Varlık Fonu tartışılıyor
Hükümet, Bakanlar Kurulu kararıyla kamuya ait çok sayıda büyük şirketi Pazar ve Pazartesi günleri sürpriz bir şekilde Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi'ne devretti. Peki hükümetin esas amacı ne?
07.02.2017 00:00:00
Türkiye, Varlık Fonu'nu konuşuyor zira THY, Türk Telekom (kamuya ait hissesi), Ziraat Bankası, Halkbank, BOTAŞ, PTT, Çaykur gibi kamunun elinde kalan şirketler, üzerinde otel bulunan Hazine arazileri bu fona devredildi. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, amacın devletin elinde kuvvetli bir kaynak oluşturulması ve 'ekonomik salvolara karşı kendini koruyabilecek dinamik bir yapı' yaratmak olduğunu söyledi. CHP, hükümetin bu icraatına açıktan karşı çıktı. Varlık Fonu'na 'paralel hazine, yedek bütçe, yedek merkez bankası' kimi isimler de takılmış durumda.
Büyük projelere borç bulmada kullanılacak
Maliye Bakanı Naci Ağbal, Salı günü katıldığı bir TV programında, gerek Hazinenin gerekse de Özelleştirme İdaresi Başkanlığının kontrolündeki şirketleri Türkiye Varlık Fonu'nun altına aldıklarını aktararak, bunların hepsinin beraber oluşturduğu yeni bir varlığın bulunduğunu ve bu varlığın daha etkin yönetileceğini bildirdi. Bakan Ağbal, Fon'un, böylece Türkiye'nin hem sermaye piyasalarında oynaklıklarının engellenmesi, hem sahip olduğu potansiyelin açığa çıkarılması, hem de büyük altyapı projelerinin harekete geçirilmesi veya devam ettirilmesine önemli bir ivme sağlayacağını kaydetti. Ağbal, fonun 3 aşamada denetleneceğini savundu. Hükümet kurmaylarının verdiği bilgi tahlil edildiğinde Varlık Fonu, finansman sıkıntısı çekilen İstanbul Büyük Havalimanı, Kanal İstanbul gibi mega projelere borç bulmak için kullanılacak. BBC'ye konuşan Ekonomist Uğur Gürses de, bu hamlenin büyük projelerin finansmanını kolaylaştırmak ve bu işlemlerin kamu denetiminden çıkarılması için yapıldığını düşünüyor. Gürses'e göre yurt içindeki bankalardan da yurtdışındaki bankalardan da istenen finansman sağlanamıyor. Gürses, "Referanduma daha iyi ekonomik koşullarda gitme çabası olarak görüyorum ben bunu ama işe yarayacak mı? Çok da yarayacağını düşünmüyorum açıkçası" şeklinde konuştu. Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (SETA) yayımladığı analizde ise, Türkiye Varlık Fonu'nun hem ülkenin gelecekteki yatırımlarının finansmanını sağlayacak bir araç hem de ekonomik istikrarın sürdürülebilirliği açısından bir sigorta niteliği taşıdığı belirtildi. SETA'dan Nurullah Gür ise konuya ilişkin olarak "Bu şirketler zaten Hazine'nin payı olan şirketler. Dolayısıyla bunun varlık fonuna devredilmesi çok sürpriz değil. Bu paraların bir havuza toplanıp buradan gelecek vaat eden alanlara yatırılması daha makul görülüyor" ifadelerini kullandı. EKONOMİ SERVİSİ
Büyük projelere borç bulmada kullanılacak
Maliye Bakanı Naci Ağbal, Salı günü katıldığı bir TV programında, gerek Hazinenin gerekse de Özelleştirme İdaresi Başkanlığının kontrolündeki şirketleri Türkiye Varlık Fonu'nun altına aldıklarını aktararak, bunların hepsinin beraber oluşturduğu yeni bir varlığın bulunduğunu ve bu varlığın daha etkin yönetileceğini bildirdi. Bakan Ağbal, Fon'un, böylece Türkiye'nin hem sermaye piyasalarında oynaklıklarının engellenmesi, hem sahip olduğu potansiyelin açığa çıkarılması, hem de büyük altyapı projelerinin harekete geçirilmesi veya devam ettirilmesine önemli bir ivme sağlayacağını kaydetti. Ağbal, fonun 3 aşamada denetleneceğini savundu. Hükümet kurmaylarının verdiği bilgi tahlil edildiğinde Varlık Fonu, finansman sıkıntısı çekilen İstanbul Büyük Havalimanı, Kanal İstanbul gibi mega projelere borç bulmak için kullanılacak. BBC'ye konuşan Ekonomist Uğur Gürses de, bu hamlenin büyük projelerin finansmanını kolaylaştırmak ve bu işlemlerin kamu denetiminden çıkarılması için yapıldığını düşünüyor. Gürses'e göre yurt içindeki bankalardan da yurtdışındaki bankalardan da istenen finansman sağlanamıyor. Gürses, "Referanduma daha iyi ekonomik koşullarda gitme çabası olarak görüyorum ben bunu ama işe yarayacak mı? Çok da yarayacağını düşünmüyorum açıkçası" şeklinde konuştu. Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (SETA) yayımladığı analizde ise, Türkiye Varlık Fonu'nun hem ülkenin gelecekteki yatırımlarının finansmanını sağlayacak bir araç hem de ekonomik istikrarın sürdürülebilirliği açısından bir sigorta niteliği taşıdığı belirtildi. SETA'dan Nurullah Gür ise konuya ilişkin olarak "Bu şirketler zaten Hazine'nin payı olan şirketler. Dolayısıyla bunun varlık fonuna devredilmesi çok sürpriz değil. Bu paraların bir havuza toplanıp buradan gelecek vaat eden alanlara yatırılması daha makul görülüyor" ifadelerini kullandı. EKONOMİ SERVİSİ