‘Yollar onunla güvene erer’
İmam Bâkır (a.s) şöyle buyurmuştur: "İyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak, peygamberlerin yolu ve iyilerin metodudur. Diğer farzların kendisiyle ayakta durduğu bir farzdır. Yollar onunla güvene erer, kazançlar helal olur, yeryüzü bayındır olur ve işler bir düzene girer"
15.12.2020 23:50:00





H. OKAN EGESEL
İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ey insanlar! Allah'ın dostlarına yaptığı öğütlerden ibret alın. Mümin erkek ve kadınlar, birbirlerinin dostudurlar. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar. Allah iyiliği emretmeyi ve kötülükten sakındırmayı kendi tarafından bir farz olarak başlamıştır. Zira bu farize yapıldığı ve ayakta tutulduğu takdirde, diğer bütün farzların da kolay olsun veya zor, mutlaka uygulanacağını biliyordu. Çünkü iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak hakları iade etmek, zalime muhalefet göstermek, Beyt'ul-Mal'ı ve ganimetleri (adil bir şekilde) bölüştürmek, zekâtı yerinden almak ve hakkı olan yere bırakmakla İslam'a davettir."
İmam Bâkır (a.s) şöyle buyurmuştur: "İyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak, peygamberlerin yolu ve iyilerin metodudur. Diğer farzların kendisiyle ayakta durduğu bir farzdır. Yollar onunla güvene erer, kazançlar helal olur, zorla alınan haklar ve mallar sahiplerine geri döndürülür, yeryüzü bayındır olur, düşmanlardan intikam alınır ve işler bir düzene girer."
Ebu Ümame şöyle diyor:
Birinci taşlama esnasında adamın biri, Allah Resûlü'nün (s.a.a) yanına gelerek şöyle arz etti: "Ey Allah'ın Resûlü! Hangi cihad daha üstündür?"
Peygamber (s.a.v) ona cevap vermedi. İkinci taşlamaya koyulunca o şahıs yeniden aynı şeyi sordu. Peygamber yine ona cevap vermedi. Akabe taşlamasını yapıp, bineğine binmek için üzengiye ayak bastığında şöyle buyurdu: "O soru soran şahıs nerede?"
O şahıs, "Benim ey Allah'ın Resûlü!" diye arz edince, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: "Güçlü zalim nezdinde söylenen hak sözdür."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Aziz ve Celil olan Allah nezdinde en sevimli cihad, zalim imam nezdinde söylenen hak sözdür."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Marufu emredip münkerden alıkoymak ne eceli yaklaştırır, ne de rızkı azaltır. Bunların hepsinden daha üstünü, zalim bir önderin karşısında hak bir söz söylemektir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak eceli yaklaştırmaz ve rızkı azaltmaz, aksine sevabı çoğaltır, ecri büyütür. Bu ikisinden daha üstünü ise zalim imam karşısında adil olan bir sözü söylemektir"
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim Rabbinin rızayetini (diğerlerinin rızayetine) tercih ederse zalim sultan karşısında adil (hak) söz söylemelidir."
İmam Bâkır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim zalim bir imamın yanına gider, ona Allah'tan sakınmasını emreder, nasihatte bulunur, Allah'ın azap ve gazabından korkutursa, kendisine insanların ve cinlerin sevabı (gibi) sevap ve amellerinin benzeri vardır."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Şehitlerin efendisi, Hamza b. Abdulmuttalib ve zalim imam karşısında ayağa kalkıp ona iyiliği emreden ve kötülükten sakındıran ve bu sebeple de o zalim imamın kendisini öldürdüğü kimsedir." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ey insanlar! Allah'ın dostlarına yaptığı öğütlerden ibret alın. Mümin erkek ve kadınlar, birbirlerinin dostudurlar. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar. Allah iyiliği emretmeyi ve kötülükten sakındırmayı kendi tarafından bir farz olarak başlamıştır. Zira bu farize yapıldığı ve ayakta tutulduğu takdirde, diğer bütün farzların da kolay olsun veya zor, mutlaka uygulanacağını biliyordu. Çünkü iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak hakları iade etmek, zalime muhalefet göstermek, Beyt'ul-Mal'ı ve ganimetleri (adil bir şekilde) bölüştürmek, zekâtı yerinden almak ve hakkı olan yere bırakmakla İslam'a davettir."
İmam Bâkır (a.s) şöyle buyurmuştur: "İyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak, peygamberlerin yolu ve iyilerin metodudur. Diğer farzların kendisiyle ayakta durduğu bir farzdır. Yollar onunla güvene erer, kazançlar helal olur, zorla alınan haklar ve mallar sahiplerine geri döndürülür, yeryüzü bayındır olur, düşmanlardan intikam alınır ve işler bir düzene girer."
Ebu Ümame şöyle diyor:
Birinci taşlama esnasında adamın biri, Allah Resûlü'nün (s.a.a) yanına gelerek şöyle arz etti: "Ey Allah'ın Resûlü! Hangi cihad daha üstündür?"
Peygamber (s.a.v) ona cevap vermedi. İkinci taşlamaya koyulunca o şahıs yeniden aynı şeyi sordu. Peygamber yine ona cevap vermedi. Akabe taşlamasını yapıp, bineğine binmek için üzengiye ayak bastığında şöyle buyurdu: "O soru soran şahıs nerede?"
O şahıs, "Benim ey Allah'ın Resûlü!" diye arz edince, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: "Güçlü zalim nezdinde söylenen hak sözdür."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Aziz ve Celil olan Allah nezdinde en sevimli cihad, zalim imam nezdinde söylenen hak sözdür."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Marufu emredip münkerden alıkoymak ne eceli yaklaştırır, ne de rızkı azaltır. Bunların hepsinden daha üstünü, zalim bir önderin karşısında hak bir söz söylemektir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak eceli yaklaştırmaz ve rızkı azaltmaz, aksine sevabı çoğaltır, ecri büyütür. Bu ikisinden daha üstünü ise zalim imam karşısında adil olan bir sözü söylemektir"
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim Rabbinin rızayetini (diğerlerinin rızayetine) tercih ederse zalim sultan karşısında adil (hak) söz söylemelidir."
İmam Bâkır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim zalim bir imamın yanına gider, ona Allah'tan sakınmasını emreder, nasihatte bulunur, Allah'ın azap ve gazabından korkutursa, kendisine insanların ve cinlerin sevabı (gibi) sevap ve amellerinin benzeri vardır."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Şehitlerin efendisi, Hamza b. Abdulmuttalib ve zalim imam karşısında ayağa kalkıp ona iyiliği emreden ve kötülükten sakındıran ve bu sebeple de o zalim imamın kendisini öldürdüğü kimsedir." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.