Tarih 17 Eylül 2004. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TCK tasarısının zina maddesi yüzünden geri çekilmesi üzerine AB'den gelen "zinayı çözmeden tarihi unutun!" restine şöyle karşılık veriyordu:
"Biz Türkiye'yiz ve Türk'üz. Kendi kararımızı kendimiz vereceğiz. Bu bizim iç işimiz. Kimse karışamaz. AB bizim için olmazsa olmaz değil".
Ve tarih 23 Eylül 2004. Bu beklenmedik sert çıkışın üzerinden daha bir hafta bile geçmeden Brüksel'de Verheugen ve Prodi ile görüşen Başbakan Erdoğan şöyle diyor:
"Biz dersimizi iyi çalıştık. Türkiye AB ile ilgili tüm ev ödevlerini yerine getirdi... Zina bizim iktidarımız süresince kesinlikle yasaklanmayacak."
Başbakan Erdoğan'ın 180 derecelik bu dönüşü yapacağı, Çölaşan'ın ifadesiyle "tükürdüğünü yalayacağı" zaten belliydi. Nitekim 19 Eylül tarihinde yayınlanan "Erdoğan'a hatırlatmayı unutmayın!" başlıklı yazımda, Erdoğan'ın 17 Eylül'de sarfettiği cümleleri altı çizili olarak aktarmış ve şöyle demiştim:
"Başbakan'ın alışık olmadığımız bu sözlerini önümüzdeki haftalarda nasıl çiğneyeceğini bizzat kendiniz test edebilirsiniz.
Balık hafızalı toplumsal belleğimizden ötürü, ben de köşemde bu cümleleri altı çizili olarak aktarma ihtiyacı hissettim. Bu sözlerini sayın Başbakan'a çok kısa bir zaman sonra, "hani böyle demiştiniz, şimdi ne oldu?" diye hatırlatacağıma eminim."
Ve şimdi hatırlatıyorum...
Sayın Başbakan 6 gün önce tam bir Kasımpaşalı üslubuyla AB'ye çektiğiniz "Biz Türk'üz" restine ne oldu? Yoksa sizin Türklüğünüz sadece 6 günlük mü? Zina konusunda medyaya ve AB'ye kestiğiniz "racon" nerede kaldı? Geri adımlarınıza alışığız ama bu kadar kısa sürelisine ilk defa şahit olduk. "Nasıl olsa bu millet bunu da unutur (yer)" diye milletimizin "hafızasının" zayıflığını istismarda sınır tanımamaya başlamışsınız.
6 gün önce, "milletin ahlak değerlerinden" dem vurup zinaya cezayı hararetle savunan ve bu yolda AB'yi bile tersleyen Başbakan Erdoğan, bugün "zina benim dönemimde kesinlikle yasaklanmayacak" diyor.
AB'nin tanzim ve tayin ettiği, Başbakan Erdoğan'ın da harfiyyen yerine getirerek oluşturmaya çalıştığı yeni Türkiye modeli şöyle: Başörtüsü, Kur'an Kursu, İmam Hatip yasak ama zina serbest! Bu aynı zamanda AKP'nin icraat grafiğini de gösteriyor.
6 gün önce Erdoğan'ı yerden yere vuran AB'ci medya, şimdi Erdoğan'ı "AB kahramanı" olarak takdim ediyor. Hatta bazıları epey ileri giderek Erdoğan'ı Atatürk olarak sunmaya çalışıyor. Bir dönem Erdoğan'ı Atatürk ilke ve inkılaplarına ve Cumhuriyet rejimine düşman olmakla suçlayanlar, şimdi Erdoğan'ı yeni çağın Atatürk'ü olarak görmeye başlamışlar. Şaşmamak elde değil. AB, medyamızı, aydınımızı, siyasetçimizi öyle bir uyuşturmuş ki, kimin ne yaptığı, ne söylediği belli değil. Milli refleks, onur diye birşey kalmamış. Şaşırmaya hakkımız yok galiba.
Çünkü burası Türkiye! Bu ülkenin Başbakanı bile, bugün söylediğini 6 gün sonra çok rahat bir şekilde "yutabiliyor". Hem de hiçbir şey olmamış gibi, gülerek...
"Biz Türkiye'yiz ve Türk'üz. Kendi kararımızı kendimiz vereceğiz. Bu bizim iç işimiz. Kimse karışamaz. AB bizim için olmazsa olmaz değil".
Ve tarih 23 Eylül 2004. Bu beklenmedik sert çıkışın üzerinden daha bir hafta bile geçmeden Brüksel'de Verheugen ve Prodi ile görüşen Başbakan Erdoğan şöyle diyor:
"Biz dersimizi iyi çalıştık. Türkiye AB ile ilgili tüm ev ödevlerini yerine getirdi... Zina bizim iktidarımız süresince kesinlikle yasaklanmayacak."
Başbakan Erdoğan'ın 180 derecelik bu dönüşü yapacağı, Çölaşan'ın ifadesiyle "tükürdüğünü yalayacağı" zaten belliydi. Nitekim 19 Eylül tarihinde yayınlanan "Erdoğan'a hatırlatmayı unutmayın!" başlıklı yazımda, Erdoğan'ın 17 Eylül'de sarfettiği cümleleri altı çizili olarak aktarmış ve şöyle demiştim:
"Başbakan'ın alışık olmadığımız bu sözlerini önümüzdeki haftalarda nasıl çiğneyeceğini bizzat kendiniz test edebilirsiniz.
Balık hafızalı toplumsal belleğimizden ötürü, ben de köşemde bu cümleleri altı çizili olarak aktarma ihtiyacı hissettim. Bu sözlerini sayın Başbakan'a çok kısa bir zaman sonra, "hani böyle demiştiniz, şimdi ne oldu?" diye hatırlatacağıma eminim."
Ve şimdi hatırlatıyorum...
Sayın Başbakan 6 gün önce tam bir Kasımpaşalı üslubuyla AB'ye çektiğiniz "Biz Türk'üz" restine ne oldu? Yoksa sizin Türklüğünüz sadece 6 günlük mü? Zina konusunda medyaya ve AB'ye kestiğiniz "racon" nerede kaldı? Geri adımlarınıza alışığız ama bu kadar kısa sürelisine ilk defa şahit olduk. "Nasıl olsa bu millet bunu da unutur (yer)" diye milletimizin "hafızasının" zayıflığını istismarda sınır tanımamaya başlamışsınız.
6 gün önce, "milletin ahlak değerlerinden" dem vurup zinaya cezayı hararetle savunan ve bu yolda AB'yi bile tersleyen Başbakan Erdoğan, bugün "zina benim dönemimde kesinlikle yasaklanmayacak" diyor.
AB'nin tanzim ve tayin ettiği, Başbakan Erdoğan'ın da harfiyyen yerine getirerek oluşturmaya çalıştığı yeni Türkiye modeli şöyle: Başörtüsü, Kur'an Kursu, İmam Hatip yasak ama zina serbest! Bu aynı zamanda AKP'nin icraat grafiğini de gösteriyor.
6 gün önce Erdoğan'ı yerden yere vuran AB'ci medya, şimdi Erdoğan'ı "AB kahramanı" olarak takdim ediyor. Hatta bazıları epey ileri giderek Erdoğan'ı Atatürk olarak sunmaya çalışıyor. Bir dönem Erdoğan'ı Atatürk ilke ve inkılaplarına ve Cumhuriyet rejimine düşman olmakla suçlayanlar, şimdi Erdoğan'ı yeni çağın Atatürk'ü olarak görmeye başlamışlar. Şaşmamak elde değil. AB, medyamızı, aydınımızı, siyasetçimizi öyle bir uyuşturmuş ki, kimin ne yaptığı, ne söylediği belli değil. Milli refleks, onur diye birşey kalmamış. Şaşırmaya hakkımız yok galiba.
Çünkü burası Türkiye! Bu ülkenin Başbakanı bile, bugün söylediğini 6 gün sonra çok rahat bir şekilde "yutabiliyor". Hem de hiçbir şey olmamış gibi, gülerek...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012