Coğrafyamız yeniden karıştırıldı. Yeniden paylaşım kavgası veriliyor. Her fırsatta belirtiyoruz, bölgemiz üzerinde çok karmaşık hesaplar var. BOP var, Arz-ı Mev'ud var, Şark projesi var, var da var. Ülke topraklarımızda ve bölgemizde hesapların bu kadar iç içe girmesi varlığımıza yöneltilmiş ciddi bir tehdittir.
Kasım 2017'de Soçi'deki Suriye konulu üçlü zirvede Erdoğan, Putin ve Ruhani tarafından Suriye'nin toprak bütünlüğü vurgulandı. ABD bu ittifaktan ve alınan karardan son derece rahatsızdır. PYD/YPG, ABD desteğiyle Suriye'nin kuzeyinde ekseri yerde hâkimiyetini sağlamlaştırdı. ABD'nin Suriye topraklarını terketmeye niyeti yok. Yetmedi, İran'ın içini karıştırmak istediler, Rus üssüne saldırdılar, Türkiye'yi tehdit ediyorlar. Yapılmak istenen açıktır; Rusya, İran ve Türkiye'ninarasınıbozmayaçalışıyorlar.
Sene başında, ABD'deki RAND Corporation'un raporunda 'Türkiye'de iç savaş olacak' denilmişti.
10 Ocak günü, ABD Dışişleri Bakanlığı güvenlik açısından" gitmeyi tekrar düşünün" listesine Sudan, Rusya, Venezuela, Pakistan ve Guatemala ile birlikte Türkiye'nin adını da yazdı.
ABD'nin Suriye'de terör örgütüne göndermiş olduğu 4 bin 900 TIR, artı 2 bin uçak dolusu silahı sağır sultan bile biliyor. Bu kadar silahı kullanacak ne ABD'li asker ne de YPG/PYD'li yok. Peki, bu silahlar kimin için Suriye'nin kuzeyine istifleniyor? Cevap gayet açık, bu silahlar Türkiye'de İran'da kısacası ABD'nin işgal etmek istediği topraklarda kullanılmak isteniyor.
Erdoğan partisinin Elazığ il kongresinde yaptığı konuşmasında "Bölge politikalarımızı ABD ile yürütmek istiyoruz" diyebiliyor. Türk hükümeti önce ABD ile BOP'ta stratejik ortaklık yaptı, sonra Rusya ve İran ile ittifak görüşmelerine başladı. Şimdilerde yeniden işler karıştı. Dış politikada uygulanan yap-bozlar hayra alamet değil.
Geçen yıllar Suriye konusunda da Prof. Dr. Haydar Baş hocamızı haklı çıkarttı.
2011 tarihinde Bursa'da 20 ülkeden 200'e yakın Şii, Alevi ve Sünni bilim adamı ve âlimin katıldığı Uluslararası Ehlibeyt Sempozyumunu tertiplemiş ve birlik mesajları vermişti.
2012 yılında 'Esad, Büyük İsrail Devleti'nin kurulmasına engel; Esad şu anda Hz. Hüseyin rolünde' tespitlerini yapan Haydar Baş hocamız, 2015 tarihinde 'BOP ve Arap Baharı'nda aktif rol oynayan Türkiye, yeni Ortadoğu denkleminde 'ön safta piyon' olma vasfını dahi kaybetmiş durumda' demişti.
Afrin'de savaş hazırlığı içerisinde olan hükümete bir hatırlatma yapmak isteriz. Suriye devleti ile birlikte olmadıktan sonra Afrin bir kara deliktir. Bu tuzağa düşmemek için Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması bunun içinde Esad'la birlikte hareket edilmesi gerekmektedir.
Kasım 2017'de Soçi'deki Suriye konulu üçlü zirvede Erdoğan, Putin ve Ruhani tarafından Suriye'nin toprak bütünlüğü vurgulandı. ABD bu ittifaktan ve alınan karardan son derece rahatsızdır. PYD/YPG, ABD desteğiyle Suriye'nin kuzeyinde ekseri yerde hâkimiyetini sağlamlaştırdı. ABD'nin Suriye topraklarını terketmeye niyeti yok. Yetmedi, İran'ın içini karıştırmak istediler, Rus üssüne saldırdılar, Türkiye'yi tehdit ediyorlar. Yapılmak istenen açıktır; Rusya, İran ve Türkiye'ninarasınıbozmayaçalışıyorlar.
Sene başında, ABD'deki RAND Corporation'un raporunda 'Türkiye'de iç savaş olacak' denilmişti.
10 Ocak günü, ABD Dışişleri Bakanlığı güvenlik açısından" gitmeyi tekrar düşünün" listesine Sudan, Rusya, Venezuela, Pakistan ve Guatemala ile birlikte Türkiye'nin adını da yazdı.
ABD'nin Suriye'de terör örgütüne göndermiş olduğu 4 bin 900 TIR, artı 2 bin uçak dolusu silahı sağır sultan bile biliyor. Bu kadar silahı kullanacak ne ABD'li asker ne de YPG/PYD'li yok. Peki, bu silahlar kimin için Suriye'nin kuzeyine istifleniyor? Cevap gayet açık, bu silahlar Türkiye'de İran'da kısacası ABD'nin işgal etmek istediği topraklarda kullanılmak isteniyor.
Erdoğan partisinin Elazığ il kongresinde yaptığı konuşmasında "Bölge politikalarımızı ABD ile yürütmek istiyoruz" diyebiliyor. Türk hükümeti önce ABD ile BOP'ta stratejik ortaklık yaptı, sonra Rusya ve İran ile ittifak görüşmelerine başladı. Şimdilerde yeniden işler karıştı. Dış politikada uygulanan yap-bozlar hayra alamet değil.
Geçen yıllar Suriye konusunda da Prof. Dr. Haydar Baş hocamızı haklı çıkarttı.
2011 tarihinde Bursa'da 20 ülkeden 200'e yakın Şii, Alevi ve Sünni bilim adamı ve âlimin katıldığı Uluslararası Ehlibeyt Sempozyumunu tertiplemiş ve birlik mesajları vermişti.
2012 yılında 'Esad, Büyük İsrail Devleti'nin kurulmasına engel; Esad şu anda Hz. Hüseyin rolünde' tespitlerini yapan Haydar Baş hocamız, 2015 tarihinde 'BOP ve Arap Baharı'nda aktif rol oynayan Türkiye, yeni Ortadoğu denkleminde 'ön safta piyon' olma vasfını dahi kaybetmiş durumda' demişti.
Afrin'de savaş hazırlığı içerisinde olan hükümete bir hatırlatma yapmak isteriz. Suriye devleti ile birlikte olmadıktan sonra Afrin bir kara deliktir. Bu tuzağa düşmemek için Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması bunun içinde Esad'la birlikte hareket edilmesi gerekmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Kaybolan iğne evde aranır / 23.04.2025
- Dış politikanın kırılma noktası: Kıbrıs / 22.04.2025
- Algı yönetimi gölgesinde Suriye ve bölgesel tehditler / 20.04.2025
- Trump, Netanyahu ve Türkiye: Bölgedeki yeni denge / 15.04.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- O’nun ışığı her geçen gün daha parlıyor / 13.04.2025
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Dış politikanın kırılma noktası: Kıbrıs / 22.04.2025
- Algı yönetimi gölgesinde Suriye ve bölgesel tehditler / 20.04.2025
- Trump, Netanyahu ve Türkiye: Bölgedeki yeni denge / 15.04.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- O’nun ışığı her geçen gün daha parlıyor / 13.04.2025
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025