Adana Emniyet Müdürlüğü Narkotik Büro Amirliği Komiseri Mehmet Aktuna yaptığı açıklamada, Türkiye'de uyuşturucu kullanma yaşının 12'ye kadar düştüğünü, bağımlıların yüzde 90'ının aile bağları zayıf kişiler olduğunu bildirdi.
Gençlerin uyuşturucuya başlamasının temel nedeninin, ebeveynlerin duyarsızlığı olduğunu ifade eden Aktuna, "Anne ve baba çocuğuna maddiolanaklar sağlıyor, en iyi okullara gönderiyor. Sonra bakıyor, çocuğu uyuşturucuya başlamış. (Ona her imkanı sağladım ama mutlu edemedim) diye düşünüyor. Oysa gençlerin ergenlik döneminde maddi destekten çok manevi desteğe ve ilgiye ihtiyaçları var" diye konuştu. Ailelerin çocuklarını özellikle arkadaşları konusunda yönlendirmesi gerektiğini vurgulayan Aktuna, "Arkadaş çevresi çok önemli. Aileler çocuklarının kimlerle arkadaşlık ettiğini, nerelere gittiğini takip etmeli, gerekirse çantasını dahi kontrol etmeli. Okulauğrayıp durumu hakkında bilgi almalı. Ama bunları ona hissettirmemeli.Gençleri uyuşturucudan korumak için onlarla konuşulmalı, ilgi ve sevgigösterilmeli" dedi.
Okul yöneticileri gizlememeli
Aktuna, okul yöneticilerinin çoğu zaman bulduğu uyuşturucu maddeyi polise bildirmediğini de ifade ederek, şunları söyledi:
"(Okulumuzun adı çıkmasın) düşüncesiyle durum polisten gizleniyor. Bu konuda hassasız, kimseyi reklam etmiyoruz, ne okulu ne de öğrenciyi mağdur ediyoruz. Uyuşturucu kullanımını suç olarak değil,tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak gördüğümüz bilinmeli. Bizim için hastalığın kaynağını olan satıcıları tespit etmek önemli. Bunlar genelde okuldan atılmış öğrenciler oluyor. Kaynağı tespit etmemiz için okul yönetiminin desteği şart." Uyuşturucu kullanımının toplumsal bir hastalık haline geldiğini ifade eden Aktuna, velileri, "benim çocuğum kullanmaz" düşüncesiyle rahat davranmamaları konusunda da uyardı.
Gençlerin uyuşturucuya başlamasının temel nedeninin, ebeveynlerin duyarsızlığı olduğunu ifade eden Aktuna, "Anne ve baba çocuğuna maddiolanaklar sağlıyor, en iyi okullara gönderiyor. Sonra bakıyor, çocuğu uyuşturucuya başlamış. (Ona her imkanı sağladım ama mutlu edemedim) diye düşünüyor. Oysa gençlerin ergenlik döneminde maddi destekten çok manevi desteğe ve ilgiye ihtiyaçları var" diye konuştu. Ailelerin çocuklarını özellikle arkadaşları konusunda yönlendirmesi gerektiğini vurgulayan Aktuna, "Arkadaş çevresi çok önemli. Aileler çocuklarının kimlerle arkadaşlık ettiğini, nerelere gittiğini takip etmeli, gerekirse çantasını dahi kontrol etmeli. Okulauğrayıp durumu hakkında bilgi almalı. Ama bunları ona hissettirmemeli.Gençleri uyuşturucudan korumak için onlarla konuşulmalı, ilgi ve sevgigösterilmeli" dedi.
Okul yöneticileri gizlememeli
Aktuna, okul yöneticilerinin çoğu zaman bulduğu uyuşturucu maddeyi polise bildirmediğini de ifade ederek, şunları söyledi:
"(Okulumuzun adı çıkmasın) düşüncesiyle durum polisten gizleniyor. Bu konuda hassasız, kimseyi reklam etmiyoruz, ne okulu ne de öğrenciyi mağdur ediyoruz. Uyuşturucu kullanımını suç olarak değil,tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak gördüğümüz bilinmeli. Bizim için hastalığın kaynağını olan satıcıları tespit etmek önemli. Bunlar genelde okuldan atılmış öğrenciler oluyor. Kaynağı tespit etmemiz için okul yönetiminin desteği şart." Uyuşturucu kullanımının toplumsal bir hastalık haline geldiğini ifade eden Aktuna, velileri, "benim çocuğum kullanmaz" düşüncesiyle rahat davranmamaları konusunda da uyardı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.