Pazar günü yapılan AKP kongresini bazı partili arkadaşlar sosyal paylaşım sitelerinde “muhteşem tablo, muhteşem kongre” diye takdim etmeye çalıştılar.
Hangi iz’an ve idrak ile “muhteşem tablo” diye takdim ettiklerini anlayamadığımız tablolardan biri şu; Barzani alkışlar arasında kürsüye geliyor ve daha konuşmaya başlamadan salon ayağa kalkıyor ve “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye slogan atıyor.
Bir kez daha gördük ki, yalana teslim olanlar yeni yeni alanlar açmaya çalışıyorlar, kitlelerin de bu yalanları hazmetmelerini
istiyorlar.
Gururdan ne anladığınız, kime ve neye karşı gurur duyduğunuz hiç ama hiç umurumuzda değil ama Türkiye adına laf ettiğiniz zaman “bir dakika” deme hakkımızı kullanırız.
Bir dakika arkadaşlar! Biz de bu ülkede yaşıyoruz, bu toprakların altındaki şehitler arasında bizim de ecdadımız var, bu ülkenin geleceğinde bizim de çocuklarımız ve torunlarımız olacak.
Bu ülkenin delikanlılarının, kınalı kuzularının kanları ile eli kanlanmış bir terör hamisine “tezahürat” yaparken Türkiye sözcüğünü kullanamazsınız, buna hakkınız yoktur, yetkiniz ve selahiyetiniz yoktur.
Son çeyrek asırda Güneydoğu’da görev yapan, canı pahasına vatan, bayrak ve namus için mücadele eden bütün askerlerin, emniyet güçlerinin hafızalarında, anılarında, yazdıklarında “Barzani ihanetleri” önemli bir yer tutmaktadır.
Daha dün kendi partinizin tepesindeki isimler, bu adama “postal yalayıcı” demiyor muydu?
Bu ne biçim savrulmadır, bu ne biçim yamulmadır Allah
aşkına?
Sizin gurur duyduklarınızdan biz gurur duymuyoruz.
Sizin alkışladıklarınızı bizler alkışlamıyoruz.
Sizin teslim olduğunuz yalanlara biz teslim olmuyoruz.
Size “muhteşem” görünen tablolar, öyle terör hamileri ile gurur duymalar bize hiç de öyle görünmüyor.
Sizi bilmem ama biz, şühedanın ruhaniyetinden haya ediyoruz. Sizi bilmem ama biz, şühedanın yetimlerinden, analarından, eşlerinden, yakınlarından haya ediyoruz.
Sizi bilmem ama biz;
“Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın” diyen Akif merhumun ve o gün istiklal marşını iki defa ayakta dinleyerek kabul eden İlk Meclisin ruhaniyetinden haya ediyoruz.
Şimdi o tablonuzu bir daha seyredin ve yüzünüzün kızarıp kızarmadığını gözden geçirin.
Hangi iz’an ve idrak ile “muhteşem tablo” diye takdim ettiklerini anlayamadığımız tablolardan biri şu; Barzani alkışlar arasında kürsüye geliyor ve daha konuşmaya başlamadan salon ayağa kalkıyor ve “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye slogan atıyor.
Bir kez daha gördük ki, yalana teslim olanlar yeni yeni alanlar açmaya çalışıyorlar, kitlelerin de bu yalanları hazmetmelerini
istiyorlar.
Gururdan ne anladığınız, kime ve neye karşı gurur duyduğunuz hiç ama hiç umurumuzda değil ama Türkiye adına laf ettiğiniz zaman “bir dakika” deme hakkımızı kullanırız.
Bir dakika arkadaşlar! Biz de bu ülkede yaşıyoruz, bu toprakların altındaki şehitler arasında bizim de ecdadımız var, bu ülkenin geleceğinde bizim de çocuklarımız ve torunlarımız olacak.
Bu ülkenin delikanlılarının, kınalı kuzularının kanları ile eli kanlanmış bir terör hamisine “tezahürat” yaparken Türkiye sözcüğünü kullanamazsınız, buna hakkınız yoktur, yetkiniz ve selahiyetiniz yoktur.
Son çeyrek asırda Güneydoğu’da görev yapan, canı pahasına vatan, bayrak ve namus için mücadele eden bütün askerlerin, emniyet güçlerinin hafızalarında, anılarında, yazdıklarında “Barzani ihanetleri” önemli bir yer tutmaktadır.
Daha dün kendi partinizin tepesindeki isimler, bu adama “postal yalayıcı” demiyor muydu?
Bu ne biçim savrulmadır, bu ne biçim yamulmadır Allah
aşkına?
Sizin gurur duyduklarınızdan biz gurur duymuyoruz.
Sizin alkışladıklarınızı bizler alkışlamıyoruz.
Sizin teslim olduğunuz yalanlara biz teslim olmuyoruz.
Size “muhteşem” görünen tablolar, öyle terör hamileri ile gurur duymalar bize hiç de öyle görünmüyor.
Sizi bilmem ama biz, şühedanın ruhaniyetinden haya ediyoruz. Sizi bilmem ama biz, şühedanın yetimlerinden, analarından, eşlerinden, yakınlarından haya ediyoruz.
Sizi bilmem ama biz;
“Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın” diyen Akif merhumun ve o gün istiklal marşını iki defa ayakta dinleyerek kabul eden İlk Meclisin ruhaniyetinden haya ediyoruz.
Şimdi o tablonuzu bir daha seyredin ve yüzünüzün kızarıp kızarmadığını gözden geçirin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025