizi, ülkenin bir değil varsa bin akil adamla yönetilmesinin, aldatılma olayından, aldandım deyip milletle alay eden siyasetin, bizleri getirdiği bu durumdan koruyacağı, bir gerçektir.
Akil adamların bir arada olması devletin gücü olacaktır. Bu iki yolla olabilir. Barajsız seçim sayesinde her parti en azından bir kişi ile temsil edilebilir. Veya, demokrasiye ve anayasaya insan haklarına aykırı baraj azalarak bile kalacaksa ki, tutum onu gösteriyor. Danışma kurulu olarak seçime katılma hakkına sahip olmuş partinin başkanı ve değişken danışmanı ile bakanlar kurulu ile birlikte basına açık toplanılması şarttır. Bu vatan bizimdir.
Görülen, bilinen bir örnek 15 yıldır karşınızda durmaktadır. Her zaman BTP birkaç adayını rahatça çıkarabilecek güçtedir. Mecliste bir kişisi dahi olsa, ülke en azından Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modelini ve Milli Devlet Sosyal Devlet Modelini öğrenir. Millet, mecliste dedikodu ve kavga etmeyen her dakikası vatanını ve milletini düşünerek çalışan bir parlamentoya sahip olmanın gururu ile yaşayarak huzura kavuşur.
Nasıl olmasın ki, öncelikle devlet olmanın temel şartlarının, bir vatan toprağına sahip olmak; on iki yıldızla kirletilen bayrağına sahip çıkmak; üretimine bağlı yer altı ve yer üstü kaynaklarının milli paraya dönüşmesi ve bu paradan en azından, kişi başına düşen milli hasılanın her ferdin cebine girmesinin sosyal devletin sonucu olduğunu; adaletin (sosyal devlet, milli devlet tezinden hareketle) sağlanması, son olarak her ihtiyacı milli kaynaklarla sağlanan Atatürk ilkelerinde tanımlanan bir orduya sahip olmak olduğunu görecektir.
Şunu millet artık görmektedir: Bir parti lideri, bir bilim adamı, dünyayı yerinden oynatan fikirleri ile dört milyarın üzerinde nüfusu etkilemiş bir proje demeti ile Allah'ın bir lütfu olarak Türkiye Cumhuriyetine hediye ediliyor.
Seçim barajının darbe yasaları ile oluştuğunu söyleyerek Anayasayı ilk maddeler dahil ortadan kaldırmaya çalışanlar neden bu baraja en ufak bir müdahaleye lüzum hissetmedi dersiniz. Ülkemizde sayısının seçime kadar ne kadar olacağını bilemiyorum ancak, her partinin başkalarının demokratik bir ülkede seçilememesi için bu baraj sisteminin mantığını anlamak zor. Nedenini düşünmeye devam etmenizi, ülkenin bir değil varsa bin akil adamla yönetilmesinin, aldatılma olayından, aldandım deyip milletle alay eden siyasetin, bizleri getirdiği bu durumdan koruyacağı, bir gerçektir.
Akil adamların bir arada olması devletin gücü olacaktır. Bu iki yolla olabilir. Barajsız seçim sayesinde her parti en azından bir kişi ile temsil edilebilir. Veya, demokrasiye ve anayasaya insan haklarına aykırı baraj azalarak bile kalacaksa ki, tutum onu gösteriyor. Danışma kurulu olarak seçime katılma hakkına sahip olmuş partinin başkanı ve değişken danışmanı ile bakanlar kurulu ile birlikte basına açık toplanılması şarttır. Bu vatan bizimdir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017