İki yıl önce düzenlenen 11 Eylül saldırıları Amerika'daki Müslüman nüfusun yaşam şartlarında köklü değişikliklere neden oldu. Bu tarihten beri Müslümanları, özellikle Arap kökenli Amerikalıları hedefleyen "hate crime" yani nefret sonucu oluşan şiddet olayları belirgin biçimde arttış gösterdi.
ABD Başkanı George Bush, birkaç gün önce yaptığı konuşmada, "Teröristler, Afganistan'daki eğitim kamplarını ve Taliban destekçilerini yitirdiler. El Kaide yönetim kadrosunun üçte ikisi, bildiğimiz kadarıyla kısmen yakalandı, kısmen öldürüldü. Terör örgütlerinin, dünyanın birçok köşesindeki banka hesaplarını dondurmamız sayesinde 200 milyon doları aşan para kaynaklarına ulaşma şansı kalmadı" demişti. Bush'un uluslararası teröre karşı elde edilen başarıları sıralarken, "uluslararası" tanımının ardına gizlediği, "Müslüman kökenli" söyleminin, özellikle ülkesinde yaşayan Müslüman halk üzerindeki olumsuz etkisinin farkına varıp varmadığı bilinmiyor. Ancak 11 Eylül olayları sonrasında ABD'de yaşayan Müslümanların hayatında çok şeyin değiştiği bir gerçek.
Sorgusuz, sualsız
kelepçeleniyorlar
Bu Müslümanlardan biri de yaşamını Chicago'da sürdüren Esad. Lübnan kökenli bir Amerikalı olan Esad, oğluyla bilgisayar programı almak üzere gittiği kentteki alışveriş merkezinde, Arap görünümlü olması nedeniyle mağazanın güvenlik görevlileri tarafından durdurulduğunu anlatıyor. Birkaç dakika sonra da kelepçeleri bileğinde hissettiğini çevrede, ellerinde, namlusu kendilerine yönelik silahlı polisleriyle en az yarım düzine polis otosunu farkettiğini söyleyen Esad, iki saatlik filmleri andırır sorgulamanın ardından serbest kaldığını ifade ediyor. Bunları yaşamasının yegane nedeni ise Esad'ın Araplara benzemesi...
İleriye dönük tehlike
sözkonusu
Amerikan Müslümanları Konseyi Başkanı Dr. Hasan İbrahim, bu türden olaylar nedeniyle şu anda bu ülkede yetişen Müslüman Amerikalı genç kuşağın kendini kurban gibi hissettiğini söylüyor. Dr. İbrahim, yaşananların, gerek Amerikan toplumu, gerekse bu ülkedeki Müslüman nüfus açısından, ileriye dönük büyük tehlikelerin işareti sayıldığını söylüyor. 11 Eylül 2001 tarihinden bu yana, çoğunluğu Arap kökenli Müslüman Amerikalıları hedef alan, "hate crime" yani nefret saldırlarının sayısında büyük bir artış gözleniyor. Müslümanlar birbirlerine, yalnız sokağa çıkmama, cep telefonunu unutmama, yabancıların yanında kesinlikle Arapça konuşmama uyarısında bulunuyorlar.
11 Eylül Pearl Harbour'a benziyor
Amerika'daki Siyahi Müslümanlar Örgütü'nün Başkanı Mehdi Birye, Pearl Harbour bir zamanlar Japon kökenli Amerikalılara neler çektirdiyse, 11 Eylül olayının da bu ülkedeki Müslümanlar için aynı şeyi ifade ettiğini söylüyor.
Bunun sonucu aşağılanmak, sebepsiz yere kovuşturmaya uğramak, vatandaşlık haklarının budanması oluyor. Şu anda aylardır Amerikan cezaevlerinde çürüyen ve avukatı ile bile konuşmasına izin verilmeyen sayısız Müslüman terör zanlısı var. Mehdi Birye şöyle konuşuyor:
"11 Eylül'ün acısını Müslümanlar iki yönden çekiyor, yurtlarının saldırıya uğramış olmasına mı, yoksa, inançları yüzünden düştükleri suçlu duruma mı daha fazla üzülmeleri gerektiğini bilemiyorlar."
Müslümanlar hakları için mücadele etmeli
"Bir Kongre üyesi bana Müslümanlar'ın hakları için mücadele etmesi gerektiğini söylemişti" diyen Amerikan Müslümanlar Konseyi Başkanı Dr. İbrahim ise Müslümanların bu nedenle terörle mücadele önlemleriyle ilgili görüşlerini içeren, 100 sayfalık bir raporun birer kopyasını da Kongre üyelerine yolladıklarını söylüyor.
ABD Başkanı George Bush, birkaç gün önce yaptığı konuşmada, "Teröristler, Afganistan'daki eğitim kamplarını ve Taliban destekçilerini yitirdiler. El Kaide yönetim kadrosunun üçte ikisi, bildiğimiz kadarıyla kısmen yakalandı, kısmen öldürüldü. Terör örgütlerinin, dünyanın birçok köşesindeki banka hesaplarını dondurmamız sayesinde 200 milyon doları aşan para kaynaklarına ulaşma şansı kalmadı" demişti. Bush'un uluslararası teröre karşı elde edilen başarıları sıralarken, "uluslararası" tanımının ardına gizlediği, "Müslüman kökenli" söyleminin, özellikle ülkesinde yaşayan Müslüman halk üzerindeki olumsuz etkisinin farkına varıp varmadığı bilinmiyor. Ancak 11 Eylül olayları sonrasında ABD'de yaşayan Müslümanların hayatında çok şeyin değiştiği bir gerçek.
Sorgusuz, sualsız
kelepçeleniyorlar
Bu Müslümanlardan biri de yaşamını Chicago'da sürdüren Esad. Lübnan kökenli bir Amerikalı olan Esad, oğluyla bilgisayar programı almak üzere gittiği kentteki alışveriş merkezinde, Arap görünümlü olması nedeniyle mağazanın güvenlik görevlileri tarafından durdurulduğunu anlatıyor. Birkaç dakika sonra da kelepçeleri bileğinde hissettiğini çevrede, ellerinde, namlusu kendilerine yönelik silahlı polisleriyle en az yarım düzine polis otosunu farkettiğini söyleyen Esad, iki saatlik filmleri andırır sorgulamanın ardından serbest kaldığını ifade ediyor. Bunları yaşamasının yegane nedeni ise Esad'ın Araplara benzemesi...
İleriye dönük tehlike
sözkonusu
Amerikan Müslümanları Konseyi Başkanı Dr. Hasan İbrahim, bu türden olaylar nedeniyle şu anda bu ülkede yetişen Müslüman Amerikalı genç kuşağın kendini kurban gibi hissettiğini söylüyor. Dr. İbrahim, yaşananların, gerek Amerikan toplumu, gerekse bu ülkedeki Müslüman nüfus açısından, ileriye dönük büyük tehlikelerin işareti sayıldığını söylüyor. 11 Eylül 2001 tarihinden bu yana, çoğunluğu Arap kökenli Müslüman Amerikalıları hedef alan, "hate crime" yani nefret saldırlarının sayısında büyük bir artış gözleniyor. Müslümanlar birbirlerine, yalnız sokağa çıkmama, cep telefonunu unutmama, yabancıların yanında kesinlikle Arapça konuşmama uyarısında bulunuyorlar.
11 Eylül Pearl Harbour'a benziyor
Amerika'daki Siyahi Müslümanlar Örgütü'nün Başkanı Mehdi Birye, Pearl Harbour bir zamanlar Japon kökenli Amerikalılara neler çektirdiyse, 11 Eylül olayının da bu ülkedeki Müslümanlar için aynı şeyi ifade ettiğini söylüyor.
Bunun sonucu aşağılanmak, sebepsiz yere kovuşturmaya uğramak, vatandaşlık haklarının budanması oluyor. Şu anda aylardır Amerikan cezaevlerinde çürüyen ve avukatı ile bile konuşmasına izin verilmeyen sayısız Müslüman terör zanlısı var. Mehdi Birye şöyle konuşuyor:
"11 Eylül'ün acısını Müslümanlar iki yönden çekiyor, yurtlarının saldırıya uğramış olmasına mı, yoksa, inançları yüzünden düştükleri suçlu duruma mı daha fazla üzülmeleri gerektiğini bilemiyorlar."
Müslümanlar hakları için mücadele etmeli
"Bir Kongre üyesi bana Müslümanlar'ın hakları için mücadele etmesi gerektiğini söylemişti" diyen Amerikan Müslümanlar Konseyi Başkanı Dr. İbrahim ise Müslümanların bu nedenle terörle mücadele önlemleriyle ilgili görüşlerini içeren, 100 sayfalık bir raporun birer kopyasını da Kongre üyelerine yolladıklarını söylüyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Recep Bahar / diğer yazıları
- ABD harika bir ekonomiye mi sahip? / 14.08.2018
- Ne yapmalı? / 13.08.2018
- Komşunla kavga et uzaklarda pazar ara! / 02.02.2016
- Diyarbakır'da kilise-ev faktörü! / 01.02.2016
- Çin ekonomisi alarm mı veriyor? / 20.01.2016
- Büyük İsrail yolunda sıra İran'da / 19.01.2016
- Terör Sultanahmet bölgesini sıfırla çarptı / 15.01.2016
- Sultanahmet'in şifreleri / 13.01.2016
- Türkiye ile Suudi Arabistan ne zaman papaz olacak? / 09.01.2016
- Ekonomik çöküşü bir de buradan seyredin / 05.01.2016
- Ne yapmalı? / 13.08.2018
- Komşunla kavga et uzaklarda pazar ara! / 02.02.2016
- Diyarbakır'da kilise-ev faktörü! / 01.02.2016
- Çin ekonomisi alarm mı veriyor? / 20.01.2016
- Büyük İsrail yolunda sıra İran'da / 19.01.2016
- Terör Sultanahmet bölgesini sıfırla çarptı / 15.01.2016
- Sultanahmet'in şifreleri / 13.01.2016
- Türkiye ile Suudi Arabistan ne zaman papaz olacak? / 09.01.2016
- Ekonomik çöküşü bir de buradan seyredin / 05.01.2016