ABD'nin Irak'a yapmayı planladığı harekatın taşıdığı niyet ve maksat, Saddam Hüseyin ve rejimini devirmek midir?
Yoksak bu işin altında bir çapanoğlu mu var?
Maksat Saddam'ı bahane edip, bir başka kazı yolmak mı?
Yoksa Saddam'la beraber birkaç kuşu birden vurmak mı?
Körfez Harbi yıllarını hatırlamakta fayda var.
Tarihin kaydettiği en büyük yığınaklardan biri, körfez bölgesine yapılıyor.
Yüzbinlerce asker, yüzlerce savaş gemisi, binlerce uçak ve zırhlı araç körfez bölgesinde konuşlandırılıyor.
Ve savaş başlıyor.
Ve savaş bitiyor.
Saddam'ın ordusu çok kısa bir zamanda çöküyor.
Ve fakat Saddam çökmüyor.
Geriye yakılıp, yıkılmış bir Irak ve Kuveyt kalıyor...
Körfez bölgesindeki üslerde ve sularda konuşlandırılmış Amerikan askerleri...
Kuzey Irak'ta bir başıbozukluk ve Türkiye tarafından "Savaş sebebi olduğu" her fırsatta dikte edildiği halde bugün bizzat "Başbakan" Ecevit tarafından fiilen kurulduğu ilan edilen Kuzey Irak'taki Kürt Devleti...
Ve tabii ki, Körfez Harbinin etkileriyle 1992 Şırnak baskını gibi ifrat olayları yaşamamıza neden olan ve bugün terörü, AB ve Globalizmin desteğini alarak siyasallaştırıp Türkiye'yi parçalamak isteyen PKK-Kadek bölücü terör örgütü...
Ve bugün bunların üzerine bina edilecek olan bir Irak Harekatı...
Tarihten ibret almasını bilen herkes, bugün Irak'a yapılacak olan bir Amerikan müdahalesinin, "durumu geliştirmek" ve geçmişin yarım kalan işlerini bitirmek niyet ve maksadıyla yapıldığını bilmek zorundadır.
Ve "Asıl Hedef", "Ara Hedef" tabirlerinin Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Doğu üçgeninde kimlerin üzerine oturtulduğunu...
Saddam Hüseyin ve Rejimi hiçbir zaman ABD'nin asıl hedefi olmadı...
Olsaydı fırsatını bulduğu zaman ve mekanlarda işini bitirmez miydi?
Bitirmedi.
Zira bitirmek işine gelmedi...
Gelmiyor.
Gelmeyecek de...
Çünkü Saddam Amerika'nın bahanesidir.
Saddam ortadan kalkarsa Amerika'nın yeni bahaneler bulması gerekecektir.
Hem içine, hem dışına...
Bu da yeni bir konjonktür, yeni bir durum demektir ki; kolay işlerine gelmeyecektir.
Ne de olsa bugün işler istediği gibi şıkır şıkır yürümektedir.
"Terörle Mücadele" adını verdiği, yeni yayılma sürecinde, dünya coğrafyasında istediği gibi at oynatabilmekte, kimse de, köpeğine "kışt" diyememektedir.
"Saddam'a müdahale" maske mazeretleri adı altında yapılan her hareket, ABD'nin "Asıl Hedefini" ele geçirmek için yapmış olduğu satranç hamlelerinden ibarettir.
Türkiye bu satranç tahtasının ne tarafındadır?
Altında mı?
Üstünde mi?
Karşısında mı?
Yoksa hamalı mı?
Şu konjonktürün önü alınmazsa eğer...
Bir gün hamallık bile, bize çok lüks gelecektir.
"ABD'nin asıl hedefi nedir" sorusuna, mutlaka doğru bir yanıt bulunmak zorundadır.
Devam edeceğiz.
Yoksak bu işin altında bir çapanoğlu mu var?
Maksat Saddam'ı bahane edip, bir başka kazı yolmak mı?
Yoksa Saddam'la beraber birkaç kuşu birden vurmak mı?
Körfez Harbi yıllarını hatırlamakta fayda var.
Tarihin kaydettiği en büyük yığınaklardan biri, körfez bölgesine yapılıyor.
Yüzbinlerce asker, yüzlerce savaş gemisi, binlerce uçak ve zırhlı araç körfez bölgesinde konuşlandırılıyor.
Ve savaş başlıyor.
Ve savaş bitiyor.
Saddam'ın ordusu çok kısa bir zamanda çöküyor.
Ve fakat Saddam çökmüyor.
Geriye yakılıp, yıkılmış bir Irak ve Kuveyt kalıyor...
Körfez bölgesindeki üslerde ve sularda konuşlandırılmış Amerikan askerleri...
Kuzey Irak'ta bir başıbozukluk ve Türkiye tarafından "Savaş sebebi olduğu" her fırsatta dikte edildiği halde bugün bizzat "Başbakan" Ecevit tarafından fiilen kurulduğu ilan edilen Kuzey Irak'taki Kürt Devleti...
Ve tabii ki, Körfez Harbinin etkileriyle 1992 Şırnak baskını gibi ifrat olayları yaşamamıza neden olan ve bugün terörü, AB ve Globalizmin desteğini alarak siyasallaştırıp Türkiye'yi parçalamak isteyen PKK-Kadek bölücü terör örgütü...
Ve bugün bunların üzerine bina edilecek olan bir Irak Harekatı...
Tarihten ibret almasını bilen herkes, bugün Irak'a yapılacak olan bir Amerikan müdahalesinin, "durumu geliştirmek" ve geçmişin yarım kalan işlerini bitirmek niyet ve maksadıyla yapıldığını bilmek zorundadır.
Ve "Asıl Hedef", "Ara Hedef" tabirlerinin Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Doğu üçgeninde kimlerin üzerine oturtulduğunu...
Saddam Hüseyin ve Rejimi hiçbir zaman ABD'nin asıl hedefi olmadı...
Olsaydı fırsatını bulduğu zaman ve mekanlarda işini bitirmez miydi?
Bitirmedi.
Zira bitirmek işine gelmedi...
Gelmiyor.
Gelmeyecek de...
Çünkü Saddam Amerika'nın bahanesidir.
Saddam ortadan kalkarsa Amerika'nın yeni bahaneler bulması gerekecektir.
Hem içine, hem dışına...
Bu da yeni bir konjonktür, yeni bir durum demektir ki; kolay işlerine gelmeyecektir.
Ne de olsa bugün işler istediği gibi şıkır şıkır yürümektedir.
"Terörle Mücadele" adını verdiği, yeni yayılma sürecinde, dünya coğrafyasında istediği gibi at oynatabilmekte, kimse de, köpeğine "kışt" diyememektedir.
"Saddam'a müdahale" maske mazeretleri adı altında yapılan her hareket, ABD'nin "Asıl Hedefini" ele geçirmek için yapmış olduğu satranç hamlelerinden ibarettir.
Türkiye bu satranç tahtasının ne tarafındadır?
Altında mı?
Üstünde mi?
Karşısında mı?
Yoksa hamalı mı?
Şu konjonktürün önü alınmazsa eğer...
Bir gün hamallık bile, bize çok lüks gelecektir.
"ABD'nin asıl hedefi nedir" sorusuna, mutlaka doğru bir yanıt bulunmak zorundadır.
Devam edeceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012