İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy, meşhur Çanakkale şiirinde, haçın etrafında toplanıp Çanakkale boğazına üşüşen milletleri bir bir saydıktan sonra, renklerin, suratların başka başka olduğuna işaret ettikten sonra sadece vahşette denk olduklarını, vahşet noktasında birleştiklerini veciz ifade ile ortaya koyar.
Durum değişmemiş, gelenek bozulmamış, çok değil doksan yıl evvel ecdadımızı bir kaşık suda boğmak için vahşet ve dehşet ortak paydasında buluşan haçlı dünyası şimdilerde de o aziz ecdadımıza iftira noktasında birleşmiş durumdadırlar.
Söz konusu Anadolu coğrafyası ve bu coğrafyada yaşayan Müslüman Türk Milleti ise, bu milletin menfaatlerini baltalamak, karalamak, kara çalmak ise; Ermenisi, Rum'u, İngiliz'i, Fransız'ı, Yunan'ı derhal bir araya gelip imzayı basabiliyorlar.
Gündüzün aydınlık, gecenin karanlık olduğu kadar kesin tartışmasız haklı olduğumuz bu soykırım iftirası karşısında, Kıbrıs'ta olduğu gibi mevcut iktidarın tavizler vereceği sinyalleri geliyor. Bu konuda ciddi endişeler taşıyoruz. Kıbrıs'ta çözümden yana olmak adına, Rumlardan bir adım önde olmak adına verilen tavizler bizi uçurumun başına kadar getirdi.
Şimdi, belki de tarihin en büyük iftirası ile karşı karşıyayız, Ermeniler cümle dindaşlarının desteğini alarak dört bir yanda kuru gürültüler çıkarıyor, düzmece iddialarına yenilerini ilave ediyor. Tam da bu günlerde AKP hükümeti, iftiracı Ermenilerin ülkemize giriş çıkışlarını, işlemlerini kolaylaştırmak için yeni düzenlemeler yapıyor, kararlar alıyor.
Çeşitli programlarda yer alan, AKP adına konuşan sözcülerin söylediklerine bakılırsa AKP'lilerin bu konuda da zihinleri hayli karışık hem de karmakarışık.
Bir tartışma programında, AKP'yi tek başına savunmak zorunda kaldığını sürekli vurgulayan bir zat, Orhan Pamuk'u sonuna kadar desteklediğini bağıra bağıra söyledi. Bilindiği gibi Ermenilerin iftira tezini dillendirerek "bir milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürülmüştür" demişti. Şimdi hiç bir delili, desteği olmayan, bir iftira olduğu konusunda insaf sahibi herkesin ittifak ettiği bir konuda, saçmalayan, zırvalayan bir zavallının söylediklerini sonuna kadar destekleyen bir zihniyet milletin karşısında sırıtıyor. Vatandaş bir de ilave ediyor "gerçeklerden korkmamak lazım" diye. Ama iftiraların ne zamandan beri gerçek kabul edildiğini ise açıklamıyor.
Türkiye'yi hem içerde hem de dışarda bitirmeyi planlayan komplocular yoğun mesaide sanki.
Durum değişmemiş, gelenek bozulmamış, çok değil doksan yıl evvel ecdadımızı bir kaşık suda boğmak için vahşet ve dehşet ortak paydasında buluşan haçlı dünyası şimdilerde de o aziz ecdadımıza iftira noktasında birleşmiş durumdadırlar.
Söz konusu Anadolu coğrafyası ve bu coğrafyada yaşayan Müslüman Türk Milleti ise, bu milletin menfaatlerini baltalamak, karalamak, kara çalmak ise; Ermenisi, Rum'u, İngiliz'i, Fransız'ı, Yunan'ı derhal bir araya gelip imzayı basabiliyorlar.
Gündüzün aydınlık, gecenin karanlık olduğu kadar kesin tartışmasız haklı olduğumuz bu soykırım iftirası karşısında, Kıbrıs'ta olduğu gibi mevcut iktidarın tavizler vereceği sinyalleri geliyor. Bu konuda ciddi endişeler taşıyoruz. Kıbrıs'ta çözümden yana olmak adına, Rumlardan bir adım önde olmak adına verilen tavizler bizi uçurumun başına kadar getirdi.
Şimdi, belki de tarihin en büyük iftirası ile karşı karşıyayız, Ermeniler cümle dindaşlarının desteğini alarak dört bir yanda kuru gürültüler çıkarıyor, düzmece iddialarına yenilerini ilave ediyor. Tam da bu günlerde AKP hükümeti, iftiracı Ermenilerin ülkemize giriş çıkışlarını, işlemlerini kolaylaştırmak için yeni düzenlemeler yapıyor, kararlar alıyor.
Çeşitli programlarda yer alan, AKP adına konuşan sözcülerin söylediklerine bakılırsa AKP'lilerin bu konuda da zihinleri hayli karışık hem de karmakarışık.
Bir tartışma programında, AKP'yi tek başına savunmak zorunda kaldığını sürekli vurgulayan bir zat, Orhan Pamuk'u sonuna kadar desteklediğini bağıra bağıra söyledi. Bilindiği gibi Ermenilerin iftira tezini dillendirerek "bir milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürülmüştür" demişti. Şimdi hiç bir delili, desteği olmayan, bir iftira olduğu konusunda insaf sahibi herkesin ittifak ettiği bir konuda, saçmalayan, zırvalayan bir zavallının söylediklerini sonuna kadar destekleyen bir zihniyet milletin karşısında sırıtıyor. Vatandaş bir de ilave ediyor "gerçeklerden korkmamak lazım" diye. Ama iftiraların ne zamandan beri gerçek kabul edildiğini ise açıklamıyor.
Türkiye'yi hem içerde hem de dışarda bitirmeyi planlayan komplocular yoğun mesaide sanki.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025