Bir gün bir akrep, nehrin öte yanına geçmek ister. Ne yapacağını düşünürken suyun yanındaki kurbağayı görüp yanaşır. Kurbağa korkudan hemen uzaklaşır. Akrep kurbağayı sakinleştirir ve sorar:
"Kurbağa kardeş; karşıya geçmem gerek. Beni sırtında taşır mısın?"
Kurbağa cevap verir.
"Olmaz. Beni sokup öldürürsün!"
"Olur mu?" der akrep. "O zaman ben de boğulur, ölürüm".
Kurbağa ikna olur. Akrebi sırtına alır, yüzmeye başlar. Yolun yarısında ensesinde bir sızı hisseder. Vücudu birden buz keser. Kolları, ayakları hissizleşir. Akreple beraber dibini boylayacakları suya batarken kurbağa akrebe sorar:
"Hani sokmayacaktın?"
Akrep mahzun, mahcup, çaresiz cevap verir:
"Ne yaparsın ben akrebim, huyum bu"!
Prof. Dr. Haydar Baş, bunlar parti kurarken AKP Lideri'ne ne demişti? "FETÖ'den uzak durun!" Onlar Baş'ı dinlemediler, FETÖ'nün gemisine bindiler, Amerika'nın suyunda yıkandılar!
Sonuç ortada!
Hep anlattım Amerikalılar 1997'de Prof. Dr. Haydar Baş'a geldiler. "Gel seni iktidar yapalım" dediler ama Hocamız o meşhur cevabı verdi:
"Benim satılacak vatanım, verilecek imanım yok"!
Çünkü İktidarı altın bir tepside sunduklarında bunu size karşılıksız vermiyorlar! Sizden hediyeler almanızı, sonra bu hediyelerle yargılanmanızı ve galiba siyasetçiler için çok can yaksa da iktidardan çekilmenizi istiyorlar!
Yetmiyor? Coniler için tezkere çıkarmanızı, çuvala geçirilen askeriniz için nota dahi vermemenizi, hatta bunu soranlara "bu müzik notası değil" diye dalga geçmenizi, kahraman Amerikan askerleri diye dua etmenizi, gerekiyorsa kendileri için savaşmanızı, hatta ölmenizi istiyorlar. Ama en sonunda sizden vatanınızı ve imanınızı teslim etmenizi istiyorlar! Aksi takdirde diyorlar oyunu biz kurduk ve kuralları da biz koyarız, şerefinizi, iktidarınızı elinizden alırız!
Her şeyin bir bedeli var!
ABD ve Batı işte bu! Acımasız, zalim, soğuk ve bir o kadar gerçek! Dostluğu geçici ve size verdiği değer, hizmetinizden memnun kaldığı sürece devam ediyor. Ya da daha iyi bir atı bulunca sizi deliğe süpürebiliyor. Ya da kaos istiyorsa yine aynı senaryoyu uyguluyor! Hizmet mükemmel de olsa attan inmenizi isteyebiliyorlar! Kısaca iktidar olma sürenizi Başkanlık modeli, parlamenter demokrasi hatta seçimler belirlemiyor. Vadenizi iktidara geliş biçimi belirliyor. Peki, bunun dışına çıkılabilir mi? Yani gerçekten bu kısır döngü kırılabilir mi? Şunun için gerçekten diyorum. Yeni bir taviz ile siyasi ömrünüzü uzatmaktan bahsetmiyorum. Amerika'dan bildiren Akşam gazetesi yazarı ne demişti geçen hafta?
"Büyük bir fırtına geliyor. Bu fırtınadan korunmanın tek yolu İsrail'den geçiyor"!
Ben yolu İsrail'den geçen, vatandan çalan, imandan çalan ömür uzatıcı formüllerden bahsetmiyorum.
Bahsettiğim şey "gerçekten Amerika'ya karşı durulabilir mi?" sorusudur!
Bu formüle sahip bir tek insan var:
Prof. Dr. Haydar Baş!
Diyebiliriz ki Prof. Dr. Haydar Baş hayatı boyunca bu derse çalışmıştır. Hiç kimsenin burnu kanamadan, insanlığında burnu kanamadan bu ahlaksız istilayı sonlandıracak ve Batı'yı haksız denizlerden çıkararak kendi limanına çekecek formülü bulmak için yaşamış ve bulmuştur!
"Kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlı, yetmeyen senin gemlenmemiş nefsindir" derken 7 milyar insan ve Batı'nın da vicdanına "uyanın" demiştir. "Papaz Malthus'un yalanlarına inanmayın" derken bu söylem makes bulmuş, yüzlerce akademisyen MEM toplantılarında Prof. Dr. Haydar Baş'ın elini sıkmak için sıraya girmiştir.
Batıyı da sömüren kapitalizmi paramparça edecek Milli Ekonomi Modeli ile dünyasını da kaybetmiş ve aslında aç, yalnız, mutsuz ve kullanılan milyarlarca Batı insanına da bir büyük mesaj yollamıştır!
Düşünüz ki bu dalga Türkiye hükümeti ve Türk halkı tarafından desteklense idi bugün acaba yaşadığımız en hafifi ifade ile zilleti yaşar mıydık?
Hayır yaşamazdık! Kabul edelim ki Biz gerçeğe sırtımız döndük! Onları dost edindik! Baştan çıkarılmaya müsaittik! Onların doğası da zaten bu olduğu için ufak bir işmar ile bizi baştan çıkardılar. Satılacak imanımız yok demediğimiz için bu kaderi yaşıyoruz!
Satılacak vatanımız yok demediğimiz için bu kaderi yaşıyoruz!
(Yarın devam edeceğiz)
"Kurbağa kardeş; karşıya geçmem gerek. Beni sırtında taşır mısın?"
Kurbağa cevap verir.
"Olmaz. Beni sokup öldürürsün!"
"Olur mu?" der akrep. "O zaman ben de boğulur, ölürüm".
Kurbağa ikna olur. Akrebi sırtına alır, yüzmeye başlar. Yolun yarısında ensesinde bir sızı hisseder. Vücudu birden buz keser. Kolları, ayakları hissizleşir. Akreple beraber dibini boylayacakları suya batarken kurbağa akrebe sorar:
"Hani sokmayacaktın?"
Akrep mahzun, mahcup, çaresiz cevap verir:
"Ne yaparsın ben akrebim, huyum bu"!
Prof. Dr. Haydar Baş, bunlar parti kurarken AKP Lideri'ne ne demişti? "FETÖ'den uzak durun!" Onlar Baş'ı dinlemediler, FETÖ'nün gemisine bindiler, Amerika'nın suyunda yıkandılar!
Sonuç ortada!
Hep anlattım Amerikalılar 1997'de Prof. Dr. Haydar Baş'a geldiler. "Gel seni iktidar yapalım" dediler ama Hocamız o meşhur cevabı verdi:
"Benim satılacak vatanım, verilecek imanım yok"!
Çünkü İktidarı altın bir tepside sunduklarında bunu size karşılıksız vermiyorlar! Sizden hediyeler almanızı, sonra bu hediyelerle yargılanmanızı ve galiba siyasetçiler için çok can yaksa da iktidardan çekilmenizi istiyorlar!
Yetmiyor? Coniler için tezkere çıkarmanızı, çuvala geçirilen askeriniz için nota dahi vermemenizi, hatta bunu soranlara "bu müzik notası değil" diye dalga geçmenizi, kahraman Amerikan askerleri diye dua etmenizi, gerekiyorsa kendileri için savaşmanızı, hatta ölmenizi istiyorlar. Ama en sonunda sizden vatanınızı ve imanınızı teslim etmenizi istiyorlar! Aksi takdirde diyorlar oyunu biz kurduk ve kuralları da biz koyarız, şerefinizi, iktidarınızı elinizden alırız!
Her şeyin bir bedeli var!
ABD ve Batı işte bu! Acımasız, zalim, soğuk ve bir o kadar gerçek! Dostluğu geçici ve size verdiği değer, hizmetinizden memnun kaldığı sürece devam ediyor. Ya da daha iyi bir atı bulunca sizi deliğe süpürebiliyor. Ya da kaos istiyorsa yine aynı senaryoyu uyguluyor! Hizmet mükemmel de olsa attan inmenizi isteyebiliyorlar! Kısaca iktidar olma sürenizi Başkanlık modeli, parlamenter demokrasi hatta seçimler belirlemiyor. Vadenizi iktidara geliş biçimi belirliyor. Peki, bunun dışına çıkılabilir mi? Yani gerçekten bu kısır döngü kırılabilir mi? Şunun için gerçekten diyorum. Yeni bir taviz ile siyasi ömrünüzü uzatmaktan bahsetmiyorum. Amerika'dan bildiren Akşam gazetesi yazarı ne demişti geçen hafta?
"Büyük bir fırtına geliyor. Bu fırtınadan korunmanın tek yolu İsrail'den geçiyor"!
Ben yolu İsrail'den geçen, vatandan çalan, imandan çalan ömür uzatıcı formüllerden bahsetmiyorum.
Bahsettiğim şey "gerçekten Amerika'ya karşı durulabilir mi?" sorusudur!
Bu formüle sahip bir tek insan var:
Prof. Dr. Haydar Baş!
Diyebiliriz ki Prof. Dr. Haydar Baş hayatı boyunca bu derse çalışmıştır. Hiç kimsenin burnu kanamadan, insanlığında burnu kanamadan bu ahlaksız istilayı sonlandıracak ve Batı'yı haksız denizlerden çıkararak kendi limanına çekecek formülü bulmak için yaşamış ve bulmuştur!
"Kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlı, yetmeyen senin gemlenmemiş nefsindir" derken 7 milyar insan ve Batı'nın da vicdanına "uyanın" demiştir. "Papaz Malthus'un yalanlarına inanmayın" derken bu söylem makes bulmuş, yüzlerce akademisyen MEM toplantılarında Prof. Dr. Haydar Baş'ın elini sıkmak için sıraya girmiştir.
Batıyı da sömüren kapitalizmi paramparça edecek Milli Ekonomi Modeli ile dünyasını da kaybetmiş ve aslında aç, yalnız, mutsuz ve kullanılan milyarlarca Batı insanına da bir büyük mesaj yollamıştır!
Düşünüz ki bu dalga Türkiye hükümeti ve Türk halkı tarafından desteklense idi bugün acaba yaşadığımız en hafifi ifade ile zilleti yaşar mıydık?
Hayır yaşamazdık! Kabul edelim ki Biz gerçeğe sırtımız döndük! Onları dost edindik! Baştan çıkarılmaya müsaittik! Onların doğası da zaten bu olduğu için ufak bir işmar ile bizi baştan çıkardılar. Satılacak imanımız yok demediğimiz için bu kaderi yaşıyoruz!
Satılacak vatanımız yok demediğimiz için bu kaderi yaşıyoruz!
(Yarın devam edeceğiz)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021