Varlıklar içerisinden seçilmiş bir varlık olan insan; Allah tarafından kendisine iman lutfedilerek Müslüman olması, kendisinin ikinci kez seçildiğinin alametidir.İman; kişinin dili ile "Lailahe illallah Muhammedun Resulullah" kelime-i tevhidini söyleyip kalbi ile tasdik ettikten sonra amelleriyle de bunun gereğini yerine getirmesidir. Ancak, kişinin sadece dili ile kelime-i tevhidi ifade etmesi diğer insanlar nezdinde Müslüman olarak kabul edilmesi için yeterlidir. Kalp ile tasdik ve amel ile ispat ise Allah katında önemlidir. Bu ikisinin varlığının ya da yokluğunun, samimiyet derecesinin ölçülmesi, takdir edilmesi sadece Allah'a aittir. O halde kelime-i tevhidin dil ile ifade edilmesinden sonra kalp ile tasdik edilip edilmemesi konusu Müslümanları ilgilendiren bir konu değildir. Müslümanları ilgilendiren tek şey, onların kalpten söyleyip söylemediğini bilmedikleri için, onları Müslüman kabul etmek mecburiyetidir. Kelime-i tevhid dil ile ifade edildikten itibaren geçerli hukuk, Müslüman kardeşliği hukukudur. Artık Müslümanın kanı, canı, namusu, vatanı gibi mukaddes değerleri ona haram olup; yanında vefat edecek olursa cenazesini yıkamak, kefenlemek, cenaze namazını kılmak ve Müslüman mezarlığına onu defnetmek onun boynunun borcudur.Müslümanın imanını ispat etmesi ise ibadetle mümkündür. İbadet de Allah'ın anılması ve de hatırda tutulmasıdır. O halde Allah'ın rızasının kazanılması için Allah'ın anıldığı ve hatırda tutulduğu her şey ibadettir. Bunu içermeyen hiç bir eylem de ibadet değeri taşımaz.Namaz ve bütün ibadetlerin özünde Allah'ı anmak ve de hatırda tutmak vardır. Bu ikisinin olmadığı yerde ise gaflet, tembellik, riya gibi kalbi hastalıklar vardır ki; bunlar Müslümanın hasletleri değildir.İslamiyet'i sadece beş vakit namazdan ibaret kabul edenler; namazlarında her türlü malayaniye yer vermekte, çek senet tahsili yapmakta, ticari ve ailevi problemlerini gidermek için plan ve program yapmaktadır. Hulasa namazlarında her şey var sadece Allah yoktur.Namaz; Allah'ı anmak, her türlü hayâsızlıktan ve kötülüklerden arınmak için kılınır. Aksi takdirde kılınan namaz bu özellikleri sağlamayıp kişinin yalan konuşmasına, faiz yemesine, harama bakmasına, zina yapmasına, yetim ve kul hakkı yemesine, Müslüman kardeşi öldürülürken seyirci kalmasına, Müslümanın yerine kâfiri dost edinmesine mani olamıyorsa; o namaz ibadet olmaktan çıkar ve insanı Allah'a yaklaştıracağı yerde Allah'tan uzaklaştırır. Bu kişilerin namazı için Allah: "Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarından gafildirler onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar" (Maun: 4-6) buyurmaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hasan Aydın / diğer yazıları
- Gazi Mustafa Kemal farkı / 10.10.2023
- Sadece namaz Cennet’e götürür mü? / 06.10.2023
- Ücreti alınanın ecri olur mu? / 30.09.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ ırkçılık mı? / 28.09.2023
- Peygamberimiz kavmini Allah'a şikâyet etti mi? / 22.09.2023
- Cami yaptırmak israf olur mu? / 18.09.2023
- Şikâyet yerine şükretmek / 15.09.2023
- Çoğunluk hak değildir / 11.09.2023
- İslâm'ın ilk emri oku! / 07.09.2023
- Cahillerden olma! / 04.09.2023
- Sadece namaz Cennet’e götürür mü? / 06.10.2023
- Ücreti alınanın ecri olur mu? / 30.09.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ ırkçılık mı? / 28.09.2023
- Peygamberimiz kavmini Allah'a şikâyet etti mi? / 22.09.2023
- Cami yaptırmak israf olur mu? / 18.09.2023
- Şikâyet yerine şükretmek / 15.09.2023
- Çoğunluk hak değildir / 11.09.2023
- İslâm'ın ilk emri oku! / 07.09.2023
- Cahillerden olma! / 04.09.2023