Ankara 6. İdare Mahkemesi, Çankaya Belediyesi Encümeni'nin, Çankaya ilçesi Remzi Oğuz Mahallesi'ndeki bir apartmanın kömürlüğüne baz istasyonu kurulması ve çatısına vericiler yerleştirilmesi üzerine, "bu eklentilerin kaldırılması" yönünde verdiği kararın iptali istemiyle apartmanın yöneticisinin açtığı davayı sonuçlandırdı.
Ankara 6. İdare Mahkemesi'nin kararında, teknolojik gelişmelere paralel olarak günlük yaşama giren cep telefonlarının ve baz istasyonlarının yaydığı elektromanyetik dalgaların teknik boyutunun yanı sıra insan ve çevre sağlığı boyutunun da bulunduğu ve bunların olası zararlarının önlenebilmesi için birtakım önlemler alınması gerektiğine dikkat çekildi. Kararda, söz konusu apartmandaki baz istasyonunun elektrik ve manyetik alan güç yoğunluğunun ölçülmesi ve elde edilecek verilere göre imar mevzuatına, insan ve çevre sağlığına zararı olup olmadığınınve halkın selametini ihlal edip etmediğinin belirlenebilmesi için bilirkişi incelemesi yaptırıldığı belirtildi.
Çocuklara daha zararlı
Bilirkişi raporunda, kömürlüğün bitişiğindeki dairede kalan ailenin, bu cihazın oluşturduğu elektromanyetik alanlara maruz kaldıklarına işaret edilen kararda şöyle denildi:
"Türkiye'deki baz istasyonlarında, 900 ve 1800 Mhz RF frekanslarının kullanıldığı, bunun da RF radyasyonuna maruz kalan canlılarda kanserin çeşitli türlerinin ortaya çıktığını gösterdiği, çatılarda kurulacak her türlü RF sisteminin 2 metreden yükseğe kurulması gerektiği, bu açıdan değerlendirildiğinde çatıdaki link sisteminin yaklaşık yarım metre yükseklikte olması nedeniyle ölçümü gerçekleştirmeye çalışan teknisyenin bile, çok yakın mesafeden radyasyona maruz kaldığı anlaşılmıştır. Binanın yan duvarlarına monte edilen 400 watt gücündeki 2 adet baz istasyonunun yaydıkları radyasyonun lösemi, lenfoma başta olmak üzere kanserin çeşitli türleri, kan beyin bariyeri geçirgenliğinin artması, RF işitme sendromu, sinir sisteminin yapısının ve nörotransmitterlerinin miktarının değişmesi, beyin hücrelerinin sıcaklığının artması, hücre DNA sentezinin artması, üremede azalma, kromozal bozulmalar, beyin elektriksel aktivitesinin değişmesi, kan basıncının artması, uyku bozuklukları, özellikle çocuklarda öğrenme güçlükleri, bitkinlik, başağrısı, embriyoların gelişimi için önemli bir enzim olan ODC aktivitesinin değişimi, beyinde DNA hasarı gibi pek çok etkisinin bulunduğu belirlenmiştir."
Kararda, bilirkişi raporunda, baz istasyonlarının çocukların sağlığı üzerinde büyüklere nazaran daha fazla olumsuz etki yarattığının ifade edildiği belirtildi.
Kararda, bilirkişi raporunda ayrıca, baz istasyonlarının apartmanların yan duvarlarına ve çatılara zorunlu olmadıkça kurulmaması, bunun yerine, yüksekliği istasyonun gücüne göre 15.2-60.96 metre arasında değişebilen yüksek ve az sayıdaki kulelere kurulması gerektiği kaydedildi.
Kamunun sağlığını tehdit eden ve risk taşıyan baz istasyonlarının kaldırılması yönündeki dava konusu işlemde, kamu yararı, umum ve çevresağlığı açısından mevzuata ve hukuka aykırılığının görülmediğinin ifade edildiği kararda, dava konusu encümen kararının iptal isteminin reddedildiği bildirildi.
Ankara 6. İdare Mahkemesi'nin kararında, teknolojik gelişmelere paralel olarak günlük yaşama giren cep telefonlarının ve baz istasyonlarının yaydığı elektromanyetik dalgaların teknik boyutunun yanı sıra insan ve çevre sağlığı boyutunun da bulunduğu ve bunların olası zararlarının önlenebilmesi için birtakım önlemler alınması gerektiğine dikkat çekildi. Kararda, söz konusu apartmandaki baz istasyonunun elektrik ve manyetik alan güç yoğunluğunun ölçülmesi ve elde edilecek verilere göre imar mevzuatına, insan ve çevre sağlığına zararı olup olmadığınınve halkın selametini ihlal edip etmediğinin belirlenebilmesi için bilirkişi incelemesi yaptırıldığı belirtildi.
Çocuklara daha zararlı
Bilirkişi raporunda, kömürlüğün bitişiğindeki dairede kalan ailenin, bu cihazın oluşturduğu elektromanyetik alanlara maruz kaldıklarına işaret edilen kararda şöyle denildi:
"Türkiye'deki baz istasyonlarında, 900 ve 1800 Mhz RF frekanslarının kullanıldığı, bunun da RF radyasyonuna maruz kalan canlılarda kanserin çeşitli türlerinin ortaya çıktığını gösterdiği, çatılarda kurulacak her türlü RF sisteminin 2 metreden yükseğe kurulması gerektiği, bu açıdan değerlendirildiğinde çatıdaki link sisteminin yaklaşık yarım metre yükseklikte olması nedeniyle ölçümü gerçekleştirmeye çalışan teknisyenin bile, çok yakın mesafeden radyasyona maruz kaldığı anlaşılmıştır. Binanın yan duvarlarına monte edilen 400 watt gücündeki 2 adet baz istasyonunun yaydıkları radyasyonun lösemi, lenfoma başta olmak üzere kanserin çeşitli türleri, kan beyin bariyeri geçirgenliğinin artması, RF işitme sendromu, sinir sisteminin yapısının ve nörotransmitterlerinin miktarının değişmesi, beyin hücrelerinin sıcaklığının artması, hücre DNA sentezinin artması, üremede azalma, kromozal bozulmalar, beyin elektriksel aktivitesinin değişmesi, kan basıncının artması, uyku bozuklukları, özellikle çocuklarda öğrenme güçlükleri, bitkinlik, başağrısı, embriyoların gelişimi için önemli bir enzim olan ODC aktivitesinin değişimi, beyinde DNA hasarı gibi pek çok etkisinin bulunduğu belirlenmiştir."
Kararda, bilirkişi raporunda, baz istasyonlarının çocukların sağlığı üzerinde büyüklere nazaran daha fazla olumsuz etki yarattığının ifade edildiği belirtildi.
Kararda, bilirkişi raporunda ayrıca, baz istasyonlarının apartmanların yan duvarlarına ve çatılara zorunlu olmadıkça kurulmaması, bunun yerine, yüksekliği istasyonun gücüne göre 15.2-60.96 metre arasında değişebilen yüksek ve az sayıdaki kulelere kurulması gerektiği kaydedildi.
Kamunun sağlığını tehdit eden ve risk taşıyan baz istasyonlarının kaldırılması yönündeki dava konusu işlemde, kamu yararı, umum ve çevresağlığı açısından mevzuata ve hukuka aykırılığının görülmediğinin ifade edildiği kararda, dava konusu encümen kararının iptal isteminin reddedildiği bildirildi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.