TÜSİAD'dan Hükümete kritik eleştiri!
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, Van'da yaptığı konuşmada, Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak tarafından 30 Eylül'de açıklanan YEP'e dair kritik eleştirilerde bulundu. Kaslowski, “YEP’te 2020’den sonra büyüme yüzde 5 ve bunun için de yüzde 10'lar düzeyinde özel sektör yatırımı öngörülmüş. İç ve dış talep, yatırım iştahını tetikleyecek durumda değil” dedi
04.10.2019 00:00:00





RECEP BAHAR / DETAY HABER
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, Van'da düzenlenen 'İş Dünyası Van Buluşması' etkinliğinde yaptığı konuşmada, kentte yaşayanların yüzde 65'inin 0-29 yaş grubunda olduğuna işaret ederek, "Nüfusu ile genç nüfus açısından Türkiye ortalamasının üzerinde. Eğitim başarı sıralamasına baktığımızda ise Van ili Türkiye'de 75. sırada. Bu iki veri bize gençlerimize yönelik atılacak çok fazla adımın olduğunu gösteriyor" dedi.
Türkiye ekonomisinde zorlukların sürdüğüne işaret eden Kaslowski, şöyle devam etti: "Geçen yıl başlayan ekonomik daralma nedeniyle işsizlik oranı yüksek, talep koşulları zayıf. İhracatımızda da maalesef küresel duraklama nedeniyle bir yavaşlama hissediliyor. Ekonomiye güven henüz zayıf ve yatırım iştahı son derece düşük. Bu yılı sıfıra yakın bir büyümeyle kapatacağız. Önümüzdeki yıl finansman maliyetlerindeki gerilemenin talebi bir miktar olumlu etkileyebileceğini düşünüyoruz. Ancak krizin altında yatan asıl nedenleri ortadan kaldırmadan yüksek büyüme oranlarına tekrar dönmemiz mümkün görünmüyor. Van'a baktığımızda, işgücüne katılım oranları düşük, işsizlik oranının ise ülke ortalamasından hayli yüksek olduğunu görüyoruz. Kentsel nüfus arasındaki işsizlik oranının çok daha dramatik boyutlarda olduğu görülüyor."
YEP'teki tahminler gerçekçi değil
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından 30 Eylül'de açıklanan Yeni Ekonomi Programı'na (YEP) dair tespitlerde de bulunan Kaslowski, geleceği tahmin etmenin zor olduğunu vurgulayarak, "Bu tür programların özel sektöre yön veren bir yapıya kavuşabilmesi, yatırım ortamına güven verebilmesi için, sapmaları minimize edecek yan adımları ve detaylı planları da görmek isteriz. İş dünyası yatırım yaparken orta ve uzun vadeye odaklanır. Yatırımlarını artırabilmek için istikrar ve güvene ihtiyaç duyar. YEP'de öngörülen 2020-22 dönemi milli gelir büyümesi, Türkiye potansiyel büyümesi civarında aynı zamanda beklentilerin üzerinde, yüzde 5 olarak öngörülmüş. Bu büyümeyi elde etmek için doğal olarak yine yüzde 10'lar düzeyinde özel sektör yatırımları öngörülmüş. İç ve dış talep; yatırım iştahını tetikleyecek durumda değil. Dış talep açısından, en büyük pazarımız olan Avrupa'dan gelen emareler iç açıcı değil. Dünyanın kalan bölgeleri açısından da dış ticarette büyüme beklenmiyor. Elbette iç talep toparlandıkça yatırım iştahı da artacaktır. Ancak bu toparlanma belli şartlar altında ve daha uzun bir zaman dilimine yayılacaktır. YEP'de belirtildiği gibi güçlü bir iç talep ve büyüme geri geldiği durumda cari açığımızın da aynı anda düşmesi oldukça zordur."
Önce yargı bağımsızlığı
Yeni programda yargı reformuna yer verilmesinin sevindirici olduğun işaret eden Kaslowski, "Yargıda uzmanlaşma ve hız önemlidir. Ancak yargı bağımsızlığının olmadığı durumda adaletten bahsetmek mümkün değildir. Her şeyden önce yargı bağımsızlığını güçlendirecek adımların atılmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin borç yükü ağır
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, Türkiye'nin döviz cinsinden yüksek miktarda borcu olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu: "Yeni Ekonomi Programı'mızın açıklandığı gün bir veri daha açıklandı: Özel sektör ve kamunun toplam dış borcu milli gelirin yüzde 61.9'una ulaştı. En son 2001 krizinde yüzde 56'yı görmüştük. Geçtiğimiz 4 yılda doların değeri TL'ye kıyasla 2.5 kat arttı. Geri ödenebilir durumdaki pek çok kredi bu nedenle ödenemez hale geldi. Bankalar mümkün olduğunca bu borçları yeniden yapılandırıyor. Ancak bu sefer de taze kredilere, ekonominin sağlıklı alanlarına kredi akışı yavaşlıyor. Kaynaklar sorunlu kredilerde kilitli kalıyor. Bu sorunu çözmeden ne şirketlerin yeni yatırım yapabilmesi ne de bankaların büyük oranda yeni kredi verebilmesi mümkün değil. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız tam olarak buydu. Bugün reel sektörde güven hala zayıf. Şirketler birbirlerine vade açmaktan dahi çekiniyorlar."
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, Van'da düzenlenen 'İş Dünyası Van Buluşması' etkinliğinde yaptığı konuşmada, kentte yaşayanların yüzde 65'inin 0-29 yaş grubunda olduğuna işaret ederek, "Nüfusu ile genç nüfus açısından Türkiye ortalamasının üzerinde. Eğitim başarı sıralamasına baktığımızda ise Van ili Türkiye'de 75. sırada. Bu iki veri bize gençlerimize yönelik atılacak çok fazla adımın olduğunu gösteriyor" dedi.
Türkiye ekonomisinde zorlukların sürdüğüne işaret eden Kaslowski, şöyle devam etti: "Geçen yıl başlayan ekonomik daralma nedeniyle işsizlik oranı yüksek, talep koşulları zayıf. İhracatımızda da maalesef küresel duraklama nedeniyle bir yavaşlama hissediliyor. Ekonomiye güven henüz zayıf ve yatırım iştahı son derece düşük. Bu yılı sıfıra yakın bir büyümeyle kapatacağız. Önümüzdeki yıl finansman maliyetlerindeki gerilemenin talebi bir miktar olumlu etkileyebileceğini düşünüyoruz. Ancak krizin altında yatan asıl nedenleri ortadan kaldırmadan yüksek büyüme oranlarına tekrar dönmemiz mümkün görünmüyor. Van'a baktığımızda, işgücüne katılım oranları düşük, işsizlik oranının ise ülke ortalamasından hayli yüksek olduğunu görüyoruz. Kentsel nüfus arasındaki işsizlik oranının çok daha dramatik boyutlarda olduğu görülüyor."
YEP'teki tahminler gerçekçi değil
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından 30 Eylül'de açıklanan Yeni Ekonomi Programı'na (YEP) dair tespitlerde de bulunan Kaslowski, geleceği tahmin etmenin zor olduğunu vurgulayarak, "Bu tür programların özel sektöre yön veren bir yapıya kavuşabilmesi, yatırım ortamına güven verebilmesi için, sapmaları minimize edecek yan adımları ve detaylı planları da görmek isteriz. İş dünyası yatırım yaparken orta ve uzun vadeye odaklanır. Yatırımlarını artırabilmek için istikrar ve güvene ihtiyaç duyar. YEP'de öngörülen 2020-22 dönemi milli gelir büyümesi, Türkiye potansiyel büyümesi civarında aynı zamanda beklentilerin üzerinde, yüzde 5 olarak öngörülmüş. Bu büyümeyi elde etmek için doğal olarak yine yüzde 10'lar düzeyinde özel sektör yatırımları öngörülmüş. İç ve dış talep; yatırım iştahını tetikleyecek durumda değil. Dış talep açısından, en büyük pazarımız olan Avrupa'dan gelen emareler iç açıcı değil. Dünyanın kalan bölgeleri açısından da dış ticarette büyüme beklenmiyor. Elbette iç talep toparlandıkça yatırım iştahı da artacaktır. Ancak bu toparlanma belli şartlar altında ve daha uzun bir zaman dilimine yayılacaktır. YEP'de belirtildiği gibi güçlü bir iç talep ve büyüme geri geldiği durumda cari açığımızın da aynı anda düşmesi oldukça zordur."
Önce yargı bağımsızlığı
Yeni programda yargı reformuna yer verilmesinin sevindirici olduğun işaret eden Kaslowski, "Yargıda uzmanlaşma ve hız önemlidir. Ancak yargı bağımsızlığının olmadığı durumda adaletten bahsetmek mümkün değildir. Her şeyden önce yargı bağımsızlığını güçlendirecek adımların atılmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin borç yükü ağır
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, Türkiye'nin döviz cinsinden yüksek miktarda borcu olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu: "Yeni Ekonomi Programı'mızın açıklandığı gün bir veri daha açıklandı: Özel sektör ve kamunun toplam dış borcu milli gelirin yüzde 61.9'una ulaştı. En son 2001 krizinde yüzde 56'yı görmüştük. Geçtiğimiz 4 yılda doların değeri TL'ye kıyasla 2.5 kat arttı. Geri ödenebilir durumdaki pek çok kredi bu nedenle ödenemez hale geldi. Bankalar mümkün olduğunca bu borçları yeniden yapılandırıyor. Ancak bu sefer de taze kredilere, ekonominin sağlıklı alanlarına kredi akışı yavaşlıyor. Kaynaklar sorunlu kredilerde kilitli kalıyor. Bu sorunu çözmeden ne şirketlerin yeni yatırım yapabilmesi ne de bankaların büyük oranda yeni kredi verebilmesi mümkün değil. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız tam olarak buydu. Bugün reel sektörde güven hala zayıf. Şirketler birbirlerine vade açmaktan dahi çekiniyorlar."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.