TÜSİAD'da isyan etti... Borç içinde yüzüyoruz
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, cari (döviz) açığın 50 milyar doları aştığına, bütçe açığının da aşırı yükseldiğine işaret ederek, "Ekonominin cari açık-bütçe açığı kapanına doğru sürüklendiği düşüncesi, TL'nin değeri üzerinde baskı yaratıyor" dedi
24.05.2018 00:00:00
YENİ MESAJ/İSTANBUL
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nin (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Toplantısı İstanbul'da gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) enflasyon ile mücadele için gerekli tüm adımları bağımsız bir şekilde atabilmesi gerektiğini belirterek, "TL'nin değerinde son dönemde görülen ve tüm vatandaşları büyük bir endişeye sevk eden baş aşağı gidiş karşısında Merkez Bankası tarafından Çarşamba akşamı yapılan müdahale herkesi rahatlatmıştır" dedi.
Siyasi kavgalardan usandık
Siyasi partilerin ve cumhurbaşkanı adaylarının manifestolarını ve seçim bildirgelerini açıklamaya başladığını, bundan sonra ise sıranın seçmende olduğunu ifade eden Özilhan, şunları söyledi: "En başta uzlaşma, barış ve istikrar istediğimizi bir kere daha vurgulayalım. 2007'den bu yana ortalama 12 ayda bir yapılan seçimlerden yorgun düştük. Toplumu geren, kamplaştıran, arkadaşı arkadaşla, akrabayı akrabayla, komşuyu komşuyla karşı karşıya getiren bu gergin havadan kurtulmak istiyoruz. Artık ekonomik ve siyasi ortamın olgunlaşmasını istiyoruz. Kamplaşmayı, kavgayı, gürültüyü geride bırakmayı, enerjimizi Türkiye'mizi nasıl daha iyi yaparız, daha mutlu insanların ülkesi yaparız konusuna ayırmayı istiyoruz. Kafa kafaya verip tartışırsak, aşamayacağımız hiçbir sorunumuz olmaz. El ele çalışırsak ülkemizi yeni teknolojik çağın kazananlarından biri haline getiririz. Beraber hareket edersek, küresel güç mücadelesinde Türkiye'mizin çıkarlarını en iyi biçimde savunabiliriz."
Devlet güçlenmeli
Özilhan, seçimler sonrası oluşacak siyasi iradeye yönelik olarak bazı başlıklara değinerek, şunları aktardı: "Birincisi devletin kurumsal kapasitesini güçlendirilmesi. Kutuplaşmanın olduğu toplumlarda devlet çok iyi çalışmalı. Devlet mekanizmasının işleyişi kişilerle kaim değildir. Aslolan kuralların herkes için eşit ve bağlayıcı olması, kurumsal kapasitesi gelişkin bir devlet düzeninin etkin işlemesi ve tüm vatandaşlarını ayrım gözetmeksizin hoşnut etmesidir. İkincisi güçler dengesinin sağlanması. Üçüncüsü bürokrasinin, etkin, hızlı ve iyi işleyecek biçimde yapılandırılması ve atamaların sadece liyakata göre yapılması."
Özilhan, dördüncü önemli başlığın da hukuk devletinin ve adaletin yeniden tesisi olduğunu anlatarak, sadece kağıt üzerinde değil, hayatın içinde de tüm vatandaşların hak ve özgürlüklerinin tam olarak devlet güvencesinde olması gerektiğini vurguladı.
Bütçe dengesi bozuluyor
Yapısal reformların yapılmasını ve bunun mali disiplinle pekiştirilmesini isteyen Özilhan, "Bütçe açığı zaten bozulma eğiliminde iken, seçim öncesinde açıklanan paketle bütçeye gelen ilave 24 milyar TL'lik ek yük, mali disiplin konusunda şüphelere neden olmuştur. İç tasarruflar yeterli değilken kamu açığının artma eğiliminde olması, kaynak ihtiyacını artırıyor. Diğer yandan, petrol fiyatlarındaki artış, yılda 50 milyar doları bulan cari açığı körüklüyor. Ekonominin cari açık-bütçe açığı kapanına doğru sürüklendiği düşüncesi, TL'nin değeri üzerinde baskı yaratıyor. Bu değerlendirmeler, Türkiye'nin kredi notunda düşüşlere neden oluyor. Bu durumun önüne geçilmesi için makroekonomik dengeleri tesis edecek bir programın devreye sokulması gerekiyor" şeklinde konuştu.
Türkiye sadece inşaatla büyüyemez
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, dünyanın en büyük 20 ekonomisinden birisi olan Türkiye'nin tek bir sektöre -inşaata- bağımlı olarak büyümesinin doğru olmadığına işaret ederek, "İnşaat sektörü büyümeyi harekete geçirmekte, altyapı üretmekte ve kentsel dönüşümü sağlamakta hiç şüphesiz çok önemlidir. Ama sanayi ve tarımın yarattığı katma değeri artırmadan büyümeyi sürdürülebilir kılmak imkânsız" şeklinde konuştu.
Özilhan, büyümenin meyvelerinin adilce paylaşılması gerektiğine işaret ederek, 2007 yılına kadar gelir dağılımı göstergelerinde önemli iyileşmelerin sağlandığını, sonrasında ise bir ilerleme sağlanamadığını vurguladı.
Seçim döneminde verilenler geri alınacak
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, gelir dağılımından daha az pay alan kesimlere seçimlerden hemen önce verilen desteklerin seçim sonrasında bozulan bütçe açığı nedeniyle geri alınmak durumunda kalındığını dile getirerek, "Bunun yerine, bireyler ve bölgeler arası gelir dağılımını daha dengeli hale getirecek uzun vadeli bir strateji yürütülmeli. Eğitim sisteminde son 15 yılda 15 kez değişiklik yapıldı ama sistem bir türlü düzeltilemedi. Sorunların nedenini ve doğasını anlayabilen ve çözüm üretebilen bir nesil yetiştirmeyi daha başaramadık. Çocuklarımızı dünyadaki yaşıtlarının gerisinde yetiştiriyoruz, büyüttüğümüz gençlerimize iş alanı açamıyoruz" dedi.
Borç içinde yüzüyoruz
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, TÜSİAD'ın Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Siyasal istikrar ve güven ortamıyla, ekonomik istikrar 'at başı' gider. İyi siyaset, güçlü ekonomi; güçlü ekonomi de güçlü ülke demektir" diye konuştu.
Ekonominin zor bir süreçten geçtiğine işaret eden Bilecik, "Tasarruf oranlarımız, iç talebe dayalı yüksek büyümemizi finanse etmekte yetersiz kalıyor. Dış borca bu nedenle bağımlıyız. Dış borç, kamu ya da özel sektör ayırt etmeden hepimiz için bir kur riski taşıyor. Artık içinde bulunduğumuz gerçeği kabul etmemiz ve bu gerçeğe uygun politikalar üretmemiz gerekiyor. Çünkü ekonomide mucizeler yoktur, gerçekler vardır. Ve hakikati istediğiniz gibi eğip bükemezsiniz. Yüksek büyümeyle ekonomimizin tekerlekleri hızlı dönüyor ama aynı anda yüksek cari açık ve yüksek enflasyon nedeniyle ekonomimiz patinaj yapıyor, ilerleyemiyoruz" dedi.
Bilecik, Türkiye'nin güçlü bir vergi reformuna ihtiyaç duyduğunu savundu. Bilecik, bankaların TL cinsinden kredilerinin topladıkları mevduata oranının yüzde 150'ye vardığına işaret ederek, "Büyümeyi sürekli ucuz banka kredisiyle fonlamamız" dedi.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nin (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Toplantısı İstanbul'da gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) enflasyon ile mücadele için gerekli tüm adımları bağımsız bir şekilde atabilmesi gerektiğini belirterek, "TL'nin değerinde son dönemde görülen ve tüm vatandaşları büyük bir endişeye sevk eden baş aşağı gidiş karşısında Merkez Bankası tarafından Çarşamba akşamı yapılan müdahale herkesi rahatlatmıştır" dedi.
Siyasi kavgalardan usandık
Siyasi partilerin ve cumhurbaşkanı adaylarının manifestolarını ve seçim bildirgelerini açıklamaya başladığını, bundan sonra ise sıranın seçmende olduğunu ifade eden Özilhan, şunları söyledi: "En başta uzlaşma, barış ve istikrar istediğimizi bir kere daha vurgulayalım. 2007'den bu yana ortalama 12 ayda bir yapılan seçimlerden yorgun düştük. Toplumu geren, kamplaştıran, arkadaşı arkadaşla, akrabayı akrabayla, komşuyu komşuyla karşı karşıya getiren bu gergin havadan kurtulmak istiyoruz. Artık ekonomik ve siyasi ortamın olgunlaşmasını istiyoruz. Kamplaşmayı, kavgayı, gürültüyü geride bırakmayı, enerjimizi Türkiye'mizi nasıl daha iyi yaparız, daha mutlu insanların ülkesi yaparız konusuna ayırmayı istiyoruz. Kafa kafaya verip tartışırsak, aşamayacağımız hiçbir sorunumuz olmaz. El ele çalışırsak ülkemizi yeni teknolojik çağın kazananlarından biri haline getiririz. Beraber hareket edersek, küresel güç mücadelesinde Türkiye'mizin çıkarlarını en iyi biçimde savunabiliriz."
Devlet güçlenmeli
Özilhan, seçimler sonrası oluşacak siyasi iradeye yönelik olarak bazı başlıklara değinerek, şunları aktardı: "Birincisi devletin kurumsal kapasitesini güçlendirilmesi. Kutuplaşmanın olduğu toplumlarda devlet çok iyi çalışmalı. Devlet mekanizmasının işleyişi kişilerle kaim değildir. Aslolan kuralların herkes için eşit ve bağlayıcı olması, kurumsal kapasitesi gelişkin bir devlet düzeninin etkin işlemesi ve tüm vatandaşlarını ayrım gözetmeksizin hoşnut etmesidir. İkincisi güçler dengesinin sağlanması. Üçüncüsü bürokrasinin, etkin, hızlı ve iyi işleyecek biçimde yapılandırılması ve atamaların sadece liyakata göre yapılması."
Özilhan, dördüncü önemli başlığın da hukuk devletinin ve adaletin yeniden tesisi olduğunu anlatarak, sadece kağıt üzerinde değil, hayatın içinde de tüm vatandaşların hak ve özgürlüklerinin tam olarak devlet güvencesinde olması gerektiğini vurguladı.
Bütçe dengesi bozuluyor
Yapısal reformların yapılmasını ve bunun mali disiplinle pekiştirilmesini isteyen Özilhan, "Bütçe açığı zaten bozulma eğiliminde iken, seçim öncesinde açıklanan paketle bütçeye gelen ilave 24 milyar TL'lik ek yük, mali disiplin konusunda şüphelere neden olmuştur. İç tasarruflar yeterli değilken kamu açığının artma eğiliminde olması, kaynak ihtiyacını artırıyor. Diğer yandan, petrol fiyatlarındaki artış, yılda 50 milyar doları bulan cari açığı körüklüyor. Ekonominin cari açık-bütçe açığı kapanına doğru sürüklendiği düşüncesi, TL'nin değeri üzerinde baskı yaratıyor. Bu değerlendirmeler, Türkiye'nin kredi notunda düşüşlere neden oluyor. Bu durumun önüne geçilmesi için makroekonomik dengeleri tesis edecek bir programın devreye sokulması gerekiyor" şeklinde konuştu.
Türkiye sadece inşaatla büyüyemez
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, dünyanın en büyük 20 ekonomisinden birisi olan Türkiye'nin tek bir sektöre -inşaata- bağımlı olarak büyümesinin doğru olmadığına işaret ederek, "İnşaat sektörü büyümeyi harekete geçirmekte, altyapı üretmekte ve kentsel dönüşümü sağlamakta hiç şüphesiz çok önemlidir. Ama sanayi ve tarımın yarattığı katma değeri artırmadan büyümeyi sürdürülebilir kılmak imkânsız" şeklinde konuştu.
Özilhan, büyümenin meyvelerinin adilce paylaşılması gerektiğine işaret ederek, 2007 yılına kadar gelir dağılımı göstergelerinde önemli iyileşmelerin sağlandığını, sonrasında ise bir ilerleme sağlanamadığını vurguladı.
Seçim döneminde verilenler geri alınacak
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, gelir dağılımından daha az pay alan kesimlere seçimlerden hemen önce verilen desteklerin seçim sonrasında bozulan bütçe açığı nedeniyle geri alınmak durumunda kalındığını dile getirerek, "Bunun yerine, bireyler ve bölgeler arası gelir dağılımını daha dengeli hale getirecek uzun vadeli bir strateji yürütülmeli. Eğitim sisteminde son 15 yılda 15 kez değişiklik yapıldı ama sistem bir türlü düzeltilemedi. Sorunların nedenini ve doğasını anlayabilen ve çözüm üretebilen bir nesil yetiştirmeyi daha başaramadık. Çocuklarımızı dünyadaki yaşıtlarının gerisinde yetiştiriyoruz, büyüttüğümüz gençlerimize iş alanı açamıyoruz" dedi.
Borç içinde yüzüyoruz
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, TÜSİAD'ın Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Siyasal istikrar ve güven ortamıyla, ekonomik istikrar 'at başı' gider. İyi siyaset, güçlü ekonomi; güçlü ekonomi de güçlü ülke demektir" diye konuştu.
Ekonominin zor bir süreçten geçtiğine işaret eden Bilecik, "Tasarruf oranlarımız, iç talebe dayalı yüksek büyümemizi finanse etmekte yetersiz kalıyor. Dış borca bu nedenle bağımlıyız. Dış borç, kamu ya da özel sektör ayırt etmeden hepimiz için bir kur riski taşıyor. Artık içinde bulunduğumuz gerçeği kabul etmemiz ve bu gerçeğe uygun politikalar üretmemiz gerekiyor. Çünkü ekonomide mucizeler yoktur, gerçekler vardır. Ve hakikati istediğiniz gibi eğip bükemezsiniz. Yüksek büyümeyle ekonomimizin tekerlekleri hızlı dönüyor ama aynı anda yüksek cari açık ve yüksek enflasyon nedeniyle ekonomimiz patinaj yapıyor, ilerleyemiyoruz" dedi.
Bilecik, Türkiye'nin güçlü bir vergi reformuna ihtiyaç duyduğunu savundu. Bilecik, bankaların TL cinsinden kredilerinin topladıkları mevduata oranının yüzde 150'ye vardığına işaret ederek, "Büyümeyi sürekli ucuz banka kredisiyle fonlamamız" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.