Ekonomik ve sosyal sorunların yıllardır çözümsüz bırakıldığı ülkemizde her geçen gün daha fazla vatandaş depresyona sürükleniyor. 2002 yılında yaklaşık 14 milyon kutu antidepresan tüketilen Türkiye'de 2010 yılında bu rakam 35 milyon kutuyu aştı
Milletimizin morali her geçen gün daha da bozuluyor. Terör, fakirlik, işsizlik, sosyal sorunlar ve dış politikadan iç politikaya kadar çözümsüz kalan yüzlerce problemle boğuşmak zorunda kalan vatandaşlar depresyona sürükleniyor. Bundan dolayı Türkiye'de depresyon ve psikolojik sorunlarda kullanılan antidepresan ve antipsikotik ilaçların tüketimi her geçen yıl artıyor. Uluslararası İlaç Araştırma Servisi'nin (IMS) Türkiye verilerine göre 2003 yılında ülkemizde 14 milyon 138 bin kutu antidepresan tüketilirken, bu rakam 2006 yılı verilerine göre 22 milyon 651 bine, 2007 yılında ise 26 milyon 246 bine çıktı. 2008 yılında ise Türkiye'de 31 milyon kutu antidepresan tüketildi. 2010 yılında ise antidepresan ilaç tüketimi "35 milyon kutuya ulaştı. Benzer artış eğilimi antipsikotik ilaçlarda da görüldü. 2007 yılında toplam 2 milyon 616 bin 136 kutu antipsikotik ilaç tüketilirken, bu sayı 2008'de 4 milyon 11 bin 901 kutuya yükseldi.
En fazla gençler depresyona giriyorİlaç endüstrisi verilerine göre 2005-2010 yılları arasında antidepresan ve antipsikotik ilaçların tüketimi 20 küsur milyon kutudan 35 milyon kutuya yükseldi. Türkiye'de antidepresan kullanımı özellikle 17-24 yaş arasında yoğunlaşıyor. İşsizlik, parasızlık ve gelecek kaygısı gibi nedenlerle bunalıma giren gençler depresyona giriyor. Günümüzde her 10 kişiden 2 ya da 3'ü depresyon tehdidi altında.
Gelir düştükçe depresyon artıyorYapılan araştırmalara göre depresyon, bayanlarda erkeklere göre yaklaşık iki kat fazla görülüyor. Depresyon bekârlarda evlilere göre biraz daha fazla görülüyor. Üst yaş grubundan genç yaş grubuna ve üst gelir düzeyinden alt gelir düzeyine doğru gidildikçe, depresyon ihtimali yükseliyor. Ayrıca, kişilerin eğitim düzeyi azaldıkça depresyon belirtileri de artıyor.
Milletimizin morali her geçen gün daha da bozuluyor. Terör, fakirlik, işsizlik, sosyal sorunlar ve dış politikadan iç politikaya kadar çözümsüz kalan yüzlerce problemle boğuşmak zorunda kalan vatandaşlar depresyona sürükleniyor. Bundan dolayı Türkiye'de depresyon ve psikolojik sorunlarda kullanılan antidepresan ve antipsikotik ilaçların tüketimi her geçen yıl artıyor. Uluslararası İlaç Araştırma Servisi'nin (IMS) Türkiye verilerine göre 2003 yılında ülkemizde 14 milyon 138 bin kutu antidepresan tüketilirken, bu rakam 2006 yılı verilerine göre 22 milyon 651 bine, 2007 yılında ise 26 milyon 246 bine çıktı. 2008 yılında ise Türkiye'de 31 milyon kutu antidepresan tüketildi. 2010 yılında ise antidepresan ilaç tüketimi "35 milyon kutuya ulaştı. Benzer artış eğilimi antipsikotik ilaçlarda da görüldü. 2007 yılında toplam 2 milyon 616 bin 136 kutu antipsikotik ilaç tüketilirken, bu sayı 2008'de 4 milyon 11 bin 901 kutuya yükseldi.
En fazla gençler depresyona giriyorİlaç endüstrisi verilerine göre 2005-2010 yılları arasında antidepresan ve antipsikotik ilaçların tüketimi 20 küsur milyon kutudan 35 milyon kutuya yükseldi. Türkiye'de antidepresan kullanımı özellikle 17-24 yaş arasında yoğunlaşıyor. İşsizlik, parasızlık ve gelecek kaygısı gibi nedenlerle bunalıma giren gençler depresyona giriyor. Günümüzde her 10 kişiden 2 ya da 3'ü depresyon tehdidi altında.
Gelir düştükçe depresyon artıyorYapılan araştırmalara göre depresyon, bayanlarda erkeklere göre yaklaşık iki kat fazla görülüyor. Depresyon bekârlarda evlilere göre biraz daha fazla görülüyor. Üst yaş grubundan genç yaş grubuna ve üst gelir düzeyinden alt gelir düzeyine doğru gidildikçe, depresyon ihtimali yükseliyor. Ayrıca, kişilerin eğitim düzeyi azaldıkça depresyon belirtileri de artıyor.