Bu tatlı hayalin gerçekleşmesi için kim, hangi fedakârlıktan kaçardı ki?
Hangimiz nelerimizi vermezdik?
24 saat çalışmak mı? Feda olsun.
Uykuya ve istirahate veda etmek mi? toplum olarak böyle bir erdemi yakalamak için sözü bile edilmez.
Yaya olarak, dağlar aşmak ve çöller dolaşmak mı? Ne demek, baş-göz üstüne.
Hayali bile dünyalar değer; yolsuzluk tarihe karışmış, yoksulluk suç sayılır olmuş ve rüşvetin adı dahi unutulmuş…
Bugün 85 milyona erişmiş olan nüfusuyla Türkiye, yolsuzlukları tarihe gömmüş olsaydı, yoksulluğun mezarını kazmış olsaydı ve rüşvetin köküne kibrit suyu akıtmış olsaydı, dünyada en gelişmiş ekonomiler arasında tartışmasız ilk sıradaydı.
Böyle bir ülkenin vatandaşı olmak, herkes için iftihar vesilesi sayılmaz mıydı?
Böyle bir dünyayı hayal etmek bile insana sonsuz huzur veriyor.
Düşünsenize, yolsuzluk yok, yoksulluk yok ve rüşvet tarihe karışmış, böyle bir ülkede yaşamayı kim istemez?
Edirne'den Ardahan'a, Sinop'tan Anamur'a bu ülke baştanbaşa, yirmi sene evvel böyle bir hayalin gerçekleşmesi için mevcut iktidar kadrosuna çuval çuval oy verdi ve iktidara getirdi.
Sonraki yıllarda, sırası gelen her seçimde, önüne konulan her sandıkta, bir önceki seçim vaatlerinin yerine getirilmediğini göre göre, yine de bir umutla oy verdi ve sözünü ettiğimiz bu tatlı hayalin gerçekleşmesi için tam yirmi sene bekledi.
Bu sefer olmadı bir dahaki sefere, bu seçim olmadı bir dahaki seçime, bu sene olmadı gelecek seneye…
Tam yirmi sene bu çilekeş millet, yolsuzlukların yok edileceği günü hasretle bekledi.
Tam yirmi sene bu yoksul millet, yoksulluğun lügatlerden silineceği günü iple çekti durdu.
Tam yirmi sene, emanetlere riayet etmeyi şiar edinmiş olan bu millet, adam kayırmanın, rüşvetin sil-süpür edileceği, hak edenin hakkını zahmetsiz alacağı günlerin hasretiyle yandı durdu.
Gel gör ki, işe bakın ki; ülkenin en yetkili ağzından, ülkenin en tepe yöneticisinden, yani Sayın Cumhurbaşkanı'ndan çok acı itiraflar geldi.
Yolsuzluğun olmadığı, yoksulluğun olmadığı ve rüşvetin olmadığı Türkiye'yi yine kendi elleriyle oluşturacaklarını söyledi.
Bu durumda, hacım sorar mı bilmem, hocam sorar mı bilemem, ama sıradan vatandaşlar olarak soruyoruz; yolsuzlukların ayyuka çıktığı, yoksullukların milleti canından bezdirdiği ve rüşvetin artık yadırganmadığı mevcut Türkiye kimin eseri?
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025