Uzun ince bir yol daha
AB ile yapılan vize muafiyeti anlaşmasının bedeli oldukça ağır olacak. Anlaşma uyarınca Türkiye sığınmacılara yönelik göçmen kampları inşa edecek. Vize konusunda ipler ise AB yolunda Türkiye'ye 'imtiyazlı ortaklık' öneren Almanya'nın elinde!
18.12.2013 00:00:00
YENİ MESAJ / İSTANBUL
Avrupa Birliği (AB) ile başlatılan Vize Muafiyet Diyaloğu sürecinde Türkiye'yi çok ağır şartlar bekliyor. Anlaşma onaylanmak için henüz TBMM'ye intikal etmedi ancak Yeni Mesaj gazetesinin ulaştığı anlaşmanın içeriği Türkiye'ye dayatılan ağır şartları gözler önüne seriyor. Anlaşma uyarınca Türkiye, AB'ye kaçak yollardan girmiş kendi vatandaşlarını geri kabule hemen başlayacak. Türkiye'nin geri kabul anlaşması imzaladığı Pakistan, Kırgızistan, Nijerya ve Rusya gibi üçüncü ülkelerin vatandaşları da AB'nin iadesiyle Türkiye üzerinden eğer mümkünse derhal ülkelerine gönderilebilecek. Mümkün değilse bunlar Türkiye'deki mülteci kamplarına yerleştirilecek. Türkiye ayrıca vizesiz girişlerin olduğu Rusya, İran, Ürdün, Suriye gibi ülkelere AB talep ederse vize uygulamak zorunda kalacak. Anlaşmada Türkiye'yi transit geçiş için kullanan üçüncü ülke vatandaşları için 3 yıl vade öngörülüyor. Ankara aksini talep etmedikçe AB, Türkiye ile geri kabul anlaşması bulunmayan Afganistan, İran, Irak, Suriye ve Somali gibi üçüncü ülkelerin vatandaşlarını iade etmek için 3 yıl beklemek zorunda kalacak.
Yunanistan rahatlayacak
Türkiye'nin AB üyelerinden Yunanistan'la geri kabul anlaşması 11 yıldır uygulamada ve Atina yönetimi buna dayanarak 2002-2011 yılları arasında 101 bin 437 kaçak göçmenin Türkiye üzerinden giriş yaptığını iddia ederek iade etmek istedi. Türkiye ise bunlardan sadece 11 bin 425'inin iadesine karar verdi. Fakat Yunanistan, bazısı diğer AB üyelerine geçiş yapan kaçakların birçoğunu bulamayınca sadece 3684 kişinin iadesi gerçekleşebildi. Yeni dönemde Türkiye, topraklarından Yunanistan başta olmak üzere AB ülkelerine geçen üçüncü ülkelerin tüm vatandaşlarını kabul etmek zorunda kalacak.
Türkiye göçmen kampları inşa edecek
Belge güvenliği, göç ve sınır yönetimi, kamu düzeni ve güvenliği ve temel haklar olmak üzere dört temel ayağı bulunan Vize Muafiyet Diyaloğu Yol Haritası'nda Türkiye'den talep edilen reformlar arasında entegre sınır yönetimine geçiş, sınırlarda vize verme uygulamasından vazgeçilmesi, yeni göçmen kamplarının inşası, insan kaçakçılığıyla ve diğer örgütlü suçlarla etkin mücadele ve kişisel verilerin muhafazasıyla ilgili uluslararası sözleşmelere uyum sağlanması gibi maddeler bulunuyor. Türkiye sadece Avrupa'dan değil dünyanın diğer bölgelerinden de mülteci kabul edecek. AB üyeleri vize muafiyeti için ayrıca Türk vatandaşlarının Schengen vizesi başvurularında ret oranının düşmesini, yaşa dışı yollardan AB'ye giren ya da iltica başvurusu yapan Türk vatandaşlarının sayısının azalmasını ve Türkiye'nin iade taleplerini kabul etme oranını dikkate alacak. 3 yıllık geçiş sürecinin dolmasıyla AB'nin göndermek istediği üçüncü ülke vatandaşlarını geri almaya başlayacak olan Ankara, üye ülkelerin karar alabilmesi için 6 ay daha bekleyecek, toplamda 3.5 yıllık sürenin ardından AB'nin Türk vatandaşlarına vize muafiyetinde ayak diretmesi halinde geri kabul anlaşmasının askıya alınacak.
Kilit ülke Almanya
AB vize muafiyeti kararını nitelikli oy çokluğuyla alacak. İçişlerinde egemenliğini Brüksel'e devretmeyen İngiltere ve İrlanda'nın katılmayacağı oylamada 26 üye ülke oy kullanacak. Nitelikli çoğunluk için üye ülkelerin yüzde 55'inin ve AB nüfusunun yüzde 65'inin onayı gerekiyor. Diplomatik kaynaklar, vize muafiyetinde kilidin Almanya'da olduğunu, Berlin yönetiminin "evet" demesi halinde diğer üye ülkelerin süreci engellemelerinin pratikte mümkün gözükmediğini vurguluyor.
Anlaşma AB'ye yarayacak
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Avrupa Birliği Araştırma ve Dokümantasyon Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Aziz Tuncer, Avrupa Birliği'nin (AB) vize muafiyeti süreciyle Türkiye'deki turist ile entelektüel kesimlerin önünü açmayı amaçladığına işaret ederek, anlaşmayı tarihi adım gibi yansıtmanın Türkiye'nin beklentilerini küçültmek anlamına geleceğini ifade etti. Tuncer, Avrupa Birliği (AB) ile Vize Muafiyet Diyaloğu'nun başlamasına ilişkin, AB'nin Türkiye ile ilişkilerin belli seviyenin altına düşmesini istemediğini, Türkiye'deki yetişmiş insan gücünün farkında olduğunu belirterek, "Bu, bir şekilde Türkiye'yi doğrudan entegre etmeden ilişkileri sürdürmenin yolu görünüyor" dedi. Bölgeler politikasıyla alakalı 22. başlıkta olumlu kararlar çıkmadığını ifade eden Tuncer, anlaşmanın tarihi nitelik taşımadığına dikkati çekti.
Avrupa Birliği (AB) ile başlatılan Vize Muafiyet Diyaloğu sürecinde Türkiye'yi çok ağır şartlar bekliyor. Anlaşma onaylanmak için henüz TBMM'ye intikal etmedi ancak Yeni Mesaj gazetesinin ulaştığı anlaşmanın içeriği Türkiye'ye dayatılan ağır şartları gözler önüne seriyor. Anlaşma uyarınca Türkiye, AB'ye kaçak yollardan girmiş kendi vatandaşlarını geri kabule hemen başlayacak. Türkiye'nin geri kabul anlaşması imzaladığı Pakistan, Kırgızistan, Nijerya ve Rusya gibi üçüncü ülkelerin vatandaşları da AB'nin iadesiyle Türkiye üzerinden eğer mümkünse derhal ülkelerine gönderilebilecek. Mümkün değilse bunlar Türkiye'deki mülteci kamplarına yerleştirilecek. Türkiye ayrıca vizesiz girişlerin olduğu Rusya, İran, Ürdün, Suriye gibi ülkelere AB talep ederse vize uygulamak zorunda kalacak. Anlaşmada Türkiye'yi transit geçiş için kullanan üçüncü ülke vatandaşları için 3 yıl vade öngörülüyor. Ankara aksini talep etmedikçe AB, Türkiye ile geri kabul anlaşması bulunmayan Afganistan, İran, Irak, Suriye ve Somali gibi üçüncü ülkelerin vatandaşlarını iade etmek için 3 yıl beklemek zorunda kalacak.
Yunanistan rahatlayacak
Türkiye'nin AB üyelerinden Yunanistan'la geri kabul anlaşması 11 yıldır uygulamada ve Atina yönetimi buna dayanarak 2002-2011 yılları arasında 101 bin 437 kaçak göçmenin Türkiye üzerinden giriş yaptığını iddia ederek iade etmek istedi. Türkiye ise bunlardan sadece 11 bin 425'inin iadesine karar verdi. Fakat Yunanistan, bazısı diğer AB üyelerine geçiş yapan kaçakların birçoğunu bulamayınca sadece 3684 kişinin iadesi gerçekleşebildi. Yeni dönemde Türkiye, topraklarından Yunanistan başta olmak üzere AB ülkelerine geçen üçüncü ülkelerin tüm vatandaşlarını kabul etmek zorunda kalacak.
Türkiye göçmen kampları inşa edecek
Belge güvenliği, göç ve sınır yönetimi, kamu düzeni ve güvenliği ve temel haklar olmak üzere dört temel ayağı bulunan Vize Muafiyet Diyaloğu Yol Haritası'nda Türkiye'den talep edilen reformlar arasında entegre sınır yönetimine geçiş, sınırlarda vize verme uygulamasından vazgeçilmesi, yeni göçmen kamplarının inşası, insan kaçakçılığıyla ve diğer örgütlü suçlarla etkin mücadele ve kişisel verilerin muhafazasıyla ilgili uluslararası sözleşmelere uyum sağlanması gibi maddeler bulunuyor. Türkiye sadece Avrupa'dan değil dünyanın diğer bölgelerinden de mülteci kabul edecek. AB üyeleri vize muafiyeti için ayrıca Türk vatandaşlarının Schengen vizesi başvurularında ret oranının düşmesini, yaşa dışı yollardan AB'ye giren ya da iltica başvurusu yapan Türk vatandaşlarının sayısının azalmasını ve Türkiye'nin iade taleplerini kabul etme oranını dikkate alacak. 3 yıllık geçiş sürecinin dolmasıyla AB'nin göndermek istediği üçüncü ülke vatandaşlarını geri almaya başlayacak olan Ankara, üye ülkelerin karar alabilmesi için 6 ay daha bekleyecek, toplamda 3.5 yıllık sürenin ardından AB'nin Türk vatandaşlarına vize muafiyetinde ayak diretmesi halinde geri kabul anlaşmasının askıya alınacak.
Kilit ülke Almanya
AB vize muafiyeti kararını nitelikli oy çokluğuyla alacak. İçişlerinde egemenliğini Brüksel'e devretmeyen İngiltere ve İrlanda'nın katılmayacağı oylamada 26 üye ülke oy kullanacak. Nitelikli çoğunluk için üye ülkelerin yüzde 55'inin ve AB nüfusunun yüzde 65'inin onayı gerekiyor. Diplomatik kaynaklar, vize muafiyetinde kilidin Almanya'da olduğunu, Berlin yönetiminin "evet" demesi halinde diğer üye ülkelerin süreci engellemelerinin pratikte mümkün gözükmediğini vurguluyor.
Anlaşma AB'ye yarayacak
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Avrupa Birliği Araştırma ve Dokümantasyon Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Aziz Tuncer, Avrupa Birliği'nin (AB) vize muafiyeti süreciyle Türkiye'deki turist ile entelektüel kesimlerin önünü açmayı amaçladığına işaret ederek, anlaşmayı tarihi adım gibi yansıtmanın Türkiye'nin beklentilerini küçültmek anlamına geleceğini ifade etti. Tuncer, Avrupa Birliği (AB) ile Vize Muafiyet Diyaloğu'nun başlamasına ilişkin, AB'nin Türkiye ile ilişkilerin belli seviyenin altına düşmesini istemediğini, Türkiye'deki yetişmiş insan gücünün farkında olduğunu belirterek, "Bu, bir şekilde Türkiye'yi doğrudan entegre etmeden ilişkileri sürdürmenin yolu görünüyor" dedi. Bölgeler politikasıyla alakalı 22. başlıkta olumlu kararlar çıkmadığını ifade eden Tuncer, anlaşmanın tarihi nitelik taşımadığına dikkati çekti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.