Bir 1 Mayıs meydan muharebesi daha geride kaldı.
Gaz, jop, cam çerçeve indirme...
Ne ararsanız vardı.
Hükümetimiz ileri demokrasisinden yine nadide örnekler sergiledi.
Gerçek işçilere kapatılan meydan yasadışı gruplara kaldı.
Meydanın kapatılması yetmedi, metrobüs, vapur, metro seferleri iptal edildi, vatandaş yolda bırakıldı.
Eylemciler Taksim'i fethetmek güvenlik güçleri ise Taksim'e düşmanın girmesini engellemek derdindeydi.
Her iki taraf da kutsal (!) görevlerini başarıyla yerine getirdi.
***
Evet... 1 Mayıs'ta yaşanan rezilliği hep birlikte izledik.
Bir tarafta Taksim'e gireceğiz diyen gruplar diğer tarafta da zinhar izin vermeyiz diyen hükümet.
Yahu Taksim'e gitsen ne olur, gitmesen ne olur ya da hükümet tarafı için söyleyelim, izin versen ne olur vermesen ne olur!
Aslında her iki taraf da sonucun böyle olacağını biliyordu.
Sanki aralarında gizli bir ittifak vardı.
Sanki her iki taraf da ortamın gerilmesini, gündemin değişmesini istiyordu.
Sanki 1 Mayıs'ta yaşanan kavga danışıklı bir kavgaydı.
***
Şimdi meseleye biraz işçiler açısından bakalım.
Bildiğiniz gibi 1 Mayıs, İşçi Bayramı.
Tüm dünyada böyle kutlanıyor. Ülkemizde ise 1 Mayıs dendiğinde hafızalarda canlanan fotoğraf çatışma, kaos.
Ey gerçek anlamda işçi olan kardeşim!
Acaba 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamak sana ne kazandırıyor?
Oraya çıkınca maaşında, çalışma şartlarında, sendikal haklarında bir iyileştirme oluyor mu?.
Elbette ki hayır!
Birkaç saat güvenlik güçleriyle çatışıp, ortalığı talan ettikten sonra (hastane ya da karakolun yolunu tutmayanlarınız hariç) dağılıyorsunuz.
***
Tabi burada polisle çatışanların ne kadarının gerçek anlamda işçi olduğunu da sorgulamak gerekir.
Zira şuana kadar bu tür olayların içinde yer alanların önemli bir kısmı yasa dışı oluşumlarla bağlantılı.
Yani dert işçi hakları değil, dert ortamı germek!
Açıkçası bu hükümetin de işine gelen bir durum.
Çünkü bu kesim sokağı terörize edeceğine demokratik yollardan iktidara hesap sorsa daha somut netice alacak.
***
Ey işçi kardeşim, ey sendikalar!
1 Mayıs'ı güvenlik güçleriyle çatışma şenliği olarak göreceğinize, aranıza karışan yasadışı grupların oyununa geleceğinize iktidarın size sunduğu daha doğrusu sunamadığı şartların sorgulamasını yapsanıza.
Bir yandan ekonomimiz şahane derken bir yandan da memura, işçiye, emekliye % 0,5 daha fazla zam yaparsak Yunanistan gibi oluruz diyen iktidara hesap sorsanıza.
Ve elbette, işçi hakları konusunda devrim niteliğinde düzenlenmeler içeren, başta Rusya olmak üzere birçok ülkede baş tacı edilen Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ne sahip çıksanız ya.
İşte bu sizin samimiyet testiniz olacak.
Öyle sokakları birbirine katarak yakıp yıkarak hak falan alınmaz.
Bu ancak ülkenin sorunlarına karşı hiç bir çözümü olmayan iktidarın ekmeğine yağ sürmek olur.
Gaz, jop, cam çerçeve indirme...
Ne ararsanız vardı.
Hükümetimiz ileri demokrasisinden yine nadide örnekler sergiledi.
Gerçek işçilere kapatılan meydan yasadışı gruplara kaldı.
Meydanın kapatılması yetmedi, metrobüs, vapur, metro seferleri iptal edildi, vatandaş yolda bırakıldı.
Eylemciler Taksim'i fethetmek güvenlik güçleri ise Taksim'e düşmanın girmesini engellemek derdindeydi.
Her iki taraf da kutsal (!) görevlerini başarıyla yerine getirdi.
***
Evet... 1 Mayıs'ta yaşanan rezilliği hep birlikte izledik.
Bir tarafta Taksim'e gireceğiz diyen gruplar diğer tarafta da zinhar izin vermeyiz diyen hükümet.
Yahu Taksim'e gitsen ne olur, gitmesen ne olur ya da hükümet tarafı için söyleyelim, izin versen ne olur vermesen ne olur!
Aslında her iki taraf da sonucun böyle olacağını biliyordu.
Sanki aralarında gizli bir ittifak vardı.
Sanki her iki taraf da ortamın gerilmesini, gündemin değişmesini istiyordu.
Sanki 1 Mayıs'ta yaşanan kavga danışıklı bir kavgaydı.
***
Şimdi meseleye biraz işçiler açısından bakalım.
Bildiğiniz gibi 1 Mayıs, İşçi Bayramı.
Tüm dünyada böyle kutlanıyor. Ülkemizde ise 1 Mayıs dendiğinde hafızalarda canlanan fotoğraf çatışma, kaos.
Ey gerçek anlamda işçi olan kardeşim!
Acaba 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamak sana ne kazandırıyor?
Oraya çıkınca maaşında, çalışma şartlarında, sendikal haklarında bir iyileştirme oluyor mu?.
Elbette ki hayır!
Birkaç saat güvenlik güçleriyle çatışıp, ortalığı talan ettikten sonra (hastane ya da karakolun yolunu tutmayanlarınız hariç) dağılıyorsunuz.
***
Tabi burada polisle çatışanların ne kadarının gerçek anlamda işçi olduğunu da sorgulamak gerekir.
Zira şuana kadar bu tür olayların içinde yer alanların önemli bir kısmı yasa dışı oluşumlarla bağlantılı.
Yani dert işçi hakları değil, dert ortamı germek!
Açıkçası bu hükümetin de işine gelen bir durum.
Çünkü bu kesim sokağı terörize edeceğine demokratik yollardan iktidara hesap sorsa daha somut netice alacak.
***
Ey işçi kardeşim, ey sendikalar!
1 Mayıs'ı güvenlik güçleriyle çatışma şenliği olarak göreceğinize, aranıza karışan yasadışı grupların oyununa geleceğinize iktidarın size sunduğu daha doğrusu sunamadığı şartların sorgulamasını yapsanıza.
Bir yandan ekonomimiz şahane derken bir yandan da memura, işçiye, emekliye % 0,5 daha fazla zam yaparsak Yunanistan gibi oluruz diyen iktidara hesap sorsanıza.
Ve elbette, işçi hakları konusunda devrim niteliğinde düzenlenmeler içeren, başta Rusya olmak üzere birçok ülkede baş tacı edilen Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ne sahip çıksanız ya.
İşte bu sizin samimiyet testiniz olacak.
Öyle sokakları birbirine katarak yakıp yıkarak hak falan alınmaz.
Bu ancak ülkenin sorunlarına karşı hiç bir çözümü olmayan iktidarın ekmeğine yağ sürmek olur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024