Ümit KAYAÇELEBİ
Zeve Plevnedir, Çanakkale'dir, Gaziantep'tir, Kahramanmaraş'tır, Erzurum'dur, Van'dır, Sakarya'dır ve Dumlupınar'dır. Zeve, vatan ve namus müdafaası uğruna, düşmanın o günkü en modern silahlarına karşı, taş, sopa ve tırnakları ile karşı koyan 2000 Türk kadın, kız ve ihtiyarının şehit düşerek kefensiz yattıkları yerdir. Birinci Cihan Harbinde Van'ın Ruslar tarafından işgalini bir fırsat bilen Ermeni azınlık bazı emperyalist devletlerin tahrik ve kışkırtması ile Doğu Anadolu'da, merkezi Van vilayeti olmak üzere bir Ermeni Devleti kurma heves ve hülyasına kapılmışlardı. Menfur emellerinin tahakkuku için 30 bin Vanlıyı hunharca, canavarca şehit eden Ermeni çeteleri, aynı katliamı köylerde de yapmaya başladılar. Erkekleri vatan müdafaası için Erzurum ve Kars cephelerinde Raslarla çarpışmakta olan merkeze bağlı Derebey, Karaağaç, Şeyhayne, Bagdaşan, Pirgarip ve Şeyhkara köylerinin kadın, kız ve çocuklarla, ihtiyarları, Ermeni saldırısına karşı kendilerini müdafaa edip, emniyete almak için Zeve köyünde toplanmak mecburiyetinde kaldılar. Ruslar tarafından zamanın modern silahları ile teçhiz edilen Ermeni çetecileri, merkez katliamından sonra Zeve'yi de kuşatarak, eli silahsız ve kendilerini müdafaadan yoksun, aciz, naçar kadın ve kızlarımıza tasallut etmeye kalkmışlardı. Şerefsiz yaşamaya, şereflice ölümü tercih eden bu yedi köyün kahraman halkı, taş ve sopalarla düşmana karşı koymuş ve düşmanın iğrenç, kötü emellerine boyun eğmeyerek kanlı bir mücadeleden sonra şehit edilmişlerdi. Ve Zeve işte Türk'ün şecaat ve imanının bayrak bayrak dalgalandığı Vangölü sahilinde toprağı şehit kanlarıyla sulanmış, Serhat Şehri Van'ın küçücük bir köyüdür. İşte bugün hâlâ hümanizm adına, hümanistim diye geçinen o insanlık edebiyatı yapıp da, aslında özüne, benliğine hançer vuran, hâlâ da Ermeni'yi masum gösterme çabası içerisinde olanlar, acaba bunları biliyorlar mı?
Zeve Plevnedir, Çanakkale'dir, Gaziantep'tir, Kahramanmaraş'tır, Erzurum'dur, Van'dır, Sakarya'dır ve Dumlupınar'dır. Zeve, vatan ve namus müdafaası uğruna, düşmanın o günkü en modern silahlarına karşı, taş, sopa ve tırnakları ile karşı koyan 2000 Türk kadın, kız ve ihtiyarının şehit düşerek kefensiz yattıkları yerdir. Birinci Cihan Harbinde Van'ın Ruslar tarafından işgalini bir fırsat bilen Ermeni azınlık bazı emperyalist devletlerin tahrik ve kışkırtması ile Doğu Anadolu'da, merkezi Van vilayeti olmak üzere bir Ermeni Devleti kurma heves ve hülyasına kapılmışlardı. Menfur emellerinin tahakkuku için 30 bin Vanlıyı hunharca, canavarca şehit eden Ermeni çeteleri, aynı katliamı köylerde de yapmaya başladılar. Erkekleri vatan müdafaası için Erzurum ve Kars cephelerinde Raslarla çarpışmakta olan merkeze bağlı Derebey, Karaağaç, Şeyhayne, Bagdaşan, Pirgarip ve Şeyhkara köylerinin kadın, kız ve çocuklarla, ihtiyarları, Ermeni saldırısına karşı kendilerini müdafaa edip, emniyete almak için Zeve köyünde toplanmak mecburiyetinde kaldılar. Ruslar tarafından zamanın modern silahları ile teçhiz edilen Ermeni çetecileri, merkez katliamından sonra Zeve'yi de kuşatarak, eli silahsız ve kendilerini müdafaadan yoksun, aciz, naçar kadın ve kızlarımıza tasallut etmeye kalkmışlardı. Şerefsiz yaşamaya, şereflice ölümü tercih eden bu yedi köyün kahraman halkı, taş ve sopalarla düşmana karşı koymuş ve düşmanın iğrenç, kötü emellerine boyun eğmeyerek kanlı bir mücadeleden sonra şehit edilmişlerdi. Ve Zeve işte Türk'ün şecaat ve imanının bayrak bayrak dalgalandığı Vangölü sahilinde toprağı şehit kanlarıyla sulanmış, Serhat Şehri Van'ın küçücük bir köyüdür. İşte bugün hâlâ hümanizm adına, hümanistim diye geçinen o insanlık edebiyatı yapıp da, aslında özüne, benliğine hançer vuran, hâlâ da Ermeni'yi masum gösterme çabası içerisinde olanlar, acaba bunları biliyorlar mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.