Aile kurumu toplumun çekirdeği hükmündedir. Eğitimi, huzuru, sağlık ve geçimi sağlandığı oranda güçlü bir yapıya ulaşır, güzellikler yaşanır; aksi takdirde de fertten topluma zararlar oluşur ve yayılır. Türk milleti asılarca aile kurumu olarak dünyanın en şanslı milletleri arasında yer alırken son zamanlarda üzerinde oynanan oyunlar neticesinde, yerleşmiş geleneklerimiz yok edilmeye çalışılmakta, aile içi kuşak çatışmaları oluşturularak aile kurumumuz yok edilmeye çalışılmaktadır. Madem ki aile toplumun çekirdeği hükmündedir; o zaman aile kurumunu nasıl koruruz ve devamlılığını sağlarız? Buna bakmamız lazımdır.Aile kurumunu sağlam bir yapıya kavuşturmak için aile fertlerinin mutlaka sorumluluk bilincine eriştirilmesi gerekmekte, herkes kendi üzerine düşen görevleri eksiksiz yerine getirmek zorundadır.Aile içinde oluşan sorunlar bazen görev tanımlamasında ve sorumluluk paylaşımında meydana gelen eksiklerden kaynaklanmaktadır. Bu daha çok anne baba arasında, yetki ve sorumluluk tartışması olarak da karşımıza çıkmaktadır.Aile içinde annenin görevi başkadır, babanın görevi başkadır. Birbirinin görev alanlarını ihlal ya da ihmal, aile içinde ciddi sorunların çıkmasına sebebiyet verebilir.Aile kurumunun reisi konumuna ister anneyi, ister babayı koyunuz, çocuklar her ikisinin ortak çabası ile meydana gelmiş ve yine ortak çabalarıyla hayatiyetleri devam ettirilmek durumundadır. Aile içindeki düzenden; çocukların mesleki, dini-ahlaki eğitiminden her ikisi de ortak oranda sorumludur?Öncelikle ailenin ve aile bireylerinin korunmasını gerek insani, gerek ahlaki, gerekse de dini bir vecibe olarak görüp herkes kendi üzerine düşen görevleri yerine getirmesi lazımdır. İş hayatı ne kadar yorucu, sorunlar ne kadar sıkıcı, maddi imkânlar ne kadar yakıcı olursa olsun; ailesinden sorumlu herkes aile bireylerine mutlaka zaman ayırmak zorundadır. Eve gelişle başlayacak süreç, aile bireyleriyle şuurlu bir ilgilenme süreci olmalıdır. Selamlaşma, ilgi, sevgi, hoşgörü, tatlı davranışlarla fertler arasında sevgi bağları kuvvet bulmalı. Gün içerisinde yaşananlar paylaşılmalı, gerekli ders ve nasihatler çıkartılmalı, uyarılar yapılmalı, eksikler tamamlanmalı, evde geçen her zaman adeta uygulamalı eğitim olarak yaşanmalıdır?Birkaç vakit namaz mutlaka evde cemaatle kılınmalı, yetişkinlere tavsiye edilmeli, küçük bebeler meydanda dolaşmalı, ibadetle çok küçük yaşlarda tanışmalı, anlamasa da görmeli, hafızasına kazınmalıdır?"Yakıtı insan ve taşlar olan" Cehennemden korunmak ve dünyada mutlu bir hayat sürmek istiyorsak, evde Cennetten bir hoş hava estirilmelidir.Toplumun çekirdeği olan aile yapısının korunmadığı takdirde, milletlerin gelecekte; güçlü, bağımsız, zengin ve mutlu olmaları asla ve asla mümkün değildir. Mademki aile toplumun çekirdeği, toplumun enerjisi, toplumun gücü ve kudretidir; O zaman aile kurumunun korunması, milletlerin öncelikli meselelerinin başında gelmesi gerekmektedir. Anayasa ve diğer kanunlarda ailenin korunması ile alakalı kanunlar mevcut olmasına rağmen, vicdani bir muhasebe yapıldığı zaman gerek ailelerin, gerek fertlerin istenilen şekilde korunma altında olmadığını, ya da ilgili kanunların işlerliğinin olmadığını açıkça görmek mümkündür?Aile kurumunun korunması ve devamlılığının sağlanması hakkında Yüce Kitabımız Kur'an'da Tahrîm Suresi 6. ayet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır:"Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah'ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır."Değerli dostlar, geliniz herkes elini vicdanına koyarak kendini ciddi bir muhasebeye tabi tutsun! Aile kurumu olarak ne konumdayız? Bulunduğumuz durum şayet güzel değilse, nasıl düzeliriz? Onun kaygısını çekelim. Unutmayalım ki toplumsal güzelliklere ulaşmanın yolu, fertlerden ve aile kurumundan geçmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025