ABD'nin Irak savaşının kendi sonunu hazırladığını her fırsatta dile getiriyoruz. Bu, "sonun başlangıcı" şeklinde olmayıp, "sonun sonu" şeklinde tezahür edecektir. Çünkü "son" uzun bir süredir başlamış, devam ediyor. Haksız Irak işgali de bu "son" a son noktayı koyacak.
Immanuel Wallerstain"in dediği gibi, 2. dünya savaşından sonra, güçler dengesi politikasını Almanya, Fransa ve Rusya'nın kendisine karşı aynı düzlemde biraraya gelmelerinin imkansızlığı üzerine bina eden ABD, bugün o imkansızın tezahürüyle karşı karşıya.
Gerçektende ABD'ye karşı Almanya, Fransa ve Rusya tespih taneleri gibi yan yana dizilmişler. Bu zincire, ticari kaygılarını bir kenara bırakan Çin de eklemlenmiştir.
ABD bu zorlu hattı nasıl olupta biraraya getirebildiğini kara kara düşünürken, Türkiye gibi önemli bir "potansiyel süper güç"ü de yanına alamamıştır. ABD, çantada keklik saydığı Türkiye'nin, ABD askerine topraklarını kapatmasıyla önemli bir şok yaşamıştır. Bu şok Fransa-Almanya-Rusya hattının biraraya gelmesi kadar ABD'yi sıkıntıya soktu. Nitekim bugün ABD, Irak savaşında zorlanıyorsa ve savaşı kaybedecekse bu yüzdendir. Şu sıralar 8.5 milyar dolarlık krediyle oynanan oyunlar ve atılan yemlere karşın, Türkiye daha dikkatli davranmaya mecburdur. Çünkü bu savaş bir dönüm noktasıdır. AB ve ABD gibi iki kutbun arasına sıkışmış Türkiye için önemli bir fırsat görünüyor ufukta. Burnumuzun dibindeki Kuzey Irak'a, daha önceden savaş sebebi olarak saydığımız nedenlerden ötürü girmemizi, tehditkâr bir üslupla istemeyen Avrupa Birliği'ne kapıları kapamanın tam sırası. "Kuzey Irak'a girerseniz Avrupa'yı unutun" diyen AB'ye, "Kuzey Irak'a giriyorum, siz de Türkiye'yi unutun" demenin tam zamanı.
Dünyada güçler dengesi yeniden şekilleniyor. Nerede duracağımızı ve stratejimizi belirlemenin vakti geldi.
Genelkurmay Başkanımız Hilmi Özkök de bu önemli süreci şu cümlelerle özetliyor:
"Avrasya'da ilerideki onyıllara uzanan çok önemli politik, ekonomik, sosyal ve askeri gelişmeler olacaktır. Yeniden yapılandırılacak bu coğrafyada mesele hangi çağdaş seviyede bir ülke ve hangi ülkeler topluluğunun içinde olacağımızdır."
Özkök'ün konuşmasının sonunda ifade ettiği bir cümle var ki, bugün AB ve ABD'ye karşı platonik aşk yaşayan kimi çevrelere verilecek önemli bir mesaj niteliğinde:
"Akıl ve sevgiden başka herşeyin yedeği olmalıdır..."
Immanuel Wallerstain"in dediği gibi, 2. dünya savaşından sonra, güçler dengesi politikasını Almanya, Fransa ve Rusya'nın kendisine karşı aynı düzlemde biraraya gelmelerinin imkansızlığı üzerine bina eden ABD, bugün o imkansızın tezahürüyle karşı karşıya.
Gerçektende ABD'ye karşı Almanya, Fransa ve Rusya tespih taneleri gibi yan yana dizilmişler. Bu zincire, ticari kaygılarını bir kenara bırakan Çin de eklemlenmiştir.
ABD bu zorlu hattı nasıl olupta biraraya getirebildiğini kara kara düşünürken, Türkiye gibi önemli bir "potansiyel süper güç"ü de yanına alamamıştır. ABD, çantada keklik saydığı Türkiye'nin, ABD askerine topraklarını kapatmasıyla önemli bir şok yaşamıştır. Bu şok Fransa-Almanya-Rusya hattının biraraya gelmesi kadar ABD'yi sıkıntıya soktu. Nitekim bugün ABD, Irak savaşında zorlanıyorsa ve savaşı kaybedecekse bu yüzdendir. Şu sıralar 8.5 milyar dolarlık krediyle oynanan oyunlar ve atılan yemlere karşın, Türkiye daha dikkatli davranmaya mecburdur. Çünkü bu savaş bir dönüm noktasıdır. AB ve ABD gibi iki kutbun arasına sıkışmış Türkiye için önemli bir fırsat görünüyor ufukta. Burnumuzun dibindeki Kuzey Irak'a, daha önceden savaş sebebi olarak saydığımız nedenlerden ötürü girmemizi, tehditkâr bir üslupla istemeyen Avrupa Birliği'ne kapıları kapamanın tam sırası. "Kuzey Irak'a girerseniz Avrupa'yı unutun" diyen AB'ye, "Kuzey Irak'a giriyorum, siz de Türkiye'yi unutun" demenin tam zamanı.
Dünyada güçler dengesi yeniden şekilleniyor. Nerede duracağımızı ve stratejimizi belirlemenin vakti geldi.
Genelkurmay Başkanımız Hilmi Özkök de bu önemli süreci şu cümlelerle özetliyor:
"Avrasya'da ilerideki onyıllara uzanan çok önemli politik, ekonomik, sosyal ve askeri gelişmeler olacaktır. Yeniden yapılandırılacak bu coğrafyada mesele hangi çağdaş seviyede bir ülke ve hangi ülkeler topluluğunun içinde olacağımızdır."
Özkök'ün konuşmasının sonunda ifade ettiği bir cümle var ki, bugün AB ve ABD'ye karşı platonik aşk yaşayan kimi çevrelere verilecek önemli bir mesaj niteliğinde:
"Akıl ve sevgiden başka herşeyin yedeği olmalıdır..."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012