Korkut Özal şahsıyla olmasada misyonuyla, sahne-i siyasete yeniden çıkıyor. Katıldığı bir televizyon programında manevi mahdumları Cüneyd Zapsu için "kefaletim altındadır" dedikten sonra, İstanbul Büyükşehir Belediyesi için adaylığını ilan etti. Üç bakanlığa bedel olarak tarif ettiği İstanbul Belediyesi için Özal, Zapsu'nun "boşta" olduğunu da sözlerine ekledi.
Böylece Cüneyd Beyin son seçimlerde niçin Milletvekili olmadığınıda anlıyoruz. Meğer onun gözü "Büyük Makam"daymış...
Milletvekilliği, bakanlık kendilerine dar geleceği için İstanbul'a Belediye Başkanı olmayı bekliyormuş. Peki Belediye Başkanlığı acaba Zapsu'yu yada sayın Özal'ı acaba keser mi? Gelin isterseniz ona bir cevap arayalım...
Korkut Özal Zapsu'nun aday adaylığını şimdiden ilan ederek bu makam üzerinden girişilecek güç savaşları içinde yer alacaklarını deklare etti, ilk sonuç bu...
Ancak bu daha bir başlangıç. Emin Şirin'in istifası ile devam edelim. Parti büyüğü Korkut Özal'ın Zapsu'yu Belediye Başkan aday adayı ilan ettiği saatlerde Milletvekili Emin Şirin partisinden ayrıldığını duyurdu.
Şirin'in istifa gerekçeleri sadece Zapsu ile belki sınırlandırılamaz ancak hiç bir şeyde tesadüf değil.
Şirin, Cüney Zapsu'dan enfazla rahatsız olan isimlerin başında geliyordu. Şirin'e göre AKP-ABD ilişkilerini kuran, kurgulayan isim Cüneyt Zapsu idi. Müstafi Milletvekiline göre zapsu bir beşinci kol gibi, hükümetin hemen yanıbaşında parti ve genel başkanı yönlendiriyor, kontrol ediyordu.
Wolfowitz'in teskerenin reddi sonrasında yaptığı o ünlü açıklamaların akşamında Zapsu, bu "en şahin"in evinde yatıya kalmıştı. Wolfowitz'in söylediklerini isterseniz bir cümle ile hatırlayalım;
"Tezkerenin reddinde Hükümet'in bir yanlışı olmadı, asker güçlü liderlik yapamadığı için bu iş yarıda kaldı."
Düşünebiliyormusunuz, bir taşla iki kuş... Hem sorumluluktan hükümet sıyırıyor, hem de hedef tahtasına oturuyor...
Peki bunu sağlayan kim?
Cüneyt Zapsu... Birtek bu hizmeti bile herhalde Erdoğan'ı, Zapsu'ya karşı minnet borcu içinde tutmaya yeter de artar bile.
Özal belliki buralardan beslendiği için kendinden bu kadar emin ve Genel Başkanın karizmasını çizmek pahasına adayını açıklıyor. Şöyle de diyebilirsiniz;
Özal birnevi manevi mahtumunu dayatıyor, Zapsu'yu aday yapmak zorundasınız diyor...
Sırf bu son cümle bile AKP'nin kuruluş ve varlık nedeni üzerine önemli bir tesbittir diyerek, şifreleri okumaya devam edelim.
Cüneyd Zapsu niçin İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı olmak istiyor?
Çünkü başbakanlığa giden yol, İstanbul büyükşehirden geçiyorda ondan... Dolayısıyla Özal'ın Zapsu'yu deklare etmesi sadece İstanbul'a Belediye Başkanı değil, ülkeye bir Başbakan tayin etme iradesidir.
Peki acaba bu işe AKP'nin içinden nasıl bir tepki var?
Emin Şirin ile konu arasında dolaylıda olsa bir ilgiden bahsettik. Diğer tepkileri aktarmadan önce bir noktanın altını çizelim.
Bu Başbakanlık'ta nereden çıktı kapı gibi Erdoğan Partinin ve Ülkenin başında değil mi? diye sorabilirsiniz.
Konu şu; bilindiği gibi Erdoğan Sezer sonrası için Köşk'e çıkmayı planlıyor. Başbakanlık tartışmalarının nedeni bu yani, boş kalacak koltuğu doldurma meselesi. Hatta Erdoğan Başkanlık tartışmalarıda açarak "Başkanlık sistemine razı değliseniz beni Cumhurbaşkanı yapmak zorundasınız" stratejisini de uyguluyor. Yani ölüm gösterilip mümkünse sıtmaya razı edilecek...
Erdoğan'ın hangi formülle olursa olsun (tabiki şayet) Çankaya çıkmasının ardından Başbakan kim olacak sorusuda bir hazırlık, bir çalışma gerektiriyor. İşte yaşadığımız şu günlerin hareketlilik katsayısının artma nedeni bu.
Başbakanlık koltuğunun ilk adayı belli; Abdullah Gül... Ancak Gül işte Özal'ın bu son çıkışıyla ilk kez karşısına içerden güçlü bir aday buluyor; Cüneyd Zapsu...
Gül'ün Zapsu'dan duyduğu rahatsızlık yeni değil. Gül bugünleri tahmin ettiği için mi sıkıntılıydı bilinmez ama, Dışişleri Bakanı Zapsu için şikayetlerini her ortamda ifade ederdi.
Peki Tayyip Bey'in gönlü kimden yana? Gül'ü mü istiyor yoksa Zapsu'yu mu?
İşe İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı olarak bakarsak durum şu; İstanbul'a Erdoğan, güçlü, kendini aşacak birini istemiyor. Arzu ediliyor ki; Başkan kendisini değil Erdoğan'ı büyütsün, kişisel senaryosunu yazmasın...
Bu açıdan bakılınca Zapsu'ya kapılar kapalı. Ancak Zapsu'nun açtığı kapıları düşünürseniz, Başbakan'ın bu konuda fazla bir alternatifi var demek zor.
Bu arada Gül'ün Erdoğan'a Başbakanlık emanetini sağsalim teslim etmesi önemli olsada, şansını artırmaya yetmiyor. Tezkereler sürecinde Gül'ün sorumluluğu Erdoğan'a yüklemek için pasif davrandığı düşünülüyor. Üstelik Gül'ün aldığı hiç bir işi bitiremediği görüşü var. Yani Dışişleri Bakanı bir icraat adamı değil, bir nevi Anadolu Monşeri...
Erdoğan eğer kendi kararını verebilseydi, tercihi M.Ali Şahin olurdu.
İstanbul'la ilgili tüm organizasyonlarda Başbakan O'nu, hep önde tutuyor. Ama dediğimiz gibi kararı kendisi verebilirse...
Başkentte siyaset ısınıyor. İstifalar var, üstelik devamı gelecek...Aynı anda da Belediye Başkanlığı üzerinden yapılan güç yarışıyla, AKP ısınıyor.
Bir tarafta Nevzat Yalçıntaş'ın yetiştirdiği Abdullah Gül, diğer yanda Korkut Özal'ın evlad-ı manevisi Cüneyt Zapsu...
Bakalım ipi kim önde göğüsleyecek?
Böylece Cüneyd Beyin son seçimlerde niçin Milletvekili olmadığınıda anlıyoruz. Meğer onun gözü "Büyük Makam"daymış...
Milletvekilliği, bakanlık kendilerine dar geleceği için İstanbul'a Belediye Başkanı olmayı bekliyormuş. Peki Belediye Başkanlığı acaba Zapsu'yu yada sayın Özal'ı acaba keser mi? Gelin isterseniz ona bir cevap arayalım...
Korkut Özal Zapsu'nun aday adaylığını şimdiden ilan ederek bu makam üzerinden girişilecek güç savaşları içinde yer alacaklarını deklare etti, ilk sonuç bu...
Ancak bu daha bir başlangıç. Emin Şirin'in istifası ile devam edelim. Parti büyüğü Korkut Özal'ın Zapsu'yu Belediye Başkan aday adayı ilan ettiği saatlerde Milletvekili Emin Şirin partisinden ayrıldığını duyurdu.
Şirin'in istifa gerekçeleri sadece Zapsu ile belki sınırlandırılamaz ancak hiç bir şeyde tesadüf değil.
Şirin, Cüney Zapsu'dan enfazla rahatsız olan isimlerin başında geliyordu. Şirin'e göre AKP-ABD ilişkilerini kuran, kurgulayan isim Cüneyt Zapsu idi. Müstafi Milletvekiline göre zapsu bir beşinci kol gibi, hükümetin hemen yanıbaşında parti ve genel başkanı yönlendiriyor, kontrol ediyordu.
Wolfowitz'in teskerenin reddi sonrasında yaptığı o ünlü açıklamaların akşamında Zapsu, bu "en şahin"in evinde yatıya kalmıştı. Wolfowitz'in söylediklerini isterseniz bir cümle ile hatırlayalım;
"Tezkerenin reddinde Hükümet'in bir yanlışı olmadı, asker güçlü liderlik yapamadığı için bu iş yarıda kaldı."
Düşünebiliyormusunuz, bir taşla iki kuş... Hem sorumluluktan hükümet sıyırıyor, hem de hedef tahtasına oturuyor...
Peki bunu sağlayan kim?
Cüneyt Zapsu... Birtek bu hizmeti bile herhalde Erdoğan'ı, Zapsu'ya karşı minnet borcu içinde tutmaya yeter de artar bile.
Özal belliki buralardan beslendiği için kendinden bu kadar emin ve Genel Başkanın karizmasını çizmek pahasına adayını açıklıyor. Şöyle de diyebilirsiniz;
Özal birnevi manevi mahtumunu dayatıyor, Zapsu'yu aday yapmak zorundasınız diyor...
Sırf bu son cümle bile AKP'nin kuruluş ve varlık nedeni üzerine önemli bir tesbittir diyerek, şifreleri okumaya devam edelim.
Cüneyd Zapsu niçin İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı olmak istiyor?
Çünkü başbakanlığa giden yol, İstanbul büyükşehirden geçiyorda ondan... Dolayısıyla Özal'ın Zapsu'yu deklare etmesi sadece İstanbul'a Belediye Başkanı değil, ülkeye bir Başbakan tayin etme iradesidir.
Peki acaba bu işe AKP'nin içinden nasıl bir tepki var?
Emin Şirin ile konu arasında dolaylıda olsa bir ilgiden bahsettik. Diğer tepkileri aktarmadan önce bir noktanın altını çizelim.
Bu Başbakanlık'ta nereden çıktı kapı gibi Erdoğan Partinin ve Ülkenin başında değil mi? diye sorabilirsiniz.
Konu şu; bilindiği gibi Erdoğan Sezer sonrası için Köşk'e çıkmayı planlıyor. Başbakanlık tartışmalarının nedeni bu yani, boş kalacak koltuğu doldurma meselesi. Hatta Erdoğan Başkanlık tartışmalarıda açarak "Başkanlık sistemine razı değliseniz beni Cumhurbaşkanı yapmak zorundasınız" stratejisini de uyguluyor. Yani ölüm gösterilip mümkünse sıtmaya razı edilecek...
Erdoğan'ın hangi formülle olursa olsun (tabiki şayet) Çankaya çıkmasının ardından Başbakan kim olacak sorusuda bir hazırlık, bir çalışma gerektiriyor. İşte yaşadığımız şu günlerin hareketlilik katsayısının artma nedeni bu.
Başbakanlık koltuğunun ilk adayı belli; Abdullah Gül... Ancak Gül işte Özal'ın bu son çıkışıyla ilk kez karşısına içerden güçlü bir aday buluyor; Cüneyd Zapsu...
Gül'ün Zapsu'dan duyduğu rahatsızlık yeni değil. Gül bugünleri tahmin ettiği için mi sıkıntılıydı bilinmez ama, Dışişleri Bakanı Zapsu için şikayetlerini her ortamda ifade ederdi.
Peki Tayyip Bey'in gönlü kimden yana? Gül'ü mü istiyor yoksa Zapsu'yu mu?
İşe İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı olarak bakarsak durum şu; İstanbul'a Erdoğan, güçlü, kendini aşacak birini istemiyor. Arzu ediliyor ki; Başkan kendisini değil Erdoğan'ı büyütsün, kişisel senaryosunu yazmasın...
Bu açıdan bakılınca Zapsu'ya kapılar kapalı. Ancak Zapsu'nun açtığı kapıları düşünürseniz, Başbakan'ın bu konuda fazla bir alternatifi var demek zor.
Bu arada Gül'ün Erdoğan'a Başbakanlık emanetini sağsalim teslim etmesi önemli olsada, şansını artırmaya yetmiyor. Tezkereler sürecinde Gül'ün sorumluluğu Erdoğan'a yüklemek için pasif davrandığı düşünülüyor. Üstelik Gül'ün aldığı hiç bir işi bitiremediği görüşü var. Yani Dışişleri Bakanı bir icraat adamı değil, bir nevi Anadolu Monşeri...
Erdoğan eğer kendi kararını verebilseydi, tercihi M.Ali Şahin olurdu.
İstanbul'la ilgili tüm organizasyonlarda Başbakan O'nu, hep önde tutuyor. Ama dediğimiz gibi kararı kendisi verebilirse...
Başkentte siyaset ısınıyor. İstifalar var, üstelik devamı gelecek...Aynı anda da Belediye Başkanlığı üzerinden yapılan güç yarışıyla, AKP ısınıyor.
Bir tarafta Nevzat Yalçıntaş'ın yetiştirdiği Abdullah Gül, diğer yanda Korkut Özal'ın evlad-ı manevisi Cüneyt Zapsu...
Bakalım ipi kim önde göğüsleyecek?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021