Bir okurum iletti.
Doğrusu çok şaşırdım. Yazacağıma da söz verdim.
Malum pandemi yasakları var. Neye göre, kime göre yasak orası pek belli değil. Aradan 100 yıl da geçse Bilim Kurulunun 65 yaş üstü ve 20 yaş altı yasakları çok konuşulacak. Tabii, iktidar partisine çok oy kaybettirdiği de ayrı bir gerçek…
Bir yolunu bulup sokağa çıkma yasağını delenler rahat. Ancak ekmek almaya giderken bile korka korka sokağa çıkanların yanı sıra barut fıçısı gibi olmuş, biri bir laf söylese de patlasam diye gezinenlerin de sayısı oldukça arttı. Pandemiden korunacağız derken akıl sağlığını yitirenlerin tacizine şahit olmak insanı korkutuyor.
Mesele şu ki, tam 20 yaşında olan bir genç kızımız, turistlerin serbestçe dolaştığı bir ile gitmek ister. Bunun için e-devletten izin işlemlerini gerçekleştirir.
Ancak 20 yaşında olduğu için yanında bir yetişkin olmadan seyahat etme isteği reddedilir. Bu genç hanıma ehliyet veren, araba almasına müsaade eden, oy kullandıran yasalar; onun otobüsle tek başına seyahat etmesine izin vermez.
Oldum olası özgürlükçü bir kişiliğim olduğu için yasakları Tanrı buyruğu gibi dayatanlardan hiç hoşlanmamışımdır. Bu izin işinde karşınızda bilgisayarlar olduğundan derdinizi anlatamazsınız.
Rusya'da rejimi eleştiren bir öykü anlatılır.
Adamın biri ayakkabı almak için bir dükkâna girer. Karşısına çıkan tezgâhtara ayakkabı almak istediğini sorar. Tezgâhtar haklı olarak "yazlık mı, kışlık mı" diye sorar. Adam talebini söyler. Ona ilgili kapıyı gösterirler. Kapıdan girer bir de bakar ki karşısında bir tezgâhtar daha var. O da rengini sorar. Adam rengini söyler, ona da bir başka kapı gösterilir. Bu kapıyı açıp girdiğinde de "bağcıklı mı, bağcıksız mı" diye sorarlar. Haydi, bir başka kapı, kösele mi, lastik mi, peşin ödeme mi, istihkak mı vs. bir sürü soru ve kapı aralar adamcağız. Sonunda isyan eder. Bağırmaya başlar… Son kapıya geldiğinde görevli: "Yoldaş boş ver ayakkabıyı… sistem nasıl ama? "diyerek takdir bekleyen bir soru yöneltir. Neticede adam ayakkabı alamadan dükkândan çıkar…
Bizde de durum aynı.
Niyet halisane olsa da sistem kurulsa da sonuç yok. Olmayan mala sistem kursanız ne olur? Maske dağıtımındaki aksaklıklar bugün aşı dağıtımında da görülüyor. Bir kısım insanın ikinci aşı olması gereken tarihi geldiği halde aşı gelmediği veya gelip başkasına kullanıldığı için süresi geçiyor.
Henüz seksenliklerin aşılanması tamamlanamamış olsa da, gelen baskılar üzerine 60 ve üstüne de aşı randevusu veriliyor, ancak günü geldiğinde vatandaş aşı olmadığı için sağlık merkezlerinden geri çevriliyor.
Bazı kimseler tahlilleri sıkıntılı çıksa da, 'henüz Covid belirtisi göstermiyor' denerek test yapılmaksızın geri çevriliyor. Diğer rahatsızlıklar için hastaneye başvuranlara cerrahi müdahale aşamasına gelinmedi ise ilaç ve ağrı kesiciler ile geçici çözüm üretiliyor. İnsanlar ağrıyan dişleri için hastane ortamına girmekten çekinir oldular... Oysa en başından beri pandemi hastaneleri ile diğer rahatsızlıklardan mustarip olanların tedavi hastanelerinin ayrılması isteniyor.
Sağlık Bakanlığı'nın işi en az polisler kadar zor.
Sağlıkçılar pandemi yaygın olan yerlerde görev almak istemiyorlar. Görevlendirilenler de görev yaparken çekimser davranıyorlar. Polisler, bir yanda maske takmayan ve mesafe kontrolünü hiçe sayanlarla, öte yanda sokağa çıkma yasağını delenlerle uğraşmak zorunda. Üstüne üstlük bir de artan hırsızlık, gasp ve yankesicilik olayları ile uğraşmak zorundalar.
Pandemi ortamını fırsata çevirenler sadece yiyecek içecek sektörü değil elbette… Herkes kendince kolay geçinmenin, aç kalmamanın, borcunu ödemenin telaşında.
Öğrenciler okulların açılmasını değil, sokağa çıkıp oynayacakları günlerin özlemindeler. Her gün sabah dokuzdan akşam beşe kadar bilgisayar başında ders izlemekten bıkmış vaziyetteler. Bazı okullar çocukların sokağa çıkmalarının serbest bırakıldığı saatlerde bile ders koyuyorlar. Eğitimin sadece verimi değil, kalitesi de giderek düşüyor.
Din tacirlerine yenileri eklendi. Şimdi gezerek evlerde kuran öğretme ve okuma eğitimleri başlamış. Bunları polisin alacağı ihbar ve baskınla yakalaması lazım, o da şimdilik çok zor.
Camilerde bile benzeri sohbet toplantıları sürünce herkesin eli kolu bağlanıyor. Okullar açılacak ancak dershanelerle ilgili nasıl bir düzenleme yapılacak? Gezici öğretmen sektörü önlenebilecek mi bilmiyoruz.
Dedim ya, herkes kendini kurtarma peşinde… Normalleşme başarılana kadar anormalleşmiş pek çok şey yaşayacağız.
İşimiz zor. Hepimize kolay gelsin.
Kalın sağlıcakla…
- Bizim 19 Mayıslarımız… / 19.05.2024
- Helallik / 14.05.2024
- Gerçek… / 18.01.2024
- Gözyaşı… / 27.12.2023
- Yazmak, yaşamaktır… / 23.12.2023
- Haydar Hoca'yı unutmayın / 02.12.2023
- Öğretmenim… / 23.11.2023
- Bir zeytin öyküsü… / 11.11.2023
- Yağmur mevsimi… / 07.11.2023