Birleşmiş Milletler, dünyada gelir dağılımı uçurumunun 10 yıl öncesine oranla daha da arttığını açıkladı. BM'nin hazırladığı rapor, yoksulluğun çözümlenememesinin terör tehdidini artırdığını ortaya koydu.
Birleşmiş Milletler'in hazırladığı bir rapor, ekonomik büyümeye karşılık dünyada 2.8 milyar kişinin yoksulluk sınırının altında yaşadığını ortaya koyarken, gelir dağılımındaki adaletsizliğin özellikle gelişmekte olan ülkeler için tehdit oluşturduğunun altını çizdi. Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Bölümü (DESA) tarafından hazırlanan "2005 Yılında Dünyada Sosyal Durum: Eşitsizlik Hali" başlıklı raporda, artan ekonomik ve sosyal eşitsizliğin terör ve şiddeti beslemeyi sürdüreceği kaydedildi. Raporda, ulusal ve uluslararası düzeydeki terör eylemleri ve şiddetin, ekonomik ve sosyal eşitsizlikler ile kıt kaynaklar üzerindeki rekabetten kaynaklandığı ifade edildi. Üretimin yüzde 80'inin gelişmiş ülkelerde yaşayan 1 milyar insana ait olduğuna, geriye kalan yüzde 20'sinin ise gelişmekte olan ülkelerde yaşayan 5 milyar insan tarafından paylaşıldığı vurgulandı. Raporu sunan DESA Başkanı Jose Antonio Ocampo, gelir eşitsizliğinin aynı zamanda temel sosyal hizmetlere ve karar verme mekanizmalarına ulaşmada derin eşitsizlikler yarattığına dikkati çekerek, bu eşitsizliğin üstesinden gelinememesi durumunda, bütün insanlar için sosyal adalet ve daha iyi yaşam koşulları beklentisinin boşa çıkacağını kaydetti. Ocampo, kalkınma yönünde bütüncül bir yaklaşım izlenmesinde başarısız olunması durumunda, ekonomik ve sosyal eşitsizlik yüzünden herkesin bir bedel ödeyeceğini vurguladı.
Sosyal uçurum derinleşiyor1995 yılında Kopenhag'ta düzenlenen ve "sosyal meydan okumalara karşı koyma ve insanı kalkınmanın merkezine oturtma" vaadinde bulunulan Dünya Sosyal Kalkınma Zirvesi'nin 10. yılında hazırlanan raporda, geçen bu süre içinde başta cinsiyetler arasında olmak üzere sosyal uçurumların daha da genişlediği ifade edildi. Daha fazla kadının eğitilmesine rağmen, kadınlara ait resmi istihdam göstergelerinin, dünyanın bazı kesimlerinde gerilediğinin kaydedildiği raporda, zengin ve fakirler arasında artan uçuruma da dikkat çekildi. Dünya çapında sayıları 186 milyonu bulan işsizlerin yüzde 47'sini oluşturan gençlerin istihdamında güçlük çekildiğinin de belirtildiği raporda, bu genç iş gücünün ekonomiye entegre edilmesindeki yetersizliklerin yasadışı ekonomilerin hızla gelişmesine ve ulusal istikrarsızlıklara yol açtığı belirtildi. Raporda, ayrıca dünyadaki tüm işçilerin dörtte birine denk gelen milyonlarca insanın çalışmalarına rağmen, ailelerini günde 1 dolarlık fakirlik sınırının üzerine taşıyamadıkları kaydedildi. Bu işçilerin büyük çoğunluğunun tarım kesiminde olduğunun belirtildiği raporda, iş piyasasındaki küresel rekabetin bu işçilerin ücretlerinde daha da gerilemeye yol açtığı ifade edildi.
Birleşmiş Milletler'in hazırladığı bir rapor, ekonomik büyümeye karşılık dünyada 2.8 milyar kişinin yoksulluk sınırının altında yaşadığını ortaya koyarken, gelir dağılımındaki adaletsizliğin özellikle gelişmekte olan ülkeler için tehdit oluşturduğunun altını çizdi. Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Bölümü (DESA) tarafından hazırlanan "2005 Yılında Dünyada Sosyal Durum: Eşitsizlik Hali" başlıklı raporda, artan ekonomik ve sosyal eşitsizliğin terör ve şiddeti beslemeyi sürdüreceği kaydedildi. Raporda, ulusal ve uluslararası düzeydeki terör eylemleri ve şiddetin, ekonomik ve sosyal eşitsizlikler ile kıt kaynaklar üzerindeki rekabetten kaynaklandığı ifade edildi. Üretimin yüzde 80'inin gelişmiş ülkelerde yaşayan 1 milyar insana ait olduğuna, geriye kalan yüzde 20'sinin ise gelişmekte olan ülkelerde yaşayan 5 milyar insan tarafından paylaşıldığı vurgulandı. Raporu sunan DESA Başkanı Jose Antonio Ocampo, gelir eşitsizliğinin aynı zamanda temel sosyal hizmetlere ve karar verme mekanizmalarına ulaşmada derin eşitsizlikler yarattığına dikkati çekerek, bu eşitsizliğin üstesinden gelinememesi durumunda, bütün insanlar için sosyal adalet ve daha iyi yaşam koşulları beklentisinin boşa çıkacağını kaydetti. Ocampo, kalkınma yönünde bütüncül bir yaklaşım izlenmesinde başarısız olunması durumunda, ekonomik ve sosyal eşitsizlik yüzünden herkesin bir bedel ödeyeceğini vurguladı.
Sosyal uçurum derinleşiyor1995 yılında Kopenhag'ta düzenlenen ve "sosyal meydan okumalara karşı koyma ve insanı kalkınmanın merkezine oturtma" vaadinde bulunulan Dünya Sosyal Kalkınma Zirvesi'nin 10. yılında hazırlanan raporda, geçen bu süre içinde başta cinsiyetler arasında olmak üzere sosyal uçurumların daha da genişlediği ifade edildi. Daha fazla kadının eğitilmesine rağmen, kadınlara ait resmi istihdam göstergelerinin, dünyanın bazı kesimlerinde gerilediğinin kaydedildiği raporda, zengin ve fakirler arasında artan uçuruma da dikkat çekildi. Dünya çapında sayıları 186 milyonu bulan işsizlerin yüzde 47'sini oluşturan gençlerin istihdamında güçlük çekildiğinin de belirtildiği raporda, bu genç iş gücünün ekonomiye entegre edilmesindeki yetersizliklerin yasadışı ekonomilerin hızla gelişmesine ve ulusal istikrarsızlıklara yol açtığı belirtildi. Raporda, ayrıca dünyadaki tüm işçilerin dörtte birine denk gelen milyonlarca insanın çalışmalarına rağmen, ailelerini günde 1 dolarlık fakirlik sınırının üzerine taşıyamadıkları kaydedildi. Bu işçilerin büyük çoğunluğunun tarım kesiminde olduğunun belirtildiği raporda, iş piyasasındaki küresel rekabetin bu işçilerin ücretlerinde daha da gerilemeye yol açtığı ifade edildi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.