‘Aile içi şiddet bulaşıcıdır’
Şiddetin bulaşıcı bir hastalık misali kolayca sirayet ederek aile bireyleri arasında hızla yaygınlaştığına dikkat çeken Uzman Dr. Can Tumba, “İster yetişkin ister çocuk olsun şiddete maruz kalan insan yani ‘mağdur’, gün gelir şiddetin ‘faili’ olur” dedi
13.09.2019 00:00:00





Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Can Tumba, en güvenli liman olan ailede yaşanan şiddetin çocuklar üzerindeki yıkıcı etkisinin boyutuna dikkat çekti. Dr. Can Tumba, "Aile içi şiddet çocukları tıpkı bulaşıcı hastalık gibi etkiliyor" bilgisini verdi.
Aile içi şiddette sadece fiziksel baskının değil, duygusal, sosyal ya da ekonomik müdahalenin bulunduğunu ifade eden Tumba, aile içi şiddetin, dayak yiyen, sömürülen, utanca boğulan, korkuyla sinen yetişkinler ve çocuklar anlamına geldiğini belirterek, "Aile içi şiddet, yaşadığı korku ve utanç nedeniyle şiddetin her türünü sineye çeken; çekmediğinde yaşama hakkı elinden alınan kadınlar demektir. Anneleri veya başka yakınları gözlerinin önünde katledilen çocuklar demektir.
Bu açıdan aile içi şiddeti 'kadına yönelik şiddet' veya 'erkek şiddeti' gibi cinsiyetçi tanımların içine yerleştirmek, bu vahim meselenin dar kalıplar içinde çözümlenmeye çalışılması riskini beraberinde getirir. Genel kanı doğrultusunda aile içi şiddetin daha çok yetişkinler arasında yaşandığı düşünülse de gerçek durum çok farklıdır" dedi.
'Dünün mağduru bugünün faili'
Şiddetin bulaşıcı bir hastalık misali kolayca sirayet ederek aile bireyleri arasında hızla yaygınlaştığına dikkati çeken Tumba, "İster yetişkin ister çocuk olsun şiddete maruz kalan insan yani 'mağdur', gün gelir şiddetin 'faili' olur. Mazlum rolünden zalim rolüne giden yol hızla aşılır. Kimin gücü kime yeterse sistemiyle mağdur ve zalim kolayca birbirine karışır.
Klasik örnekte olduğu gibi erkek kadına, kadın çocuğuna, çocuk kardeşine, okuldaki arkadaşına, hiç kimseyi bulamazsa sokaktaki hayvana şiddet uygular. Aile içinde şiddetin yaşandığı evlerde, bu çarpık sistem içinde ister kız ister erkek olsun çocukların ya doğrudan ya da tanık olarak maruz kalması, önce şiddetin mağduru sonrasında şiddetin faili oldukları gözümüzü kapatamayacağımız bir gerçek" ifadelerini kullandı.
'Travmanın faturası ağırdır, bitmez'
Tumba, yetişkinler arasında yaşanan aile içi şiddetin faturasının büyük ölçüde çocuklara kesildiğini belirterek şunları anlattı: "Çocuk, sorumluluğu kendisine ait olmayan bir suçun cezasını çekmek zorunda kalır.
Hatayı ebeveynler yapar bedelini çocuklar öder. Oysa çocuk; özel bir durumu ve ayrıcalıkları olan, gelişimini sürdüren insan yavrusudur. Çocuk, yetişkinlerin istedikleri şekilde yoğurabilecekleri canlı bir hamur olmadığı gibi, yetişkin insanın küçültülmüş örneği değil. Gelişimi sırasında ebeveynleri tarafından bakılması, kollanması, korunması ve desteklenmesi gerekir.
Çocuklar bedensel travmalara karşı dayanıksız oldukları gibi duygusal travmalara karşı da son derece hassastır. Çocuklar ıslak çimentoya benzetilir, üzerlerine düşen küçük veya büyük her şeyin izi kalır."
İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.