Yük değil dert taşıyorlar
İstanbul'un son hamalları, bir taraftan Tahtakale'nin şaşalı günlerini kaybetmesi nedeniyle siftah bile yapamadan evlerine dönmek zorunda kalırken, bir taraftan da yok olan meslekler kervanına katılmamak için direniyor
11.09.2015 00:00:00
İstanbul'un son hamalları, bir taraftan Tahtakale'nin şaşalı günlerini kaybetmesi nedeniyle siftah bile yapamadan evlerine dönmek zorunda kalırken, bir taraftan da yok olan meslekler kervanına katılmamak için direniyor. Eminönü, Tahtakale denilince ilk akla gelen figürlerdendir hamallar. Adeta "Herkül" gibi sırtlarında semerlerle yüzlerce kilogram yükü taşıyan hamallar, yazın sıcağına kışın soğuğuna aldırmadan, Tahtakale'nin dar sokak ve yokuşlarında ekmek parası kazanıyor. Hamallığa kimi baba mesleği olarak başlamış, kimi iflas ettiği ve başka şansı olmadığı için. Ancak hepsinin ortak görüşü; hamallığın zor bir meslek olduğu ve yeni nesillerin bu işe asla rağbet göstermediği. Tüccarların büyük bölümünün Tahtakale'yi terk ederek, dükkanlarını İSTOÇ ve İkitelli gibi bölgelere taşıması hem hamallığın sonunu hazırlıyor hem de onları siftah bile yapmadan eve dönmek zorunda bırakıyor. Genç işi gibi görünse de günümüz hamallarının yaş ortalaması 45'in üzerinde. Taşıdığı ağır yükler nedeniyle boyun ve bel fıtığı olanı da var, yaptığı işin verdiği hareket sayesinde aşırı kilolarından kurtulup sağlık bulan da. Hamalların içinde 6-7 kilo saman olan semerlerle taşıdıkları yük bazen 150, hatta 200 kilograma kadar çıkıyor. En hafif yük ise 35-40 kilogram arasında değişiyor. AA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.