Pazar günkü "Yenikapı Mitingi" gerçekten ülkemiz için yeni bir kapı olmaya namzet. Hatta başta Erdoğan olmak üzere iktidar ve muhalefetin yaptığı açıklamalar ülkemizin bu noktaya kimler tarafından getirildiğinin itirafı şeklindeydi.
Hatta Sayın Erdoğan; "Eğer darbe girişimi başarılı olsaydı bu topraklarda kimin bayrağı dalgalanıyor olacaktı çok iyi biliyorsunuz" dedi. Herkesin çok iyi bildiği o bayrak kimin? ABD.
O halde artık ne Erdoğan, ne hükümet ve ne de muhalefet, ABD yörüngesinde bir siyaset ortaya koyamazlar. Karşılıklı menfaat her zaman... Yani bir alırsın, bir satarsın. O kadar!
AB'nin de darbecilerden yana olduğunu, Türkiye'nin asla AB'ye kabul edilmeyeceğini vs. en yukarıdan bağırıyorlar. Bu gerçeği de, bu sesi de artık gördü ülke siyasetimiz ve milletimiz.
O halde ülkemize siyasi, ticari, askeri alanlarda bir "YENİKAPI" lazım. Kim olmalı "Yenikapı" mız"
Bu coğrafya üzerinde emelleri olmayan, milletimizin birlik ve beraberliği ile sorunun olmayan, inancımız ile kavgası olamayan bir kapı olmalı. O kapı var ve o kapı Rusya'dır.
Bugün Sayın Erdoğan, Rusya'da. Ne konuşuldu, görüşüldü, hangi mutabakatlara varıldı bilmiyorum. Ama 2014 Haziran'ın da Rusya'dan Liberal Demokrat Parti ile Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) arasında bir mutabakat metni imzalanmıştı.
16 Haziran 1014'da bu mutabakatı değerlendiren Prof. Dr. Haydar Baş, Rusya'ya karşı ta Said Nursi'nin diktiği, FETÖ ve Cübbeli zevatlarıyla her tarafı saran, "küfrü mutlaka karşı Hıristiyanlarla bir olma" sapıklığına itiraz ederek şöyle diyordu;
"Yıllardan beri birbirine kötü gösterilen toplumların gelenekleri, inançları ayrı olabilir. Ama istenirse birbirinin noksanlarını tamamlayabilirler, ortak paydalarda buluşulabilir.
Bir İngiliz gibi katı değil Ruslar? İngiliz'in inancı ve yaşam tarzı ideolojiktir. Siz bir Rus bilim adamına, siyaset adamına, halkına rahatlıkla oturup İslam'ı tebliğ edebilirsiniz, hiç de bir sakıncası yoktur. Dinlemekten de hoşlanırlar ve de zevk alırlar.
Bunun sonucunda çoğu defa İslam'ı seçenleri de görürsünüz ama bütün bunlar mesela İngiltere'de olduğu gibi bir kavga zemininde gerçekleşmez. Yitiğini arayıp da bulan bir insanın psikolojisindedir konuşmanız. O da mutludur, sen de mutlusun.
O seni, sen de onu anladığınız için her ikinizin arasında da ciddi bir barış vardır. Benim Rusya'daki dostlarım böyledir. İnsan haklarına son derece saygılı ve de her işi adalet zemininde görmek isteyen bir yapıları var.
Kısaca Rus halkının aradığı İslam'dır, Müslümanlıktır çünkü bir insanın adil olabilmesi, faydalı olabilmesi, elinden ve de dilinden başkalarının fayda görebilmesi bu yüce inancın kurallarındandır.
O dünyada hizmet ederken ideolojik saplantılarla kendi ideolojisine insan toplama görülmez; ülkesinde inançla yaşayabilecek ortamı hazırlar Ruslar size?
"Rusya'nın geçmişi böyle miydi?" şeklindeki sorularla oluşturulmaya çalışılan Peygamberani havayı ve ortamı yok etme durumunda olan cahiller mevcut.
Senin derdin bir insanı Allah'a taşımak ve O'na kul yapmak mı yoksa kendi çıkarlarını elde edebilmek için diyaloglar geliştirmek mi? Eğer Allah'a taşımak ve kul yapmaksa 'maksat hasıl oldu' demektir.
Bilimde, teknikte, sanayide, madencilikte, ormancılıkta, tarımda elbette ki bu iki toplumun birbirinden alacakları ve birbirine verecekleri vardır. Bu iletişimin sağlandığı gün çok uzaklara gidip pazar aramaya gerek kalmaz, ekonomik hayatımızın kaynaklarını oluşturacak imkânlar da ortaya çıkacaktır.
? Bütün bunlar, birbirini inkârla değil, bilakis birbirini kabul etmek, birbirine destek olmak ve herkesin iyi tarafını görmekle hayata geçecektir.
Kısaca demek isterim ki, Rusya'da eğer biz Türk geleneklerine göre hizmet etmek istiyorsak ve de dostluklarımızı pekiştirip, 'komşularımız tehdit unsuru olmasın kardeş olsun' diyorsak menfaat çatışmalarından uzak, barış dolu gönüllerle bu dünyanın denizlerine yelkenlerimizi açmamız lazım." (Prof. Dr. Haydar Baş)
Evet, umuyor ve diliyorum ki Sayın Erdoğan, Türkiye'ye, hem de İslam Coğrafyasına yeni bir kapı açmanın, ülkemiz ve Ortadoğu'yu emperyalist ve Siyonist hedefleri ürkütecek anlaşmalar imzalamış, mutabakatlara varmış olarak gelir.
Hatta Sayın Erdoğan; "Eğer darbe girişimi başarılı olsaydı bu topraklarda kimin bayrağı dalgalanıyor olacaktı çok iyi biliyorsunuz" dedi. Herkesin çok iyi bildiği o bayrak kimin? ABD.
O halde artık ne Erdoğan, ne hükümet ve ne de muhalefet, ABD yörüngesinde bir siyaset ortaya koyamazlar. Karşılıklı menfaat her zaman... Yani bir alırsın, bir satarsın. O kadar!
AB'nin de darbecilerden yana olduğunu, Türkiye'nin asla AB'ye kabul edilmeyeceğini vs. en yukarıdan bağırıyorlar. Bu gerçeği de, bu sesi de artık gördü ülke siyasetimiz ve milletimiz.
O halde ülkemize siyasi, ticari, askeri alanlarda bir "YENİKAPI" lazım. Kim olmalı "Yenikapı" mız"
Bu coğrafya üzerinde emelleri olmayan, milletimizin birlik ve beraberliği ile sorunun olmayan, inancımız ile kavgası olamayan bir kapı olmalı. O kapı var ve o kapı Rusya'dır.
Bugün Sayın Erdoğan, Rusya'da. Ne konuşuldu, görüşüldü, hangi mutabakatlara varıldı bilmiyorum. Ama 2014 Haziran'ın da Rusya'dan Liberal Demokrat Parti ile Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) arasında bir mutabakat metni imzalanmıştı.
16 Haziran 1014'da bu mutabakatı değerlendiren Prof. Dr. Haydar Baş, Rusya'ya karşı ta Said Nursi'nin diktiği, FETÖ ve Cübbeli zevatlarıyla her tarafı saran, "küfrü mutlaka karşı Hıristiyanlarla bir olma" sapıklığına itiraz ederek şöyle diyordu;
"Yıllardan beri birbirine kötü gösterilen toplumların gelenekleri, inançları ayrı olabilir. Ama istenirse birbirinin noksanlarını tamamlayabilirler, ortak paydalarda buluşulabilir.
Bir İngiliz gibi katı değil Ruslar? İngiliz'in inancı ve yaşam tarzı ideolojiktir. Siz bir Rus bilim adamına, siyaset adamına, halkına rahatlıkla oturup İslam'ı tebliğ edebilirsiniz, hiç de bir sakıncası yoktur. Dinlemekten de hoşlanırlar ve de zevk alırlar.
Bunun sonucunda çoğu defa İslam'ı seçenleri de görürsünüz ama bütün bunlar mesela İngiltere'de olduğu gibi bir kavga zemininde gerçekleşmez. Yitiğini arayıp da bulan bir insanın psikolojisindedir konuşmanız. O da mutludur, sen de mutlusun.
O seni, sen de onu anladığınız için her ikinizin arasında da ciddi bir barış vardır. Benim Rusya'daki dostlarım böyledir. İnsan haklarına son derece saygılı ve de her işi adalet zemininde görmek isteyen bir yapıları var.
Kısaca Rus halkının aradığı İslam'dır, Müslümanlıktır çünkü bir insanın adil olabilmesi, faydalı olabilmesi, elinden ve de dilinden başkalarının fayda görebilmesi bu yüce inancın kurallarındandır.
O dünyada hizmet ederken ideolojik saplantılarla kendi ideolojisine insan toplama görülmez; ülkesinde inançla yaşayabilecek ortamı hazırlar Ruslar size?
"Rusya'nın geçmişi böyle miydi?" şeklindeki sorularla oluşturulmaya çalışılan Peygamberani havayı ve ortamı yok etme durumunda olan cahiller mevcut.
Senin derdin bir insanı Allah'a taşımak ve O'na kul yapmak mı yoksa kendi çıkarlarını elde edebilmek için diyaloglar geliştirmek mi? Eğer Allah'a taşımak ve kul yapmaksa 'maksat hasıl oldu' demektir.
Bilimde, teknikte, sanayide, madencilikte, ormancılıkta, tarımda elbette ki bu iki toplumun birbirinden alacakları ve birbirine verecekleri vardır. Bu iletişimin sağlandığı gün çok uzaklara gidip pazar aramaya gerek kalmaz, ekonomik hayatımızın kaynaklarını oluşturacak imkânlar da ortaya çıkacaktır.
? Bütün bunlar, birbirini inkârla değil, bilakis birbirini kabul etmek, birbirine destek olmak ve herkesin iyi tarafını görmekle hayata geçecektir.
Kısaca demek isterim ki, Rusya'da eğer biz Türk geleneklerine göre hizmet etmek istiyorsak ve de dostluklarımızı pekiştirip, 'komşularımız tehdit unsuru olmasın kardeş olsun' diyorsak menfaat çatışmalarından uzak, barış dolu gönüllerle bu dünyanın denizlerine yelkenlerimizi açmamız lazım." (Prof. Dr. Haydar Baş)
Evet, umuyor ve diliyorum ki Sayın Erdoğan, Türkiye'ye, hem de İslam Coğrafyasına yeni bir kapı açmanın, ülkemiz ve Ortadoğu'yu emperyalist ve Siyonist hedefleri ürkütecek anlaşmalar imzalamış, mutabakatlara varmış olarak gelir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025