Mehmet Ali Ağca'nın serbest bırakılması sonrasında medyamızın kopardığı fırtına, adalet terazisinin her iki kefesinde gerçekten adaletin değil de, medyanın ağırlıklarının hakim olduğunu ve medyanın suçlu kefesine de, suçsuz kefesine de istediği gibi hükmettiğini bir kez daha gösterdi.Bir bardak suda fırtına koparmaya bundan daha güzel bir örnek olamaz.Hayatının yarıdan fazlasını hapiste geçiren bir kişinin tahliyesi, bizim medyayı çılgına çevirdi. Ne kuş gribi, ne Kurban bayramı ne de dünyadaki diğer önemli gelişmeler... hiçbirinin önemi yok, önemli olan Mehmet Ali Ağca'nın tahliye edilmesi. Medya, Abdi İpekçi'nin katili, Papa suikastçisi Ağca'nın İtalya'da 20 yıl, Türkiye'de 5.5 yıl hapis yatmasını az buldu. Ağca'nın "ölene kadar" hapiste yatması gerektiğini düşünen medya "bu caninin" bu kadar az (!) hapiste kalmasını içine sindiremedi, sindiremez de.Burada Mehmet Ali Ağca isminin bizim nazarımızda hiçbir anlamı ve önemi olmadığını baştan belirtelim. Bu şahis Abdi İpekçi'yi öldürmüş, ardından askeri cezaevinden kaçarak Doğu Bloku ülkelerinde birçok ülkenin gizli servislerinin kullandığı bir taşeron olarak Papa'ya İtalya'da suikast girişiminde bulunmuştur. Bu suçundan dolayı İtalya'da 20 yıl hapis yattıktan sonra Türkiye'ye iade edilmiş ve Türk adaleti de, gasp ve cinayet suçundan bu şahsı hapse atmıştır. Ağca, çıkarılan aflar ve infaz indiriminden dolayı 5.5 yıl yattıktan sonra 2006'nın başında tahliye edildi.Buraya kadar hiçbir sorun yok. Hesaplamada yanlışlık yapılıp yapılmadığı, İtalya'da çektiği cezanın Türkiye'de sayılıp sayılmayacağı konularında söyleyecek bir sözümüz yok. Çünkü hem o alanın uzmanı değiliz, hem de uzmanı olsak bile Türkiye'de kanunların "yoruma açık" kısımlarına dair onlarca yorum yapılabildiği için net bir şey söyleme durumunda değiliz. Nitekim Adaletin en tepesindeki isim Adalet Bakanı Cemil Çiçek bile bu konuda net cümleler kuramıyor, konunun tekrar inceleneceğini belirtiyor. Burada asıl üzerinde durmamız gereken konu, medyanın Ağca olayında ortaya koyduğu yanlı tutum ve uyguladığı çifte standart.Neredeyse tüm gazete ve televizyonların manşetlerinde "cani serbest, utanç günü, neden serbest bırakıldı, ölene kadar yatmalıydı, bu utanç bize yeter" ve benzeri cümleler yer alıyordu. Hatta bazı gazeteler Belçika'nın terörist Fehriye Erdal'a uyguladığı tutumu sorgulamaya hakkımız olmadığını, çünkü bizzat kendimizin teröristleri muhafaza edip serbest bıraktığımızı söyleyecek kadar ileri gitti. Burada Fehriye konusunda önceki manşet ve haberlerinin samimiyetsizliğini de itiraf etmiş oldular aynı zamanda. Bölücübaşı, 30 bin insanımızın katiline sundukları hoşgörüyü, insanlarımıza acımadan kurşun sıkan, birlik ve beraberliğimize kasteden teröristlere gösterdikleri hoşgörüyü, Türkiye'nin üniter devlet yapısını hedef alan ve terörer yataklık eden Leyla Zana ve arkadaşlarının tahliyesine gösterdikleri hoşgörüyü nedense hayatının yarıdan fazlasını hapiste geçirmiş ve tabir yerindeyse "ahı gitmiş, vahı bile kalmamış" birisi için gösteremedi medya, gösteremezde...Çünkü taraflı, maksatlı ve adaletsiz...Medyanın bu tavırları, yargımızın bağımsızlığına ve adaletimizin tarafsızlığına doğrudan müdahale anlamına geliyor. Yapılan haberler ve koparılan yaygara sonrası eski-yeni Adalet bakanları bir şekilde harekete geçirildi ve bu tahliyeyle ilgili girişimde bulunmak zorunda bırakıldı. Bütün bu müdahalelerden sonra Ağca'nın yeniden hapse atılması ihtimali oldukça yüksek. Medya istediğini hapse attırıp, istediğini çıkartmak konusunda oldukça mahir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012