Suç, suçlu, ceza ve adalet münasebeti
Hz. Ömer, hac mevsiminde bütün valilerin toplanmalarını emretmişti. Toplandıkları zaman şöyle buyurdu:
- Ey insanlar! Ben, valilerimi size, mallarınızı almaları için göndermiyorum. Ben, onları aranızda olaylara engel olmaları, ganimetlerinizi taksim etmeleri için gönderiyorum. Kime zulüm yapılmışsa kalksın, dedi. Kimse kalkmadı. Sadece birisi ayağa kalktı ve;
- Ey müminlerin emiri! Falan valin bana yüz kamçı vurdu, dedi. Hz. Ömer (ra) valiye;
- Neden vurdun? diye sordu. Şikâyetçiye; "Kalk ondan hakkını al", dedi. Amr b. As kalktı ve:
- Ey müminlerin emiri! Sen, bunu böyle yaparsan, bu âdet artar ve gelenek halini alır. Senden sonra gelenler de buna devam eder, dedi. Hz. Ömer (ra);
- Ben, Allah'ın Resûlü'nün kendinden, böyle kısas yaptırdığını gördüm. Ben nasıl yapmam? deyince Amr b. As;
- Bize bırak, onu razı edelim, dedi. Hz. Ömer de: "İşte siz işte o, fidye verin razı edin", dedi. Daha sonra, kendi aralarında her kamçı için iki dinara, yani ikiyüz dirheme rızalaştılar.
İbni Asakir, Ali b. Rabia'dan şöyle rivayet ediyor: Câde b. Hubeyre, Hz. Ali'ye gelerek: "Sana iki kişi gelse; birisinin yanında sen, canından (veya malından ve evlatlarından) daha sevgilisin; diğeri de elinden gelse seni kesecektir. Bunun lehine, birincinin aleyhine hükmeder misin? dedi. Hz. Ali (ra) çenesinden tuttu ve;
- Bu kendi nefsim için olsaydı, birincisinin lehinde hükmederdim. Fakat bu, Allah içindir, dedi.
Tirmizî ve Hakim, Şa'bi'den şöyle rivayet ediyorlar: Hz. Ali (ra) birgün çarşıya çıkmıştı. Zırh satan bir Hıristiyana rastladı. Zırhlar arasında kendi zırhını tanıdı ve Hıristiyana;
- Bu zırh, benimdir. Aramızda, Müslümanların kadısı hüküm verecek, dedi.
O zaman Müslümanların kadısı Şureyh idi. Kendisini Hz. Ali (ra) kadı yapmıştı. Şureyh, Hz. Ali'yi görünce hemen ayağa kalktı. Hz. Ali'yi kendi yerine oturttu. Kendisi de Hıristiyanın yanına oturdu.
Hz. Ömer, hac mevsiminde bütün valilerin toplanmalarını emretmişti. Toplandıkları zaman şöyle buyurdu:
- Ey insanlar! Ben, valilerimi size, mallarınızı almaları için göndermiyorum. Ben, onları aranızda olaylara engel olmaları, ganimetlerinizi taksim etmeleri için gönderiyorum. Kime zulüm yapılmışsa kalksın, dedi. Kimse kalkmadı. Sadece birisi ayağa kalktı ve;
- Ey müminlerin emiri! Falan valin bana yüz kamçı vurdu, dedi. Hz. Ömer (ra) valiye;
- Neden vurdun? diye sordu. Şikâyetçiye; "Kalk ondan hakkını al", dedi. Amr b. As kalktı ve:
- Ey müminlerin emiri! Sen, bunu böyle yaparsan, bu âdet artar ve gelenek halini alır. Senden sonra gelenler de buna devam eder, dedi. Hz. Ömer (ra);
- Ben, Allah'ın Resûlü'nün kendinden, böyle kısas yaptırdığını gördüm. Ben nasıl yapmam? deyince Amr b. As;
- Bize bırak, onu razı edelim, dedi. Hz. Ömer de: "İşte siz işte o, fidye verin razı edin", dedi. Daha sonra, kendi aralarında her kamçı için iki dinara, yani ikiyüz dirheme rızalaştılar.
İbni Asakir, Ali b. Rabia'dan şöyle rivayet ediyor: Câde b. Hubeyre, Hz. Ali'ye gelerek: "Sana iki kişi gelse; birisinin yanında sen, canından (veya malından ve evlatlarından) daha sevgilisin; diğeri de elinden gelse seni kesecektir. Bunun lehine, birincinin aleyhine hükmeder misin? dedi. Hz. Ali (ra) çenesinden tuttu ve;
- Bu kendi nefsim için olsaydı, birincisinin lehinde hükmederdim. Fakat bu, Allah içindir, dedi.
Tirmizî ve Hakim, Şa'bi'den şöyle rivayet ediyorlar: Hz. Ali (ra) birgün çarşıya çıkmıştı. Zırh satan bir Hıristiyana rastladı. Zırhlar arasında kendi zırhını tanıdı ve Hıristiyana;
- Bu zırh, benimdir. Aramızda, Müslümanların kadısı hüküm verecek, dedi.
O zaman Müslümanların kadısı Şureyh idi. Kendisini Hz. Ali (ra) kadı yapmıştı. Şureyh, Hz. Ali'yi görünce hemen ayağa kalktı. Hz. Ali'yi kendi yerine oturttu. Kendisi de Hıristiyanın yanına oturdu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.