'2001’de Haydar Baş, 2021’de Hüseyin Baş' seslendirme dosyası:
Ülkemiz siyasetinde değişen şey sadece iktidarlar, partiler, liderler. Yaşanılanlar ise hep aynı, aynı zamanda da katmerli.
Ülkemiz siyasetinin sorunları dün ne ise bugün de çok çok fazlası ile aynıdır. Ülkemiz siyasetçilerinin bu sorunlar karşısında ki çaresizliği dün nasıl idiyse bugün de aynı.
Tek farkla ki, dün siyasetçiler acziyetlerini kabul ederdi. Bugün ise inkâr ve suçlu arama taktiği ile büyüklük gösteri var.
Dün ülkemiz siyasetinde de yolsuzluk, hırsızlık, vurgun, devlet malını talan, peşkeş, haksızlık, adam kayırma gibi adi suçlar vardı. Bugün ise adeta sıradanlaştı.
Dün verilen sözler unutulduğu gibi halkın ihtiyaç ve istekleri de ikinci planda kalıyordu.
Bugün ise verilen sözler unutulduğu gibi yeni sözler hem de geniş zaman kipiyle verilerek halk geçmişin sorgulanmasının önüne geçildiği gibi müthiş bir inkar ile halkın sorunları da kabul edilmiyor.
2001 yılın Merhum Prof. Dr. Haydar Baş, ülkemiz siyasetini şöyle tasvir ediyordu;
"Bir cemiyette yolsuzluk ve skandallar artmaya başladığı taktirde, sosyal bünyede ciddi yaralar açılmak üzere demektir. Zira toplumda esas olan, fertlerin birbirine ve bilhassa kurumlara olan güveninin devamıdır.
Ülkemizde uzun zamandan beri "temiz toplum" kavramı gündem edilmekte ve bu yönde bir arayış kendini göstermektedir. Çünkü en alt kademeden en üst seviyelere kadar toplumumuzda ciddi boyutlarda yolsuzluk, hortumlama ve vurgun hadiseleri yaşanmaktadır.
Bir vurgun operasyonunun, hortumlama olayının, yolsuzluk skandalının medyada yer almadığı gün yok gibidir. Bu durum toplumu meydana getiren insan unsurunun bozulmaya başladığının göstergesidir. İnsanın bozulduğu yerde ise cemiyetin sağlam bir şekilde ayakta kalması mümkün değildir.
Bu sebeple yolsuzluklarla mücadele konusu ve temiz toplum kavramı gündeme getirilirken, insan unsurundan işe başlanması, insanın ihya edilmesi, ahlâkî olgunluğa eriştirilmesi şarttır. "Temiz toplum", "temiz siyasetçi" vb. kavramlar herkesin hasretidir.
Ancak sathî ve geçici tedbirlerle değil, insandan yola çıkan ve toplumun bütün fertlerini birleştiren, kaynaştıran bir mantıkla hareket edildiği taktirde istenilen netice hâsıl olabilir. Kendini kontrol eden, İlahi Kudret'e hesap vereceği şuuruyla hareket eden, bu düşünce ile hayatını yönlendiren insanı yetiştirmek asıl hedefimiz olmalıdır. Bu yapılmadıktan sonra sosyal hayatın her sahasındaki bozulmadan kurtulmamız mümkün olmayacaktır" diyordu.
Merhum Baş Hocamız bundan olsa gerek toplumun önüne vaatlerle değil taahhütlerle çıktı. Bol vaatlerle değil bilimsel ispatlı projelerle çıktı. 'Önce insan' dedi. Milletimizi, kendisine anlattı. Ama milletimiz sloganlara aldandı ve tercihini o yönde kullandı.
Eğer bugün 'devlet itibarı ile saray' başlığı aynı karede ise geldiğimiz nokta bellidir.
Bu noktaya nasıl geldiğimizi ise BTP Lideri Hüseyin Baş'ın şu sözlerinden çıkarabiliriz.
Tarih 2021 ve BTP Lideri şöyle bir terazi koydu ortaya;
"Size desem ki, 'Ben bu ülkenin başına geçeceğim ve ne kadar madenimiz var, ne kadar öz kaynağımız var hepsini satacağım.
Ülkenin dört bir tarafını komşunun vatandaşı ile dolduracağım, onlardan vergi almayacağım ama sizlerden tıkır tıkır vergileri tahsil edeceğim.
Çocuklarınız üniversite sınavına girerken her yıl yeni bir sistemle karşı karşıya kalacaklar. Bir babanın iki evladından biri 100 puan aldığında üniversite sınavını kazanacak diğeri 300 puan aldığında kazanamayacak.
Ben, size böyle bir Türkiye vaat ediyorum desem... Desem ki, 'Buranın öz değeri fındık beş kuruş para etmeyecek. Buranın fındığını toplayan devletin iştirakini kapatacağım sizi tüccarlara mahkum edeceğim...
Yanı başımızda çay var. Çaya kota koyacağım, sizin ürettiğiniz kadar değil canımın istediği kadar alacağım.
Geldiğimde dolar x lira olacak onu, 10 ile çarpacağım ve sizi yöneteceğim desem hanginiz bana oy verirsiniz?
Maalesef ülkeyi yıllardır yönetenler bütün bu yanlışları yapmasına rağmen milletimiz onlara, 'bir daha bir daha' oy vermeye devam ediyor.
Biz Türkiye'de bir şey yapıp da ekonomiyi düzeltmeyeceğiz, biz Türkiye'de sistemi değiştirip ekonomiyi düzelteceğiz.
Sen hayata adım atmaya başladığın anda senden para soruyorlar. Sadece senden mi, çocuk dünyaya geliyor hemen para istiyorlar. Kimse de demiyor ki, bu millete, vatandaşa para vermemiz lazım.
Bugün bütün dünya Mili Ekonomi Modelini uygulamaya başladı. Bu modeli şu anda dünyada uygulamayan bir tane ülke var o da Türkiye.
1939'dan beri 90 yılda 3 trilyon dolar para basan ABD '2020 yılında 10 trilyon dolar para basacağım' dedi. Başlarına taş düştü herhalde!
Avrupa Merkez Bankası 2012'den bu yana 180 milyar Euro basarken artık yılda 2 trilyon Euro para basıyor. Nereden duydular bunu? Haydar Hocadan."
Ne yapacağız?
"Herkese Haydar hocanın dünyayı kurtardığını anlatacağız. Diyeceğiz ki, 'Haydar Hoca dünyayı kurtardı şimdi sıra Türkiye'yi kurtarmada. Bunu kapı kapı gezip anlatacağız. Yoksa biz ahde vefamızı yerine getirmemiş oluruz.
Bu vatan için canını vermiş insanların torunları olarak üzerimize düşeni yapacağız ve Allah'ın izni ile bu iktidarı kazanıp bu ülkeyi düzlüğe çıkaracağız. Biz kimin torunuyuz, Atatürk'ün. Atatürk'ün torunları olarak bu ülkeyi kurtarmaya geliyoruz."
Yolumuz açık olsun Başkanım!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Niccolo Machiavelli, Joseph Goebbels ve biz / 27.01.2025
- Peygamberimiz ile ilk namaz ve Miraç / 26.01.2025
- Kişisel haklar, adalet ve AKP / 25.01.2025
- ‘Kürt sorunu’ tabiri kime aittir? / 24.01.2025
- Atatürk paydasından Kuva-yi Milliye ittifakı şarttır / 23.01.2025
- Tek adamı ayakta tutan tek adamlar / 22.01.2025
- Sayın Erdoğan ‘devletin dini adalettir’ dedi / 20.01.2025
- Neden BTP? / 19.01.2025
- Milletin derdine gelecek olursak! / 18.01.2025
- Soykırımda ikinci safha ve Suriye / 17.01.2025
- Peygamberimiz ile ilk namaz ve Miraç / 26.01.2025
- Kişisel haklar, adalet ve AKP / 25.01.2025
- ‘Kürt sorunu’ tabiri kime aittir? / 24.01.2025
- Atatürk paydasından Kuva-yi Milliye ittifakı şarttır / 23.01.2025
- Tek adamı ayakta tutan tek adamlar / 22.01.2025
- Sayın Erdoğan ‘devletin dini adalettir’ dedi / 20.01.2025
- Neden BTP? / 19.01.2025
- Milletin derdine gelecek olursak! / 18.01.2025
- Soykırımda ikinci safha ve Suriye / 17.01.2025