Son günlerde 'Cennet mekan' diye anılan Osmanlı padişahlarının gerçek yüzleri, Mustafa Kemal Atatürk'ün ise atılan iftiraların aksine tertemiz bir Müslüman olduğu ortaya çıkınca birileri rahatsız olmaya başladı.
Yani kısacası birileri padişahların yerine Atatürk'ü, Atatürk'ü de padişahların yerine koymuş millete yutturmaya çalışıyor.
Tarih diye uydurdukları iftiralarla dolu yalanlar her geçen gün daha çok çürümeye mahkum. Zaten bu yüzden kuyruğuna basılan mahluk misali sağda solda çığlık atıyorlar.
İngiliz ve Yunan istihbaratı kaynaklarından Osmanlı'yı kalkan edinerek Atatürk ve Cumhuriyet'e iftira edenlerden başka bir de Gazi Paşa'yı anlatırken tek kaynağı İsmet İnönü'nün hatıraları olan fessiz tarihçiler türedi.
Bir gerçeği anlatırken kaynağınız BOA (Başbakanlık Osmanlı Arşivi) belgeleriyse ya da yaşayan canlı şahitlerse eğer, buna itiraz edip tabiri caizse çamura yatanları, bizi resmi ve gayri resmi kaynaklar ilgilendirmez safsatası uydurarak ekran soytarılığı yapanları ciddiye almak tarihimize haksızlık etmek olur.
Bizim tanıdığımız, sevdiğimiz, savunduğumuz Atatürk, İsmet İnönü'nün Atatürk'ü değil, annesi Molla Zübeyde olan, soyu Ehl-i Beyt'e dayanan, örnek bir Müslüman olan dindar Atatürk'tür.
Tarihin gerçek kaynaklarındaki Atatürk'ün yaşantısı da bu şekildedir.
Bu güruhun korkusu, gizlenen Atatürk'ün meydana çıkıp milletle Ata'nın buluşması.
"Müslümanlar, türbanlılar, muhafazakârlar Atatürk'ü sevmez" tabusunun yıkılması dincilerin bütün oyunlarını bozdu.
Biz bu gerçekleri anlatırken Atatürk misali, fitnecileri kâle almadan, cahillerle münakaşaya girmeden doğrudan gerçekleri ortaya koyuyoruz.
Mevlana ne güzel demiş: "Cahille girme münakaşaya. Ya sinirini zıplatır tavana ya da yazık olur adabına." İmam Gazali de, "Cahillerle tartışmaya girmeyin, çünkü ben hiç yenemedim" demiş.
Sayısız kelimelerin içinden bir ifadeyi alıp onunla birlikte ekranda soytarılık yapmak şüphesiz Müslüman alameti değildir. Biz ömrümüz boyu bu tür karakter yoksulu insanlardan uzak durmayı öğrendik. Çünkü bunların tek derdi dilleriyle zehirlemek.
Tarihi gerçeklerin ortaya çıkması Cumhuriyet düşmanı olan bu güruha "Biz de Cumhuriyet çocuğuyuz" dedirtebiliyorsa eğer, korku tavan yapmış demektir.
"Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz" derler.
Ne manidardır ki kanallarında Osmanlı'nın şahane Müslümanlığını anlatanlar kısa bir ara verdiklerinde faizli banka reklamlarına şahit oluyoruz.
İslam dinini bilmeden, onu kimin temsil ettiğini öğrenemezsiniz. Unvanı ne olursa olsun, cahil cahildir, dini kalkan edinenin adı da dincidir.
Yani kısacası birileri padişahların yerine Atatürk'ü, Atatürk'ü de padişahların yerine koymuş millete yutturmaya çalışıyor.
Tarih diye uydurdukları iftiralarla dolu yalanlar her geçen gün daha çok çürümeye mahkum. Zaten bu yüzden kuyruğuna basılan mahluk misali sağda solda çığlık atıyorlar.
İngiliz ve Yunan istihbaratı kaynaklarından Osmanlı'yı kalkan edinerek Atatürk ve Cumhuriyet'e iftira edenlerden başka bir de Gazi Paşa'yı anlatırken tek kaynağı İsmet İnönü'nün hatıraları olan fessiz tarihçiler türedi.
Bir gerçeği anlatırken kaynağınız BOA (Başbakanlık Osmanlı Arşivi) belgeleriyse ya da yaşayan canlı şahitlerse eğer, buna itiraz edip tabiri caizse çamura yatanları, bizi resmi ve gayri resmi kaynaklar ilgilendirmez safsatası uydurarak ekran soytarılığı yapanları ciddiye almak tarihimize haksızlık etmek olur.
Bizim tanıdığımız, sevdiğimiz, savunduğumuz Atatürk, İsmet İnönü'nün Atatürk'ü değil, annesi Molla Zübeyde olan, soyu Ehl-i Beyt'e dayanan, örnek bir Müslüman olan dindar Atatürk'tür.
Tarihin gerçek kaynaklarındaki Atatürk'ün yaşantısı da bu şekildedir.
Bu güruhun korkusu, gizlenen Atatürk'ün meydana çıkıp milletle Ata'nın buluşması.
"Müslümanlar, türbanlılar, muhafazakârlar Atatürk'ü sevmez" tabusunun yıkılması dincilerin bütün oyunlarını bozdu.
Biz bu gerçekleri anlatırken Atatürk misali, fitnecileri kâle almadan, cahillerle münakaşaya girmeden doğrudan gerçekleri ortaya koyuyoruz.
Mevlana ne güzel demiş: "Cahille girme münakaşaya. Ya sinirini zıplatır tavana ya da yazık olur adabına." İmam Gazali de, "Cahillerle tartışmaya girmeyin, çünkü ben hiç yenemedim" demiş.
Sayısız kelimelerin içinden bir ifadeyi alıp onunla birlikte ekranda soytarılık yapmak şüphesiz Müslüman alameti değildir. Biz ömrümüz boyu bu tür karakter yoksulu insanlardan uzak durmayı öğrendik. Çünkü bunların tek derdi dilleriyle zehirlemek.
Tarihi gerçeklerin ortaya çıkması Cumhuriyet düşmanı olan bu güruha "Biz de Cumhuriyet çocuğuyuz" dedirtebiliyorsa eğer, korku tavan yapmış demektir.
"Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz" derler.
Ne manidardır ki kanallarında Osmanlı'nın şahane Müslümanlığını anlatanlar kısa bir ara verdiklerinde faizli banka reklamlarına şahit oluyoruz.
İslam dinini bilmeden, onu kimin temsil ettiğini öğrenemezsiniz. Unvanı ne olursa olsun, cahil cahildir, dini kalkan edinenin adı da dincidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Furkan Talay / diğer yazıları
- Atatürk’ün en büyük düşmanını açıklıyorum / 22.12.2020
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018