Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, "Son zamanlarda ülkenin karşılaştığı durumları kabul etmek mümkün değildir. Yaşananlar, insanı 'ülkede bir Truva atı mı yetiştiriliyor' diye düşündürüyor" şeklinde konuştu Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.Mehmet Haberal, Başkent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi'nce Bağlıca Kampusu Prof. Dr. İhsan Doğramacı Konferans Salonu'nda düzenlenen "Osmanlı'dan Lozan'a Batı'nın Paylaşım Projeleri" konulu sempozyuma katıldı. İki gün süren sempozyumun, tarihi gerçeklerin bir kez daha hatırlanması açısından büyük önem taşıdığını ifade eden Haberal, "Osmanlı İmparatorluğu'nun hangi dönemlerden geçtiğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin hangi şartlarda kurulduğunu herkese göstermek bizlerin en önemli görevidir" dedi. Türkiye'nin, çok kısa bir sürede "odun ateşinden lazer teknolojisine" uzanan bir atılım gerçekleştirdiğini kaydeden Haberal, bunu Misak-ı Milli sınırları içinde yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının başardığını anlattı. Haberal, Türkiye'nin coğrafi konumunun ve sahip olduğu zenginliklerin tarih boyunca diğer devletlerin "iştahını kabarttığını" da vurgulayarak, "Son zamanlarda ülkenin karşılaştığı durumları kabul etmek mümkün değildir. Yaşananlar, insanı 'ülkede bir Truva atı mı yetiştiriliyor' diye düşündürüyor" şeklinde konuştu. Haberal, bugünün koşullarında ülkelerarası ilişkileri doğru tahlil edebilmek için geçmişin çok iyi bilinmesi gerektiğine işaret etti. Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Prof. Dr. Enver Hasanoğlu dasempozyumdaki tartışmaların, geçmişin yanı sıra geleceğe de ışık tutacağını, tarihin tekerrür etmesini önlemeye katkıda bulunacağını bildirdi. Sevr bir ölümdüSempozyumda, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sina Akşin, "Sevr Anlaşması Uygulansaydı Sonrasında Neler Olabilirdi?" başlıklı konuşmasında, anlaşmanın koşullarına dikkati çekti. Sevr'in, yalnızca bağımsızlığı değil, devleti ortadan kaldırdığına işaret eden Akşin, "Sevr'den sonra bir hayat olmayacaktı, ölümdü" dedi. Akşin, bir katılımcının, "Batılı ülkeler, Türklerin kurtuluş mücadelesi içine gireceğini neden tahmin edemediler?" şeklindeki sorusuna ise "Avrupalıların yabancılarla birlikte yaşama kabiliyetleri yok. O kadar kendilerine dönükler ki, karşılarındakinin tepkilerini, sonuçları göremiyorlar" yanıtını verdi. Dumlupınar Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Aygün Attar da, Osmanlı'nın paylaşım projesinde Rusya'nın rolü hakkında bilgi verdi. Rusya'nın, Osmanlı'nın parçalanma sürecinde "gözlemci değil, etkin bir aktör" konumunda olduğunu ileri süren Attar, Rusya'nın bunu imparatorluk topraklarındaki etnik farklılıkları kullanarak yaptığını söyledi. Attar, "Devletler arası ilişkilerde hukuk ve adalet anlayışı yoktur. Hukuk ve adalet, güçlü olandan yanadır. Güçlü olmak için de milli kimliğe sarılmak, güçlü ve bağımsız bir ekonomi oluşturmak gerekir" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.