Yerliye yer mi kaldı?

Bir yandan serbest piyasa ekonomisi diyor diğer yandan faizleri niye düşürmüyorsun diye devletin tepesinden tırnağına kadar Merkez Bankası Başkanı'na sopa çekiyorlar?Üretim-tüketim ve pazarlama işini faizin iniş çıkışına bağlarsan serbest piyasa ekonomisi Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin Suriye politikasına döner. Suriyeliler Türkiye'ye kontrolsüz giriyor Türkler ise Suriye'ye girmek ne kelime, Suriyelilerin geldiği şehirleri bile terk eder hale gelmiş bulunuyorlar. Serbest piyasa ekonomisinin sonucu da bu. Avrupalının, Amerikalının ürettiği mallar Türkiye'ye sınırsız giriyor, bu malların girdiği market ve bakkal reyon ve raflarını Türklerin ürettiği mallar terk etmek zorunda kalıyor.Türkiye'nin bu halini düşünürken çocukluğumuzu hatırladık, çocukluğumuzdaki "Yerli Malı" haftalarını.O yıllar tuhaf yıllardı.Sabahları okul bahçesine bir kazan konur, o kazanda üzerinde ABD ve Türk Bayraklı ellerin tokalaştığı teneke kutulardan süttozları kazanlara dökülür yıl boyu bizlere içirilir günü geldiğinde de "Yerli Malı Haftası" kutlanırdı. Süt tozu ile ABD propagandası beyinlerimize kazınırken Öğretmenlerimiz bu konuda hiç konuşmadılar. Oysa bizim ineklerimiz, bizim otlaklarımız, bizim kendi sütümüz yok muydu? Muhtevasının ne olduğunu bilmediğimiz ABD'nin tozunu bize niye içiriyorlardı? Süt tozu verilmiş, karşılığında ne alınmıştı? Yerli Malı haftalarında annelerimiz poğaça börek yapar, babamız pazardan portakal mandalina alır, bizler de sınıfa getirir, öğretmenlerimizle birlikte afiyetle yerdik.Yerdik ve "Yerli malı Türkün malı, her Türk onu kullanmalı" derdik..Yine o gün öğretmenlerimiz Atatürk döneminde kendi uçağımızı yapıp dış ülkelere sattığımızı bize anlatmazlardı. Cumhuriyet döneminde kurulan şeker, tekstil kâğıt gibi sanayi tesislerinden hiç bahsedilmezdi. "Yerli malı" denilince akla gelen sadece tarım ürünleri, yalnızca boğazdan geçip gübre olacak şeylerdi?Hikâyeyi biliyorsunuz?Atatürk rahmetli olunca ABD bize önce, "Siz üretmeyin, biz size maliyetinden ucuza veririz" aklı satmış. Bu aklı alan İnönü ve devamında gelenler en fazla "acenta" olma cesareti gösterebilmişler. 1983 yılında yani Özal'la birlikte  "Yerli Malı Haftası"nın adı "Tutum, yatırım ve Türk Malı" haftası olarak değiştirildi. "Yerli Malı Hafta"larının kutlandığı yıllarda "Türkiye bir tarım ülkesi olsun" diyenler "Tutum, Yatırım ve Türk Malı" haftasından sonra gelen AKP'li yıllarda bu sefer de, "Tarıma da gerek yok, köyleri boşaltın, şehirleri kuşatın. Siz pahalı üretiyorsunuz, biz sizi ucuza doyururuz" aklı sattılar. Bu aklı alan Erdoğan ve Ekibi vesilesiyle köyler boşaldı, tarım bitti, hayvancılık öldü; Türkiye Angus, tahıl ve bakliyat hatta saman ithal eder ülke haline geldi. Artık okullarda "Her Türk onu kullanmalı" şiirleri okunmuyor, çünkü "Türk" demek ırkçılık haline geldi; bugün Türkiye'nin bazı illerinde hiçbir okulda hiçbir öğrenci ve öğretmene "Yerli malı Yurdun malı/Her Türk onu kullanmalı" dedirtemezsiniz.Demezler, dedikleri anda o gece evlerinin önünde enselerine kurşun sıkılır?İşte "Yeni Türkiye" bu Türkiye? "Yerliye yer kalmamış" bir "Yenilik" bu?Yani bu "Yeni", o çok eleştirdikleri, üzerinden oy devşirdikleri  İnönü döneminin beter bir müsveddesinden başka bir şey değil..Sadece Yerli Malı haftasının seyrine bakarak Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projesinin önemini iliklerinize kadar hissetmemek mümkün mü?