ANAP Genel Başkanı Yılmaz, AB'ye üyelik sürecinde bazı engellemelr olduğunu savunarak, "Birinci engel, AB üyeliği konusunda bazı odakların toplumda oluşturdukları kararsızlık havasıdır" dedi. Yılmaz, bazı odaklar kavramıyla kim ya da kimleri kastettiği konusunda ayrıntı vermedi
ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, AB'ye üyelik sürecinde bazı engellemeler bulunduğunu belirterek, "Birinci engel, AB üyeliği konusunda bazı odakların toplumda yarattıkları kararsızlık havasıdır"dedi.
Hangi odaklar?AB'ye üyelik sürecinde Türkiye'nin önünde bazı engeller bulunduğunu kaydeden Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğer bu engelleri sadece 2-3 kanunun çıkarmak, sadece Kıbrıs meselesiyle ilgili düşünüyorsak yanılıyoruz. Evet bu engeller vardır ama bana göre bu engellerden daha büyük bazı engellemeler vardır. Birinci engel, AB üyelik konusunda bazı odakların toplumda yarattıkları kararsızlık havasıdır. Bu havadan en kısa zamanda çıkmamız lazım. AB'ye üye olmak istiyorsak bu konuda gerekli kararlılığı, gerekli siyasi iradeyi de ortaya koymamız lazım. İkinci engel olan, (ne yaparsak yapalım AB'ye bizi almazlar) safsatasından kendimizi kurtarmamız lazım. Üçüncü engel, bu söylediğim sebeplerden dolayı toplumdaki ilk günkü heyecanın yerine bir ilgisizliğin, bir kayıtsızlığın ortaya çıkmış olması. Bunun da mutlaka aşılması lazım. Toplumda yılgınlığa dönüşen bir duygunun yayılmasına mutlaka engel olmamız gerekir.
Dördüncü engel olarak gördüğüm şey; eğer AB'ye üye olmak istiyorsak öyle aşırı alınganlıktan, aşırı incinme duygusundan kendimizi kurtarmamız lazım. Kendimize daha fazla güvenmemiz lazım. Kendimizden daha fazla emin olmamız lazım. Alınganlığı başkalarına bırakmamız lazım. Beşinci engel ise bizim AB konusunda attığımız adımlardan rahatsızolanların, zamanın da az olduğunu bilerek topluma aşırı baskı uygulamaları. Buna mutlaka engel olmamız lazım. Benim korkum; önümüzdeki günlerde saydığım engellere yenilerinin eklenmesidir. Türkiye, bugünkü sistemiyle hedeflerine ulaşamaz. (AB yolunda adım atsak da ne değişecek?) diye düşünenlerle bizim hemfikir olmamız mümkün değildir. Bugün öyle bir dünyada yaşıyoruz ki eğer ileriye doğru adım atmıyorsanız, yerinizde sayıyorsanız, geriye gidiyorsunuz demektir. En büyük düşmanımız, (ne yaparsak yapalım Türkiye'nin hali değişmez) düşüncesidir."
ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, AB'ye üyelik sürecinde bazı engellemeler bulunduğunu belirterek, "Birinci engel, AB üyeliği konusunda bazı odakların toplumda yarattıkları kararsızlık havasıdır"dedi.
Hangi odaklar?AB'ye üyelik sürecinde Türkiye'nin önünde bazı engeller bulunduğunu kaydeden Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğer bu engelleri sadece 2-3 kanunun çıkarmak, sadece Kıbrıs meselesiyle ilgili düşünüyorsak yanılıyoruz. Evet bu engeller vardır ama bana göre bu engellerden daha büyük bazı engellemeler vardır. Birinci engel, AB üyelik konusunda bazı odakların toplumda yarattıkları kararsızlık havasıdır. Bu havadan en kısa zamanda çıkmamız lazım. AB'ye üye olmak istiyorsak bu konuda gerekli kararlılığı, gerekli siyasi iradeyi de ortaya koymamız lazım. İkinci engel olan, (ne yaparsak yapalım AB'ye bizi almazlar) safsatasından kendimizi kurtarmamız lazım. Üçüncü engel, bu söylediğim sebeplerden dolayı toplumdaki ilk günkü heyecanın yerine bir ilgisizliğin, bir kayıtsızlığın ortaya çıkmış olması. Bunun da mutlaka aşılması lazım. Toplumda yılgınlığa dönüşen bir duygunun yayılmasına mutlaka engel olmamız gerekir.
Dördüncü engel olarak gördüğüm şey; eğer AB'ye üye olmak istiyorsak öyle aşırı alınganlıktan, aşırı incinme duygusundan kendimizi kurtarmamız lazım. Kendimize daha fazla güvenmemiz lazım. Kendimizden daha fazla emin olmamız lazım. Alınganlığı başkalarına bırakmamız lazım. Beşinci engel ise bizim AB konusunda attığımız adımlardan rahatsızolanların, zamanın da az olduğunu bilerek topluma aşırı baskı uygulamaları. Buna mutlaka engel olmamız lazım. Benim korkum; önümüzdeki günlerde saydığım engellere yenilerinin eklenmesidir. Türkiye, bugünkü sistemiyle hedeflerine ulaşamaz. (AB yolunda adım atsak da ne değişecek?) diye düşünenlerle bizim hemfikir olmamız mümkün değildir. Bugün öyle bir dünyada yaşıyoruz ki eğer ileriye doğru adım atmıyorsanız, yerinizde sayıyorsanız, geriye gidiyorsunuz demektir. En büyük düşmanımız, (ne yaparsak yapalım Türkiye'nin hali değişmez) düşüncesidir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.