Uzmanlara göre, yoğun bir tempo, stres ve aşırı rekabet ortamında çalışıyor ve üstelik "bir türlü dinlenemiyorum" diyorsanız, sizde de kronik yorgunluk hastalığı belirtileri olabilir
Özellikle eğitimli ve gelir seviyesi yüksek çalışan kesimde görülen kronik yorgunluk sendromu, son yıllarda Türkiye de artmaya başladı. Kronik yorgunluk, iş verimini düşürerek ekonomik kayıplara sebep oluyor. Hastalık en çok kadınları etkiliyor. Yüzde 70 oranında kadınlar ve özellikle 30-50 yaş grubu kapsam alanında bulunuyor.Uzmanlara göre, hastalık Türkiye de yeni olduğu için henüz çok iyi tanınmıyor ve çoğu kez tanısı konulamıyor.Uzmanlar, hastalığın doğuştan gelmediğini, sonradan kazanıldığını belirterek şu görüşlere yer veriyor: "Hastalık sinir sistemini, bağışıklık sistemini ve hormonal dengeyi etkilediği için kompleks bir yapıya sahip. Hastalığı tetikleyen nedenler arasında, uzun süreli psikolojik zorlanma, çevresel toksinler, kimyasallar, ağır metaller, fiziksel travmalar ya da cerrahi müdahaleler bulunuyor. Başlatıcı olaydan sonra hastalar sağlıklarında ilerleyici bir bozulma yaşıyor. Genellikle hissettikleri kadar hasta görünmüyor, hastalık iddiaları da doktorlar tarafından haksız olarak şüphe ile karşılanıyor"Uzmanlara göre, hastalıkla mücadele için öncelikle stresi kontrol etmeyi bilmek gerek. Herkesin bir stres eşiği vardır ve bu eşiği aşmamalı. Düzenli hayat tarzı, hafif fiziksel egzersizler, sağlıklı beslenme ve ideal kiloyu korumak da temel kurallardır. Bunlarla birlikte alkol ve sigaradan uzak durmak, hastalıktan kurtulmanın en önemli etkenleri arasında. Uzmanlar, sürekli ağrılar, uyku bozuklukları, şişkinlik, ishal, sersemlik, bulantı, gece terlemesi, nefes darlığı, kilo kaybı, yıpranmışlık, yorgunluk, güçsüzlük, halsizlik, çalışmaya isteksizlik vb. belirtiler başgösterdiğinde vakit kaybetmeden gerekli tıbbî önlemlerin alınmasının şart olduğunu kaydediyor.
Özellikle eğitimli ve gelir seviyesi yüksek çalışan kesimde görülen kronik yorgunluk sendromu, son yıllarda Türkiye de artmaya başladı. Kronik yorgunluk, iş verimini düşürerek ekonomik kayıplara sebep oluyor. Hastalık en çok kadınları etkiliyor. Yüzde 70 oranında kadınlar ve özellikle 30-50 yaş grubu kapsam alanında bulunuyor.Uzmanlara göre, hastalık Türkiye de yeni olduğu için henüz çok iyi tanınmıyor ve çoğu kez tanısı konulamıyor.Uzmanlar, hastalığın doğuştan gelmediğini, sonradan kazanıldığını belirterek şu görüşlere yer veriyor: "Hastalık sinir sistemini, bağışıklık sistemini ve hormonal dengeyi etkilediği için kompleks bir yapıya sahip. Hastalığı tetikleyen nedenler arasında, uzun süreli psikolojik zorlanma, çevresel toksinler, kimyasallar, ağır metaller, fiziksel travmalar ya da cerrahi müdahaleler bulunuyor. Başlatıcı olaydan sonra hastalar sağlıklarında ilerleyici bir bozulma yaşıyor. Genellikle hissettikleri kadar hasta görünmüyor, hastalık iddiaları da doktorlar tarafından haksız olarak şüphe ile karşılanıyor"Uzmanlara göre, hastalıkla mücadele için öncelikle stresi kontrol etmeyi bilmek gerek. Herkesin bir stres eşiği vardır ve bu eşiği aşmamalı. Düzenli hayat tarzı, hafif fiziksel egzersizler, sağlıklı beslenme ve ideal kiloyu korumak da temel kurallardır. Bunlarla birlikte alkol ve sigaradan uzak durmak, hastalıktan kurtulmanın en önemli etkenleri arasında. Uzmanlar, sürekli ağrılar, uyku bozuklukları, şişkinlik, ishal, sersemlik, bulantı, gece terlemesi, nefes darlığı, kilo kaybı, yıpranmışlık, yorgunluk, güçsüzlük, halsizlik, çalışmaya isteksizlik vb. belirtiler başgösterdiğinde vakit kaybetmeden gerekli tıbbî önlemlerin alınmasının şart olduğunu kaydediyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.