Umuda yolculuğun sonu hüsran
Ülkelerinde yaşadıkları sıkıntılardan kaçarak Türkiye'ye sığınmak isteyen düzensiz göçmenlerin bazılarının umuda yolculuğu; trafik kazaları, soğuk hava, tekne ya da botların batması nedeniyle trajediyle sonuçlanıyor
Ülkelerindeki ekonomik sıkıntılar ve şiddet ortamından kaçan düzensiz göçmenlerin daha iyi şartlarda yaşama umudu, insan tacirlerinin güvenlik güçlerine yakalanmamak için kullandığı tehlikeli güzergâhlar nedeniyle bazen acıyla son buluyor.
Yüklü miktarlarda para ödedikleri insan tacirlerinin insani olmayan şartlarda yolculuk yapmak zorunda bıraktığı düzensiz göçmenlerin umuda yolculuğu, dondurucu soğuklar ve tipi, trafik kazaları ya da teknelerin batması sonucu trajediyle sonuçlanıyor.
Ülkelerinden araçlarla, kimi zaman kilometrelerce yürüyerek önce İran'a, buradan da sınır hattındaki iller üzerinden Türkiye'ye yasa dışı yollarla giriş yapan düzensiz göçmenleri, jandarma ve polis noktalarını aşmak için tehlikeli yollara yönlendiren insan tacirleri, koltuklarını söktükleri araçlara, küçük balıkçı teknelerine kapasitesinin çok üzerinde kişiyi bindirerek ölümlere davetiye çıkarıyor.
Van'da 18 Temmuz'da koltukları sökülerek 66 düzensiz göçmenin bindirildiği minibüsün dağ yolunda şarampole devrilmesi sonucu sürücünün de aralarında bulunduğu 17 kişi hayatını kaybetmiş, 50 kişi de yaralanmıştı.
Bitlis'in Adilcevaz ilçesinde 26 Aralık'ta küçük balıkçı teknesinin Van Gölü'nde alabora olması sonucu 7 kişi yaşamını yitirmiş, 64 kişi kurtarılmıştı.
Yıl boyunca Türkiye'de bu tarz çok sayıda trajik gelişme yaşandı.
Türkiye ana güzergâh
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Nüfus ve Göç Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Orhan Deniz, Türkiye'nin dünyanın en önemli göç güzergâhlarından biri olduğunu söyledi.
Özellikle Güneydoğu Asya, Ortadoğu ve Doğu Afrika ülkelerinden yola çıkıp Avrupa'ya ulaşmak isteyen göçmenlerin ana göç koridoru olarak Türkiye'yi seçtiğini anlatan Deniz, Afganistan, Pakistan, İran ve Bangladeş'ten yoğunlukla gelenlerin Van-İran sınırından ülkeye giriş yaptığını ifade etti.
Sınır hattındaki coğrafi şartların bölgede kontrolü zorlaştırdığını, düzensiz göçmenlerin kontrolün az olduğu dağlık alanlardan giriş yaptığını belirten Deniz, 2019'da Van sınırlarında 20 bine yakın düzensiz göçmenin yakalandığını kaydetti.
Geri kabul anlaşmaları yapılmalı
Bundan sonraki süreçte yoğun göç akımlarının yaşanabileceğine dikkati çeken Deniz, göçmen kaçakçılarına yönelik daha caydırıcı cezaların getirilmesi, sınır güvenliğinin arttırılması ve göçmen gönderen ülkelerle 'göçmen geri kabulü' hızlandıracak düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirtti.
YYÜ Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Suvat Parin de Afganistan'ın insanların göç etmesini teşvik eden bir pozisyonda olduğuna işaret ederek, "Bu açıdan Afganistan'dan gelenlerin bir beyin göçü oluşturduğu söylenemez. Ailesiyle getirilen kundaktaki bir çocuktan 65 yaşındaki insana kadar gelenler oluyor. İran'dan gelenlerin profili biraz daha belirgin. Özellikle rejim baskısından kaçan genç ve orta yaş grubu oluşturuyor.
Gelen İranlıların hem sınıfsal hem de sosyoekonomik anlamda daha güçlü bir profile sahip olduğunu görüyoruz" dedi.