Zilhicce günlerinin fazileti büyüktür

Abdülkadir Geylani Hazretleri buyurdu ki:

Hazret-i İkrime'den naklen Hâlid Huzâ'nın, ondan İbn-i Mübârek'in, ondan Velîd'in, ondan Amr bin Osman'ın, ondan Muhammed bin Abdullah bin Abdurrahman'ın, ondan Muhammed bin Abdullah Şâfiî'nin, ondan Ahmed bin Ahmed Zerkûne'nin, ondan Şeyh hafız Ebû Bekr Ahmed bin Alî Sâbit Hatib'in, ondan Şeyh Ebûl-Berekât'ın bize verdiği haberlerinde İbn-i Abbas'ın (r.a) şöyle buyurduğunu beyan eyledi:
"Adem aleyhisselâmın tevbesini Allah Teâlâ Zilhicce'nin onuncu günü kabûl eyledi. Tam tevekkül ancak İbrahim aleyhisselâm için doğrulandı. Zilhiccenin ilk on gününde İbrahim aleyhisselâm Kâbe-i Muazzama'yı bina eyledi. Yine aynı günlerde Allah Teâlâ Mûsâ aleyhisselâma münâcât ile ikrâm eyledi. Zilhicce'nin onunda Dâvud aleyhisselâm bağışlandı."
Bazıları "Kur'ân-ı Kerîm'in ilk gelişi, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kurban Bayramı sabahı mescide giderken oldu" dediler.
Fetih sûresi on sekizinci âyetinde bildirilen biat-ı Rıdvân, Zilhicce'nin ilk on günü Hudeybiyye'de oldu. O anda Resûlullah'ın ashabı bin dört yüz kişi idiler. Bin beş yüz diyenler de oldu. Onlardan biat için en önce elini uzatan Ebû Sinân Esedî idi.
Terviye, Arefe, Kurban Bayramı ve hacc-ı ekber günü de Zilhicce'nin ilk on günündedir. Şeyh Ebu'l-Berekât'ın isnâdı ile Ebû Saîd'den bildirdiği hadis-i şerifte, "Ayların üstünü ve efendisi Şehr-i Ramazan'dır. Ondan daha büyüğü hacc-ı ekber ve Kurban Bayramı'nın bir araya geldiği Zilhicce'nin onuncu günüdür" buyuruldu.
Şeyh Ebu'l-Berekât'ın isnâdı ile Hz. Câbir'den (radıyallahü anh) bildirdiği hadis-i şerifte Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), "Dünya günlerinin en üstünü Zilhicce'nin onuncu günüdür" buyurdu.
Yine Şeyh Ebu'l-Berekât'ın isnâdı ile Atâ bin ebî Rıbah'dan verdiği haberinde Atâ der ki:
Hz. Âişe'den işittim: "Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında teganni ve nağmeyi seven bir kimse vardı. Zilhicce ayı görününce oruç tutardı. Bu hâli Resûlullah'a (sallallahü
aleyhi ve sellem) ulaşınca, onu huzuruna çağırıp, 'Seni bu günlerde oruç tutmaya mecbur eden sebep nedir?' buyurdu.
'Yâ Resûlallah, şu günler, meşair ve hac günleridir. Hacıların duâlarına ortak olmayı Allah Teâlâ'dan istedim' cevabını verdi.
Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona, 'Zilhicce'den oruç tuttuğun her gün için bin köle azad etmiş, bin deve kurban eylemiş ve Allah yolunda cihâd eden gazi ve askerleri götürmek için bin at hediye etmiş gibi sevabın vardır. Arefe günü olduğunda senin için iki bin köle azad etmiş, ondan önce bir sene ve sonra bir sene oruç tutmuş gibi sevap vardır' buyurdu" dedi.
(Günyetü't-Tâlibîn'den?)