Dünya medyası sanki Reha Muhtar'a teslim. Ya da 11 Eylül hadiselerinden sonra dünyayı ABD lehine şartlandırmak isteyen ajanslar Reha Muhtar konseptine göre hareket ediyor.
Herhalde Usame bin Laden'in yakalanması yaklaşmış olmalı ki, ABD, bin Laden kasetini vizyona soktu.
Afganistan'a saldırı düzenlerken saldırının bin Laden örgütü tarafından gerçekleştirildiğine dair delilleri dünyaya açıklamaya gerek görmeyen ve sözde sakıncalı bulan ABD, ne hikmetse Afganistan'ı yerle bir ettikten sonra kaseti vizyona sokuyor.
Kasetin bulunuş hikâyesinden muhtevasına kadar yapaylığı sırıtıyor. Konuyla ilgili haber müdürümüz Recep Bahar'ın analizini okuyanlar ya kasetin sahte olduğuna ya da bin Laden'in kendisinin sahte olduğuna inanmak zorunda kalacaktır.
Bin Laden Türkler'i Peygamberimize karşı savaşan düşman güçlerle ittifak etmekle suçluyor. Tam bir Daniel Pipes hezeyanı. Bu tarihten bihaber istihbarat propagandisti bir çapsız oryantalistin uydurması olabilir ancak.
Her bir cümlesinde yapaylık sırıtan, çelişkilerle ve buna benzer tarihi cehaletlerle dolu kasetteki diyalogların bin Laden'e ait olduğunu varsayalım.
O durumda bin Laden ismi etrafında serdedilen şüpheler güncellik kazanır. Her bir eylem ve tavrı ile ABD'nin işini kolaylaştıran bin Laden'in son tahlilde CIA-MOSSAD yapımı bir truva atı olduğu meydana çıkmış olur.
ABD bu tip atraksiyonlarla dünyanın çivisini çıkarmaya kararlı görünüyor.
Körfez savaşında dünya devletlerini arkasına alabilmek için yeni dünya düzeni vaad eden, bir dizi ahlâki, hukuki vaazlarda bulunan ABD, dünyanın işleyen ağır aksak düzenini de yıkmış bulunuyor.
Bahanesi 11 Eylül saldırısı ve terörizm. Terör, şiddet ve tedhiş yoluyla bir gücün kendini kabul ettirme çabası, eylemi...
Bu eylemi yapan bir grupsa terörist, devletse haydut devlet ABD'ye göre...
Oysa kendisi aynı yöntemi kullandığı zaman adı operasyon oluyor.
Hasılı ABD ve Batı çıkarlarını tehdit eden yönelişler ciddi boyuta varınca haydut diye yaftalanıyor ve her tür yöntemle ezmek meşru sayılıyor.
Kimi ülkeler ustaca provokasyonlarla sistem dışına itilip faullu oynamaya mecbur ediliyor. Ardından haydut devlet diye yaftalanıyor.
ABD'nin bu güç oyunu, hegomonik iddiaları olan ülkelere kötü emsal olmaya başladı. Çin, Rusya, Hindistan, İsrail aynı yöntemle rakiplerini köşeye sıkıştırıyor. Onları şiddet dışında hiç bir yöntemle ayakta duramaz hale getiriyor, ardından teröristlik ve haydutlukla itham edip ezmeye çalışıyor.
Bu yöntemi en vahşice uygulayan ülke ise İsrail. Belçika'da savaş suçlusu olarak yargılanan Şaron, Arafat bizim bin Ladenimiz diyerek namluları doğrultuyor. Filistin'i yoketmek için konjonktürü kendi lehine çevirmeye çalışıyor.
11 Eylül saldırısını yapanlar ABD ve İsrail ikilisine çok büyük yardımda bulunmuş oldular. Ve tabiî ki insanlığa, dünyaya çok büyük kötülük ettiler. Şiddet ve kaba gücün uluslararası ilişkilerin temel yöntemi haline gelmesine bahâne oldular.
Herhalde Usame bin Laden'in yakalanması yaklaşmış olmalı ki, ABD, bin Laden kasetini vizyona soktu.
Afganistan'a saldırı düzenlerken saldırının bin Laden örgütü tarafından gerçekleştirildiğine dair delilleri dünyaya açıklamaya gerek görmeyen ve sözde sakıncalı bulan ABD, ne hikmetse Afganistan'ı yerle bir ettikten sonra kaseti vizyona sokuyor.
Kasetin bulunuş hikâyesinden muhtevasına kadar yapaylığı sırıtıyor. Konuyla ilgili haber müdürümüz Recep Bahar'ın analizini okuyanlar ya kasetin sahte olduğuna ya da bin Laden'in kendisinin sahte olduğuna inanmak zorunda kalacaktır.
Bin Laden Türkler'i Peygamberimize karşı savaşan düşman güçlerle ittifak etmekle suçluyor. Tam bir Daniel Pipes hezeyanı. Bu tarihten bihaber istihbarat propagandisti bir çapsız oryantalistin uydurması olabilir ancak.
Her bir cümlesinde yapaylık sırıtan, çelişkilerle ve buna benzer tarihi cehaletlerle dolu kasetteki diyalogların bin Laden'e ait olduğunu varsayalım.
O durumda bin Laden ismi etrafında serdedilen şüpheler güncellik kazanır. Her bir eylem ve tavrı ile ABD'nin işini kolaylaştıran bin Laden'in son tahlilde CIA-MOSSAD yapımı bir truva atı olduğu meydana çıkmış olur.
ABD bu tip atraksiyonlarla dünyanın çivisini çıkarmaya kararlı görünüyor.
Körfez savaşında dünya devletlerini arkasına alabilmek için yeni dünya düzeni vaad eden, bir dizi ahlâki, hukuki vaazlarda bulunan ABD, dünyanın işleyen ağır aksak düzenini de yıkmış bulunuyor.
Bahanesi 11 Eylül saldırısı ve terörizm. Terör, şiddet ve tedhiş yoluyla bir gücün kendini kabul ettirme çabası, eylemi...
Bu eylemi yapan bir grupsa terörist, devletse haydut devlet ABD'ye göre...
Oysa kendisi aynı yöntemi kullandığı zaman adı operasyon oluyor.
Hasılı ABD ve Batı çıkarlarını tehdit eden yönelişler ciddi boyuta varınca haydut diye yaftalanıyor ve her tür yöntemle ezmek meşru sayılıyor.
Kimi ülkeler ustaca provokasyonlarla sistem dışına itilip faullu oynamaya mecbur ediliyor. Ardından haydut devlet diye yaftalanıyor.
ABD'nin bu güç oyunu, hegomonik iddiaları olan ülkelere kötü emsal olmaya başladı. Çin, Rusya, Hindistan, İsrail aynı yöntemle rakiplerini köşeye sıkıştırıyor. Onları şiddet dışında hiç bir yöntemle ayakta duramaz hale getiriyor, ardından teröristlik ve haydutlukla itham edip ezmeye çalışıyor.
Bu yöntemi en vahşice uygulayan ülke ise İsrail. Belçika'da savaş suçlusu olarak yargılanan Şaron, Arafat bizim bin Ladenimiz diyerek namluları doğrultuyor. Filistin'i yoketmek için konjonktürü kendi lehine çevirmeye çalışıyor.
11 Eylül saldırısını yapanlar ABD ve İsrail ikilisine çok büyük yardımda bulunmuş oldular. Ve tabiî ki insanlığa, dünyaya çok büyük kötülük ettiler. Şiddet ve kaba gücün uluslararası ilişkilerin temel yöntemi haline gelmesine bahâne oldular.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014